Abdurrahman Dilipak
Eskiden Mason deyince Tapınakçılar akla gelirdi. Ne oldu ise Vestefelya’dan sonra oldu. Ulus devletler, sanayi devrimi, Fransız devrimi derken Laikliğin kabul edilmesi ile Masonluk da Vatikan’ın elinden kaydı gitti. Fransız locası, İngiliz Locası, özel localar, alt-üst örgütlenmeler derken, her şey altüst oldu. Bugün bir sürü bağımsız loca var.
Bir de derin devletler ortaya çıkınca bunların locaları oluştu. Bunlar ordu ve istihbarat örgütlerine sızdılar, dünyanın farklı bölgelerinde kendilerine bağlı özel birlikler kurdular. Terör örgütleri ve mafya bu şekilde yeniden farklı bir şekilde örgütlendi.
Darbe süreçlerinde her şey içinden çıkılmaz bir hal aldı, para, kadın, güç pentagramında ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel kara delikler oluşturuldu. Sermaye, siyaset ve bürokrasi arasındaki derin ve karanlık ilişkiye zaman içinde, medya, mafya, STK’lar da katıldı. Böylece dini yapılar da sisteme entegre olmaya başladı.
Licio Gelli’nin P2 locası buna tipik bir örnek. Siyaset, mafya, sermaye, Vatikan, istihbarat örgütleri hepsi bu kirli oyunun içinde. İlgilendikleri her alanda, iki kutup oluşturuyorlar, sonra ikisini de birbirine karşı kışkırtarak ikisini de kontrol ediyorlar. Soğuk Savaşta uygulanan metot da bu idi. Arabalı vapur gibi, her iki taraftaki motoru da çalıştırırsanız, hangisinde gaza basarsanız vapur aksi yönde kontrollü şekilde hareket edecektir.
Osmanlı Masonluğu da özel bir Masonluktu. İttihat Terakki bu anlamda Masonik bir örgüttür. İstanbul, Kahire ve Selanik’teki Masonik yapı klasik masonluğa benzemez.
Tabi bir yandan da İstanbul’da hem İngiliz ve hem de Fransız masonluk örgütleri vardı. Osmanlı Masonları daha çok İttihat Terakkinin örgütlediği masonluk şemsiyesi altında idi.
Mustafa Kemal, İttihat Terakki’nin siyasi ayağında idi. Birçok konuda İttihat Terakkiyi taklit etti. Mesela İş Bankası olayında olduğu gibi. Masonluk konusunda da benzer bir politika izledi.
İttihat Terakki üyeleri hem masondurlar hem de değildirler. Mason değiller çünkü birçoğu uluslararası sisteme üye değil. Tepedeki bazı isimler üye olsalar bile, kendi tabanlarının uluslararası sistemle doğrudan temas kurmasını emir ve talimat almasını istemiyorlar. Böyle bir durum gelecekte kendileri için risk oluşturabilir. O ilişkiyi kendi ellerinde tutmak istiyorlar.
Öte yandan Masondurlar, çünkü aynı Masonik yapıyı modelleyen Osmanlı tipi bir masonluk örgütlüyorlar. Bu model her iki tarafın da işine yarıyor. Hem İttihat Terakkiciler Masonik çevrelere sadakatlarını göstermiş oluyorlar ve bu şekilde onların desteğini sağlamış oluyorlar, öte yandan da Masonlar, her iki tarafta da üye olan has adamları ile sırtlarında taşımadıkları bir davulun tokmağını ellerinde bulundurarak bu yapıyı kendileri için bir Truva atı olarak kullanıyorlar.
Osmanlıda tek bir Mason yapılanması yok. Mısır ayrı, İstanbul ayrı, Selanik ayrı. Örgütlerde Fransız ve İngiliz etkisi ayrı ayrı kendini gösteriyor.
Bizimkiler locanın koruma kalkanı altına girdikleri için kendilerini güvende hissediyorlar, ötekiler de bizimkileri kendi gözetimleri altında tutuyorlar.
FETÖ olayı bizde cumhuriyetle başlamaz.
Mustafa Kemal’in Mason olup olmadığı ya da Mason Localarını kapatıp kapatmadığı hep tartışılır. Mustafa Kemal bana göre her gruptaki localara üyeydi. Evet, Mason Localarını kapattı, ama bu Mason Localarına karşı olduğu için değil CHP kurulduğu için, “aynı gayeye hizmet edecek iki ayrı cemiyete gerek olmadığından” kapatıldı. Mason Localarının meşriki azam’ı Mim Kemal Öke’yi de kendine müşavir yaptı.
Mustafa Kemal bu şekilde, kendi kontrolü dışında uluslararası temas kuracak bir yapı istemiyordu, iki Osmanlıdan gelen bir takım grupların Loca altında örgütlenip kendine karşı bir tehdit oluşturmasına fırsat vermek istemiyordu.
Bizim Osmanlıcı Müslümanların Osmanlı Mason localarına girmeleri ise, bir yandan İttihat Terakki hükümetini karşılarına almadıklarını göstermek sureti ile, rejimin baskısından kurtulmak, öte yandan batıdaki özgürlükçü hareketleri arkasına alarak, İttihat Terakkinin muhtemel baskılarına karşı denge oluşturmak.. Aslında Abduh ve Afgani gibi daha birçok isimi bu çerçevede değerlendirmek gerek.
Tabi hem İttihat Terakkiciler ve hem de batılılar doğrudan ve dolaylı olarak kendi çatıları altına sığınan bu isimler, halka, İslam dünyasına karşı aralarında bir sorun olmadığı, müttefik oldukları şeklinde kullandılar. Bu anlamda bu kişilerin İslamcılık yapmasından da rahatsız olmadılar. Sebilürreşad da yazı yazan birçok kişi de aslında bu anlayış içindeydi.
Bu 1900’lü yıllardaki Osmanlı Masonluğu anlamadan FETÖ’yü, hatta bugün bir takım dini yapılardaki Masonik faaliyetleri, sızmaları anlamamız mümkün değildir..
Bakın Şeyhülislam Musa Kazım Efendi, Şeyhülislam İzzettin Efendi, Şeyhülislam Hayri Efendi,
Berlin Sefareti Baş İmamı Mustafa Hafız Şükrü, Sefaret İmamı Haşim Veli, Müderris Mahmut Esad Efendi, Ziyaüddin Efendi, Küçük Hüseyin Efendi, bunlar hep Masondu. Dün öyleydi de bugün durum çok farklı mı sanıyorsunuz! Sermaye, tarikat, siyaset, sivil toplum hiçbir kapıyı boş bırakmadılar. Cemiyetlerine üye yapamadıklarını para, pazar, kredi ile kendilerine bağladılar. Gözlerini para bürümüş birçok geri zekâlı kime hizmet ettiklerinin farkında bile değil aslında. Her zaman her türlü “İslami” faaliyetlere yakın ve sıcak ilgi gösterdiler. “Maddi” (!?) ve “Manevi” (!?) anlamda, “Fikri”(!?) anlamda, cömert yardımlarda, ihsanlarda bulundular.(!?) Hâlâ da bulunmaya devam ediyorlar.!?
Bir yandan da işler istedikleri gibi gitmediğinde, hem kendilerine yakın, hem de tıpkı FETÖ’cülerin yaptıkları gibi, eski dostlarına yeni, kendilerinden olmayan birilerinin isimlerini de katıp deşifre ediyorlar.
FETÖ, post modern bir “Tarsuslu Saul”dür. “Neo Sabatay Sevi”dir! Manzara şu: Şark cephesinde yeni bir durum yok. İbret almadığımız için bu olayla böyle devam edip gidiyor. Mesela CHP Masonik bir örgütlenmedir. M. Kemal, Mason Meşriki Azamını kendine müşavir yapıp, locaları kapatırken, “aynı gayeye hizmet edecek iki ayrı örgütlenmeye ihtiyaç olmadığı” fikrindedir.
Mason locasını güvenli bir sığınak olarak görenler ya da oraya ava gidenler avlanıp döndüler. BOP sürecini hatırlayın. O da benzer bir süreçti, Allah yardım etti de kurtulduk, hâlâ da o işten tam yakamızı kurtarabilmiş değiliz.
Arkadaşlar tarih övgü ya da sövgü kitabı değildir. Ders alınır ders. Artık övünmeyi, dövünmeyi bırakalım da, karanlığa küfretmeyi bırakıp bir mum yakalım. Zira ışık geldiğinde karanlık yok olur. Karanlık aydınlığın yokluğudur. Selam ve dua ile.
Yazarlar
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022