Ahmet AY
Evet, kendim kaldım, yaşadım.
İnsanlar cezaevinde diğer mahkûmlarla kapı aralığından, havalandırmada pekala konuşabilirler. Durumu daha uygun olan mahkümlar volta atarlarken ahbaplıklar geliştirebilirler.
Kısa süre de olsa Diyarbekir Zindanı dedikleri cehennemde bana yapılan işkenceye ara verildiğinde fırsat bulduğumuzda işkence altındaki diğer kurbanlarla bağrışarak“kimsin, nereden, neden getirdiler, nerelisin, bu kaçıncı gün...?” gibi diyaloglarımız olmuştu.
Sonraki yıllarda (sonraki desem de 2000’den sonra) Diyarbekir Zindanında bağrışarak konuştuğumuz A. Ç ile bir gün dost sohbetinde tanıştık. Sağ olsun, “Ahmet bundan yıllar önce de sözünü esirgemezdi. İşkencedeyken ‘ben Müslüman’ım, hiçbir yerle bağlantımın olmadığını sizler çok iyi biliyorsunuz, gizlim saklım yoktur’ diyerek işkenceci zalimlere karşı koyuyordu” demişti.
Evet,
Dediğim gibi, insanlar mahpusken de birileriyle görüşebiliyorlar. Anahtar deliğinde, kapı aralığında ya da havalandırmada.
Bunu neden mi anlattım?
Mehmet Baransu Pazartesi günkü köşesinde“… uyduruk bir gerekçeyle hapse atıldığı Silivri’de Türkiye’nin son 20 yılına tanıklık eden ... Vatana ihanet edenleri ortaya çıkaran polislerle tanışma fırsatı buldum…” diyerek girmiş konuya.
Ha, anladınız tabi, bu “Türkiye’nin son 20 yılına tanıklık eden… vatana ihanet edenleri ortaya çıkaran polisler” dediği polisler, aralarında “dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ofisini, telefonunu dinlemek, vatana ihanet, casusluk yapmak” gibi iddialar dolayısıyla Silivri’deler, Ukrayna ve Rusya’ya Bavul Ticareti yaptıkları için değil yani.
Devam ediyor Baransu, “Bu polislerin kimi istihbaratçı, kimisi terör uzmanı.”
İnsanın sorası geliyor, 2013’e kadar Türkiye’nin bütün imkânlarını ellerinde bulunduran bu “uzman”lar seçilmiş başbakanı hem de “terör örgütü lideri” yaftasıyla neden dinlerler?
Neden kendilerinde olmayanları bertaraf etmek için düzmece, montaj kayıtlar hazırlarlar? Neyse, soran sorar zaten.
Baransu,
“2007 Dağlıca 12 şehit 8 asker kaçırma; 2008 Hantepe, Gediktepe, Aktütün baskınları... 50’nin üzerinde şehit. Silvan ve diğer baskınlarda 100’e yakın şehit” demiş yazısında. Peki, bu ağır kayıplar döneminde Türkiye Emniyeti bu “terör uzmanı bu polisler”e teslim edilmemiş miydi? Bu ağır kayıplar neden verildi? Sahi, Oslo’da bu zayiat kararı verilmiş olmasın!?
Silivri’ye dönelim, “Türkiye’nin son aylarda yaşadığı olayları, nasıl değerlendirdiklerini merak ediyordum. Terör ve istihbarat uzmanıydılar, Oslo süreci dâhil yaşananları en iyi bilenlerdi…”
Onların bazılarıyla kapı aralığından, bazılarıyla havalandırmada bağırarak da olsa konuşma fırsatı buldum. Yaşadıklarımız kendileri açısından sürpriz olmamış. “Oslo’da ne söz verildiyse şuan onlar hayata geçiriliyor” cümlesi beni fazlasıyla tedirgin etti…” diyor valizci ve de çuvalcı gazeteci.
Silivri'de yatan bu ‘uzman polislere’ soruyor usta gazeteci Baransu!
“Şehitler, bombalamalar da Oslo’da mı kararlaştırıldı?”
Casuslukta da yargılanan bu polislerin Baransu’ya cevabı “evet” imiş.
Neden acaba diye merak etmedik demeyin sakın! Çünkü,
“Sürecin sıkışması halinde, Oslo’da bir yol haritası belirlenmişti. Şuan o uygulanıyor. Süreç sıkışırsa tekrar kontrollü çatışma başlatılacaktı. Bazı yerlerde olaylar devletin kontrolünden çıkarılacaktı. Tekrar şehit haberleri gelecek, halkta bir çaresizlik algısı oluşturulacaktı. Şehitler gelmesin, olaylar batı illerine sıçramasın diye kamuoyu bazı şartlara “evet” demeye zorlanacaktı…” diyormuş uzman polisler.
O zaman ağababaların Paralel medyada “400 milletvekili çıkarmadığı için Saray bu savaşı başlattı” tezi çöküyor.
Değil mi?
Eğer Oslo’da PKK ile böyle bir anlaşma yapılmış ise Ak Parti 7 Haziran seçimlerinde 400 milletvekili çıkarsa da çıkarmasa da, HDP barajı aşsa da aşmasa da bu çatışmalar yaşanacaktı. O zaman Dumanlı ağbine“yav ağbi, neden ‘Saray 400 milletvekili alamadığı için savaşı başlattı’ diyorsunuz? Bu doğru değil ki, Oslo’daki anlaşma gereği bu ‘kontrollü çatışma’ların başladığını siz benden daha iyi biliyorsunuz” desen ya Baransu.
Nereden bakarsanız bakın rezalet. Bir yandan “400 vekil, Saray’ın Savaşı” manşetleri atan kendi yazdığı paralel medya, bir yandan da paralel “terörün uzman polisleri”nin “Oslo anlaşması” safsatası.
Hazır aklımdayken sorayım,
Baransu bir zahmet bu Oslo görüşmelerinin paralel ve de “uzman polislere” nasıl ulaştırıldığını da birinci ağızdan aktarsa fena mı olur?
Oslo notlarını kim size ulaştırdı? Bu notları internet üzerinden servis edenler kimlerdi?
Baransu’nun “havalandırma konuşmaları”na devam edelim:
“Sonra Öcalan kurtarıcı olarak devreye sokulacak, bunun karşılığında da kendisine önce ev hapsi, 2017 ortasında da ‘özgürlük’ verilecekti. Başkanlık karşılığı, federatif yapıya imkân sağlanacaktı”diyormuş bu Silivri’de yatan polisler.
Peki, Oslo’da bunlar konuşulduysa ve bu konuşulanlar “vatana ihanet” ise o zaman neden paralel medya, paralelci elemanlar seçimlerde HDP için ölümüne çalıştılar? Sahi neden?
Ve sormak lazım;
Oslo’da bütün bunlar konuşulduğuna göre Fetullah Gülen’in PKK ve HDP’ye desteğini de mi Oslo’da kararlaştırdılar? O zaman PDY HDP’yi Oslo’nun hangi maddesine uygun olarak destekliyor sorusunun cevabını da kapı aralığında ya da havalandırmada öğrense de merakımızı giderse Baransu!
Hayır yani, meraktan çatlayacağız yoksa😉
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019