Abdurrahman Dilipak
Son durum şöyle: CHP’de belirsizlik devam ediyor ve İyi Parti kongreye gidiyor. Ayın 18’inde AK Partinin kongresi var.
CHP kongre konusunda tam ortadan ikiye bölündü. “Seçime giderken kurultay mı olur” diyorlar ya, daha beteri oldu şimdi! Aslında CHP’de çoğu kimse kurultaya karşı çıkmıyor. Belediye başkanları, il Başkanları seçime giderken kurultaya karşılar ya, ama bu saatten sonra onlar da kurultaya evet demek zorunda, çünkü kongreye gitmezlerse CHP’nin seçimi kaybedeceği muhakkak. Giderlerse ne olur o da muallakta! Ancak öte yandan milletvekili seçimleri oldu, yerel yönetim seçimleri de olacak olursa parti merkezli siyaset için uzun bir ara dönem var. Hiç olmazsa belediye teşkilatlarında köklü bir değişim için adayları belirlerken yenilikçi kanadın parti yönetiminde söz sahibi olma talebi var.
İmza atmayıp da kongre konusuna sıcak bakan başka bir kanat daha var. Onlar olan oldu zaten. Bu tartışmaların bu şekilde devam etmesi en kötü tercih. O zaman ne olursa olsun, zararın neresinden dönülürse orası kârdır. Hemen kongre kararı alınmalı. Ama bu kanat açıkça bunu dillendirmiyor, çünkü kongre kararı alınmazsa kaybeden tarafta olmak istemiyor, ama gönülleri kongreden yana.
Bu kanadın en önemli itirazlarından biri Kılıçdaroğlu mu, İnce mi tercihi ile sınırlandırılmış bir kongrenin partiye fayda sağlamayacağı. Ama güçlü bir 3. aday da yok.
CHP’de “kurultaya hayır” diyen bildiriyi 145 milletvekilinden 129’unun imzaladığı belirtildi. 59 il başkanı da kongreye hayır dedi. CHP’de daha şimdiden Kılıçdaroğlu’na “Hayır” diyen 12 milletvekili var. Baykal hasta, Berberoğlu içeride. Kılıçdaroğlu kendisi imzalamayı unutmuş olabilir!?
CHP’de zor olan Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmak değil, onun yerine kimin geleceği. O kişi “İnce” değil. İnce bu yolu açan kişi ve tabi rolü ile yeni oluşumda önemli bir konumda olacak.
Şimdi, kongre talep eden delegelerin imzalarını geri çekmeleri için baskı yapılacak. Aslında bu süreç aslında CHP içinde krizin mayalanması için son derece önemli bir süreç. Kılıçdaroğlu’nun krizi çözme metodu ise, krizi daha da derinleştireceğe benziyor. Enis Berberoğlu üzerinden gündem oluşturma çabaları da başarısız oldu. Bir yandan da Enis Berberoğlu Kılıçdaroğlu’nun yumuşak karnı konumunda. Kılıçdaroğlu dikkatleri başka yönlere çekmeye çalışıyor ama bundan başarılı olamıyor. Tehdit ve dayatma, şantaj yöntemlerine başvurulması ile işin rengi bir anda değişebilir..
CHP’de ok yaydan çıktı. Görünen o ki, kongre bugün olur ya da olmaz, ama bu konu gündemden düşmeyecek. Seçimden önce CHP kongreye gitmek zorunda kalacak ve parti bölünecek. Daha doğrusu şu anki bölünme resmiyet kazanacak. Ve tabi bu biraz da İyi Parti’deki gelişmeler bağlı.
Biliyorsunuz, seçim öncesi CHP’den İyi Partiye 15 milletvekili ödünç gitmişti. CHP’den istifa ederek İYİ Parti’ye katılan milletvekillerinin isimleri şöyle: “Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer, Ankara Milletvekili Nihat Yeşil, Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Burdur Milletvekili Mehmet Göker, Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu ile Erkan Aydın, Çorum Milletvekili Tufan Köse, Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Kayseri Çetin Arık, Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş.”
CHP’nin geçmişinde böyle şeyler. DP’nin kuruluşunda da 4 milletvekili ödünç vermişti, onlar gitti geri gelmedi. Dörtte 3’ü de daha sonra asıldı.
Bildiri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve cezaevinde tutuklu bulunan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’na iletilmedi.
Bildiriye, Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Edirne Milletvekili Erdin Bircan, Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, İstanbul milletvekilleri Ali Şeker ve Gürsel Tekin, İzmir milletvekilleri Mehmet Ali Çelebi ve Selin Sayek Böke, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy, Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya ve Yalova Milletvekili Özcan Özel destek vermedi.
CHP’de bir takım kişiler partileri ile aralarına soğukluk girmesin diye bu bildiriyi imzalamamışlardır. Yoksa kongreye gitmeye bu kadar karşı çıkmanın bir mantığı olabilir mi? Kendi tabanınızın hakemliğinde var olan bir sorunu çözüme kavuşturacaksınız.
CHP’deki, derin kriz yapısal ve kronik bir hastalığa dönüşmüş durumda. Kongre olsa da kriz çözülmeyecek. Kavga çıkacak. CHP’den muhalif grup ayrılsa sorun yine çözülmez. Parti bölünme noktasına geldi. Bölünene kadar kriz devam edecek. Bölünürlerse, bir defa da bölünmeyecekler.
CHP’nin geleceği biraz da İyi Partinin geleceği ile ilgili. CHP’de liderlik sorunu çözülsün, CHP’de fazla kimse kalmaz.. Güç, iktidar kimde ise hemen oraya giderler. Kılıçdaroğlu’nun gücü güçsüzlüğünde! O gider, güçlü biri gelirse onu oradan almak zor. CHP’de yönetimi ele geçirmek isteyenler kendileri güce kavuşana kadar Kılıçdaroğlu’nun orada kalmasını isteyeceklerdir. Çünkü çevresi basit bir çıkar çevresidir. Kılıçdaroğlu’nun sosyolojik bir tabanı yok. İdeolojik bir kimliği de yok. Bir karizması falan da yok. Baykal’ı gönderenler onu geçici bir protez olarak CHP’nin başına getirdiler, ama kimi getirecek olsalar öteki kanat karşı çıktığı için geçici protez kalıcı oldu. Gittiğinde arkasından ağlayan olmaz. Kimse parti yönetimini ele geçirecek güce ulaşamadığı için şimdilik herkes Kılıçdaroğlu’na ses çıkartmıyor. O da bu dengeyi çok iyi kullanıyor. Yerini sevdi ve yerine daha da yerleşmek için herkese mavi boncuk dağıtıyor. Ama bir yandan da giderek eriyor. Güç kaybediyor..
CHP hep kriz üretti, kendi dışında iktidara karşı kriz üretim merkezi gibi çalıştı. Bir yandan da parti içinde bir iktidar mücadelesi var, içeride sürekli kriz var. Kılıçdaroğlu, İnce’yi Cumhurbaşkanlığı bahanesi ile tasfiye edecekti, olmadı. Başına bir bela sardı ki, bu beladan kolay kurtulamayacak.
CHP yönetimi seçim güvenliği konusunda mangalda kül bırakmıyordu ama bu adamların bırakın ülkeyi sağlıklı bir şekilde seçime götürmesini, bir parti kongresini bile yüzlerine, gözlerine bulaştırmadan yapacak kapasiteleri yok. CHP’de “dedi, dedim” kavgası devam ediyor. CHP’de Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, Muharrem İnce’nin “Koltuğa yapışanlar kalkmamak için her yolu deniyor” mesajına “sıradan ve kaba bir adam” sözleriyle karşılık verdi. Özkan’ın bu sözlerinin ardından İnce ise bir açıklama daha yaparak “Kimse üzülmesin, o arkadaşlarımın da Genel Başkanı olacağım” dedi. “Sıradan ve kaba bir adam” dedikleri kişi daha dün Cumhurbaşkanı adayı olarak takdim ettikleri kişi değil mi idi. Bütün bunlar tirajikomik bir hikâyeye dönüştü sanki.
Dikkat ederseniz, önlerine konulan bildiriye imza atmak ve il başkanları adına birinin çıkıp bildiri okuması dışında kimsenin çıkıp bir şey söylediği yok. Bu kavgada kazanan taraf kim olacak belli olmadığı için birileri şimdiden tarafını belli etmek istemiyor. Eldeki bir kuşun daldaki 10 kuştan daha değerli olduğunu biliyorlar ama gözlerini de daldaki kuşlardan ayıramıyorlar.
CHP’de 81 ilden 76’sından kurultaya evet kararı çıkmış. Basında yer alan habere göre imza veren delegelerin illere göre dağılımının listesi çıkarıldı. Ortaya çıkan listeye göre, 81 ilin 76’sında muhalifler kurultay için imza topladı. Sadece Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’nin de aralarında bulunduğu Şırnak, Amasya, Çankırı, Sinop’tan imza veren olmadı. İnce’nin memleketi Yalova ile Sakarya, Manisa, Kilis, Aksaray, Bartın, Batman, Bilecik, Düzce ve Hakkâri illerinde muhalifler tulum çıkarmış. Listeye göre CHP’de 144 milletvekilinden 10 milletvekili ile 60 kişilik Parti Meclisi’nden 12 üye olağanüstü kurultayın toplanması için imza vermiş. 15 kişilik Yüksek Disiplin Kurulu’ndan ise 4 üye olağanüstü kurultayın toplanmasını istemiş.
CHP’de yaşananlar siyasi ahlak, nezaket, demokrasi, ciddiyetle açıklanacak bir durum değil. Kendi yoldaşlarına karşı bu kadar acımasız ve kaba bir topluluktan ülkeye ve millete ne hayır gelir ki!
Neyse, iyi oluyor. CHP böyle böyle kendini bitiriyor. Durmak yok, yola devam.. Selam ve dua ile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022