Ahmet AY
Cumhuriyet sonrası Halifan, ismi değiştirilmesi gereken! köylerden olmuştu. Halifan'ı Derinçay yaparak “Halifanlılık”tan çıkarmak istediler. Tutmadı, tutmazdı, yüzlerce müderris çıkaran Halifan isim değişikliği ile Halifanlılığını yitirmezdi elbet.
Kendine özgü gelenekleri, örf ve adetleri ile “çevre” oluşturan bir köy Halifan. Diyarbakır, Şanlıurfa, Mersin'e, oradan Ankara, Bursa, İstanbul'a varan nüfuz alanı ile bilinir Halifan. Bildiğimiz kadarıyla büyüklerin irşad vazifesi için Bingöl, Erzurum, Ağrı, Muş, Konya gibi illere dağıttığı Halifan ailesi, ‘medeni' yaşamla birlikte asırlar önce büyük büyük dedelerinden gelen örfü olduğu gibi sürdürmeye kararlı. Bize düşen de bu güzellikleri unutmayıp nesillere aktarmak.
Daha dün gibi hatırlıyorum, 7-8 yaşlarındayım. Yine bir Ramazan Bayramı'ydı.
Cilligöl'de Bayram yaptıktan hemen sonra Rahmetli babamla Halifan'a geldik. Yolda karşılaştığımız Büyük Dayımız Şeyh Muhammed Reşat (Tatlı) dünyanın en içten öpücüğünden sonra cebinden elma çıkarıp, dünyanın bütün melodilerinden daha güzel ses tonuyla, “Mela Mehemmed, ez nidona tu, ahan laj mır sêka sura weş, Homa bereket emır şımaku/Mela Muhammed, sana değil, oğluam tatlı bir kırmızı elma, Allah ömrünüze bereket katsın” diyerek sıcacık elleriyle buz gibi ellerimi ısıttığını ve aradan 50 yıl geçmesine rağmen gönlümün hala o sıcaklıkla ısındığını nasıl unutabilirim?
Bunu hatırlayınca o mübarek insanların hasretinden ağlarız, ama amcam oğlu Mahmut abinin şakacıktan “wılleh tu ni werd/Vallah sen yemeyeceksin” deyip elmayı alıp koşuşunu, Rahmetli Mustafa Aydın abinin onu yakalayışını hatırlayınca ağlamanın peşi sıra kahkahayı atarsın elbet, lakin büyüklerimizin yanı sıra genç yaşta bizi kedere gark ederek rahmeti rahmana kavuşan o canları hatırlayınca gözlerime söz geçiremiyordum.
Hiç unutmuyorum,
1970'in ortaları, artık genç sayılırız.
Şeker falan toplamayı kendimize layık görmüyoruz, dedik ya genciz, burnumuz havada biraz. Köy Camisinin önünde oturmuş gelen giden çocuklardan “bıro diyrê yo şekerêk/kardeş bir şeker alalım” diyerek şeker istiyoruz, yok yok adeta dileniyoruz. Kimisi ‘şekêr nevat'ından veriyor, bizi gören bazı çocuklar da yanımıza varmadan yolunu değiştiriyordu.
“Seydam” Hüseyin Yolcu bizim amcazade Sadullah Kurtaran'dan 1 şeker istedi. Sadullah Hocam geldi, ne toplamışsa önümüze koydu, gülümseyerek, “de biyerên, ay sur zahf wêş/alın size, kırmızı olanları çok güzel” dedi. Ben, Ahmet Tatlı, Ekrem Kavak, Zeki Özer, Abdullah Ay, Mahmut İşeri, Ğıyasettin Ay, Rahmetli Mehmet Kaval şekere üşüşmüşüz ki, tepemizde gülüşlerine eşlik ederek:
“Lajo lajo şıma ğelera omê yon ın ğenimet şıma êhna cemayê cı?/Siz kıtlıktan mı çıktınız yoksa bu ganimet mi böyle çökmüşsünüz?” sesiyle insani ve akrabalık duygularının güzelliği ile Rahmetli Şeyh İbrahim Yolcu abi beraberindekiler
İslami ilimlerin tedrisinde merkez olan Halifan Ramazan ve Bayramlarda gerçekten de bayram ederdi. Ramazan ayı yakınlaşınca büyüklerimiz“Remezona bımbarek omi/Mübarek Ramazan geldi” sözleriyle çocuk saflığında sevin
İlk olarak Hoşon'a/kabrista
Başında durup ayrılamadığı, eliyle toprağını düzelttiği mezarı sordum, rengi sarardı, gözleri doldu, yutkundu konuşamadı. Dedem/büyük babam ile Ninem/babaannemi
Makber ziyaretleri ardından şenlik başlardı, rengârenk giysiler, kırmızı ve yeşil ağırlıklı “telik/külah”, bir evden öbür eve gidişler:
“Omê, Xale, Najê Roşon şıma bımbarekıv/Hala, teyze, yenge bayramın mübarek ola” diye seslenilir, ev sahibesi “henzar roşonon bıvinen qurbon, ihna niben de biyêrên zerı/Binbir bayram görün, böyle olmaz içeri gelin” diyerek bütün içtenliğiyle içeri buyur ederdi. Kimisi de “ma peklawa vıraşta, şıma zon/Baklava yapmışız ona göre haa…” diyerek içeri girmemizi teşvik ederlerdi.
Ha, bu arada hangi evde baklava, hangi evde sütlaç, hangi evde zerbêt/içli ekmek, güzel et olduğunu gelen “istihbari” bilgilerden öğreniyorduk.
O kadar içten, o kadar samimi, o kadar sevecen insanın bir arada yaşaması ancak Halifan ailesine nasip olur, elhamdulillah.
Şimdi modern ötesi dönemde Halifanlılar bayramlarını devraldıkları vechile sürdürmenin mücadelesinde. Modernitenin yozlaştırmaların
İstanbul'da yaşayan Halifanlıların kurdukları Halifan Derneği ile daha geniş katılımlı Bayram'lar yaşayacağımız bu yılki performansından belli. Başkan Ahmet Şenkaya kardeşimi ve sevgili ekibini, katkı sunan akrabalarımızın çabalarını takdir ediyorum.
Mübarek Bayramınızı tebrik eder, bu mübarek bayramın sizlerin, milletimizin, âlemi İslamın ve bütün insanlığın huzuruna vesile olmasını diliyorum.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019