Ahmet Sever
Hikâye iyi başladı, korkunç bitti...
16 yıllık AKP olayının özeti bu...
Hâlâ iktidarda olması ya da 24 Haziran’da seçimleri kazanma olasılığı bu gerçeği kesinlikle değiştirmiyor...
Her şey bir kişinin egosuna, bir türlü doymak bilmeyen güç ve yetki açlığına kurban edildi...
İlk dönemde büyük emeklerle biriktirilen krediler ve sermaye tek adam tarafından adım adım hoyratça harcandı...
Ve tükendi...
Erdoğan’ın geleceğe dönük bir söylemi, vizyonu artık kalmadı. Geçmişten bayatlamış konulardan bahsediyor sürekli...
Çünkü tıkandı artık...
Bir dediği, diğerini tutmuyor, devamlı kendisiyle çelişiyor...
Erdoğan’ın tutarsızlıkları listesi o kadar kabarık ki; say say bitmiyor...
Yaptığı tüm yanlışlara, vahim hatalara İslam referanslı bir kılıf da bulunuyor...
Bazılarına göre, yolsuzluğun adının yolsuzluk, adaletsizliğin adının adaletsizlik, hilenin adının hile, yalanın adının yalan olarak görülmediği bir dönemden geçiyoruz...
Çünkü “dava” için her yol meşru olarak görülüyor...
Bu nasıl bir “dava”dır ki, temeline haksızlık, adaletsizlik, kul hakkı, hile hurda, yalan döşeniyor...
Tüm sorunların kaynağı ve sorumlusu kendisi olduğu halde, psikolojideki “yansıtma” örneğindeki gibi, tüm başarısızlıkları, fiyaskoları sürekli başkalarının üzerine yıkarak kendini aklamaya çalışıyor...
Hem ülke içinde hem de dışında kendi kusurlarını üstüne atabileceği bir “düşman” arayışında devamlı...
Herkese meydan okuyor. Herkese haddini bildiriyor. Toplumun bir kesiminde, dünya benden ve Türkiye’den korkuyor algısı yayıyor...
Hani mahalle kabadayıları vardır; sokakta “Heyt!” diye nara atarak yürürken, “Aman bize bulaşmasın” diye kimi yolun değiştirir, kimi kapı ve pencerelerini kapatır, onları hatırlatıyor...
Keza Avrupa Birliği “Erdoğan’ı kızdırmayalım, parası neyse verelim de mültecileri bizden uzak tutsun. Bulaşmayalım” yaklaşımı içinde...
Alkışlayanların ödüllendirildiği, eleştirenlerin, vicdanının sesini dinleyerek karşı tavır alanların cezalandırıldığı bir dönem bu. Yarın ödül alanlar utancı, cezalandırılanlar da gururu yaşayacak...
Erdoğan, en küçük eleştiriye kapalı olduğu yetmiyormuş gibi, ayak bağı olarak gördüğü devletin güya bağımsız kontrol ve denetim organlarını da tamamen devreden çıkardı. Sayıştay, Kamu İhale Kurumu, Devlet Denetleme Kurumu, Kamu Denetçiliği gibi kurumların artık bir işlevi ve rolü kalmadı. Aslında devlet çökertildi...
Basın zaten büyük ölçüde Saray’ın kontrolüne geçtiğinden, doğru haber almanın yolu da hemen hemen tıkandı...
Erdoğan’ı iktidarda tutmak için her yol mubah görünüyor. Demokrasi, temel haklar, hukukun üstünlüğü, adalet, vicdan hepsi sadece lafta kaldı. OHAL şartlarında, hiç adil ve eşit olmayan koşullarda baskın seçime gidiliyor...
Böyle devam ederse, 24 Haziran’da yapılacak seçimlerde demokrasi son yolculuğuna uğurlanacak...
Cenazesi kaldırılacak...
Bu gidişi durdurmanın yolu elbette var. Bu durumdan kaygı duyan ve rahatsız olan herkesin demokrasi ortak paydasına buluşması ve güç birliğine gitmesi...
Albert Einstein’ın Türkiye’nin bugünkü durumuna da ışık tutan bir sözü var:
“Dünya, kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden kötü bir yerdir.”
(“İçimde Kalmasın-Tanıklığımdır” kitabımın girişinden bir bölümü sizlerle paylaştım.)
Kitap yayımlandığından bu yana geçen sürede yaşanan gelişmeler seyircilerin demokrasiyi kurtarmak için artık sahaya indiğini gösteriyor...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2018
20.06.2018
6.02.2018
20.05.2018
16.03.2018
6.02.2018
19.02.2018
27.12.2017
1.02.2017
21.11.2017