Ahmet TAŞGETİREN
Haklısınız, genelde mesaj Türkiye’den Kıbrıs’a gider. “Yavru vatan”dır ve “Ana”nın “Yavru”ya kol - kanat gereceği var sayılır. Kol – kanat gererken, biraz da yolunu – yönünü tayin etmek, işin tabiatı gereğidir.
Bu defa başka bir şey oldu. Oldu mu, diye sorarsanız anlayana oldu, derim.
KKTC’de Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Ankara yine Ersin Tatar’ı istiyordu, rakibi Tufan Erhürman, CHP’nin kardeş partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP)’nin genel başkanı idi.
Bizde seçimlerde devlet gücü kullanılmasa olur mu, bu yöntemin Kıbrıs’a yansımaması mümkün mü? Değil tabii. Ankara çalıştı Ersin Tatar için. Çalışmanın değişik yollarını biz Türkiye’den tanırız.
Çalıştı ama olmadı.
2019 Mart’ında, Haziran’ında, 2024 Mart’ında Türkiye’de de Cumhurbaşkanı ve bakanlar an- cemaatin çalışmıştı ama olmamıştı.
Tatar kaybetti.
Daha doğrusu, rakibi, Tufan Erhürman açık farkla kazandı.
Katılım oranı yüzde 64,87 idi, oyların yüzde 62,76’ını Erhürman, yüzde 35,81’ini ise Tatar almıştı.
Katılım oranını Cumhur İttifakı ortağı Devlet Bahçeli çok az buldu ve acayip bir açıklama yaptı. Şöyle: "KKTC’de yapılmış olan seçimin sonuçları çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır. Seçim sonucu seçim kurulu tarafından açıklanmış olsa dahi KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır."
Ada halkı fermanı dinlememiş ve anlaşılan “Padişah” çok öfkelenmişti.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan çabuk davranarak Bahçeli’nin bu acayip çıkışının dünyada uyandıracağı yankıyı ve Rumların onu alıp AB kulvarlarına taşıma hamlesini önlemeye çalıştı.
Erdoğan, Erhürman’ı tebrik etti, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sahip olduğu demokratik olgunluğu bir kez daha gösteren, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iradesini sandığa yansıttığı bu seçimin ülkelerimiz ve bölgemiz için hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Dışişleri Bakanlığı da benzeri bir açıklama yaptı. Ak Parti cenahı da adeta Bahçeli’nin çıkışını gölgelemek istercesine peş peşe tebrik açıklamaları yaptı.
Bahçeli böyle erken bir hesapsız radikal çıkışın Kıbrıs davasının uluslararası plandaki hassas dengelerini nasıl etkileyeceğini yeniden düşünmüş müdür, keşke diyelim.
Bu arada yeni seçilen Tufan Erhürman’ın KKTC’nin Türkiye ile ilişkilerinin hayati niteliğine dair vurguları da Ankara’nın hassasiyetlerine vakıf olduğunun göstergesi olarak not edilmeli. Şu cümleler ona ait:
"Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeksizin Kıbrıs'ta bir dış politikanın belirlenmesi veya Kıbrıs sorununa ilişkin bir politikanın belirlenmesi bugüne kadar hiç söz konusu olmadı. Benim dönemimde de asla söz konusu olmayacak."
"Hiçbir cumhurbaşkanımız Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden ne müzakere yürüttü ne görüşme yürüttü, ne dış politika çizgisi belirledi. Bu bizim devlet geleneğimizdir. Aynen bu devlet geleneğimiz devam edecek."
Erhürman eğitimini Türkiye okullarında yapmış, Türkiye’de devlet kademelerinde görev almış bir sima. İyi diyaloga önem vereceği anlaşılıyor.
Kıbrıs dâvâsında geleneksel “iki devletli çözüm” yerine, tıkanmadan bir çıkış yolu bulmak amacıyla federasyonu görüşmek gibi farklı açılımları mevcut ama bunun Türk toplumunun çıkarlarını göz ardı edeceği anlamına gelmediği de diplomatik çevrelerin değerlendirmesi.
Açık ki Ankara ona oynamıyordu.
Ama seçim sonuçları ortaya koydu ki, Ada halkı Ankara’nın yaklaşımlarını da onaylamıyor. Onaylamıyor ve bunu sandıkta sergilediği irade ile ortaya koyuyor. Hangi yaklaşımlarını onaylamıyor diye sorulacak olursa, muhtemel ki KKTC adının, kimi mafya olaylarında, kara para, uyuşturucu şebekesi trafiğinde geçiyor olması taşınmak istenmeyen bir yük gibi görülmüştür.
Muhtemel ki, siyasetin dizaynında Ankara’nın rol oynaması da taşınmak istenmeyen yüklerdendir.
Cumhur İttifakı, Türkiye’de, meselâ mahalli seçimlerde halkın ortaya koyduğu iradeyi kolay içine sindiren bir tavır sergilemiş değil. Onun için 19 Mart süreçleri, Türkiye’yi yargısal anlamda çok sıkıntılı bir iklime mahkûm etmiş durumda.
Kıbrıs’ta ortaya çıkan iradenin, Bahçeli’de ortaya çıkardığı travma bunun yansıması. Ancak Beştepe sür’atle onu düzeltme ihtiyacı duydu, iyi de etti.
Halk iradesi çok kolay kontrol edilemiyor, evet. Ada’dan gelen net mesaj bu.
Türkiye’de yargı operasyonları ile halk iradesi kontrol edilebilir mi?
Yaşadığımız günlerde onun sınaması yapılıyor. 31 Mart 2019’da yapıldı tutmadı, 23 Haziran’da halk başka şey söyledi. Bir 31 Mart daha yaşandı, çok dana sert geldi halkın cevabı.
Halk iradesinin kazanılmasında Yargı sopa gibi kullanılacak bir araç olarak görülüyorsa, çok yanlış bir iş yapılıyor demektir. Küçük Ada büyük ders verdi anlayana…
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBir Urfa ziyareti, bir dostluk hikayesi 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUYeni dünya, yeni Türkiye 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciMerkez faiz indiremez… Neden? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAYM ve Yargıtay ne diyor? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’de Kalıcı Barış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Açık Mektup... 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünUyumlu mu, uyumsuz mu? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUKıbrıs’ta kim kaybetti, kazanan kim? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKıbrıs’tan Türkiye’ye mesaj 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’a “umut hakkı” neden tanınmalı? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNeşe’nin kapsayıcılık sorunu… 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAdalet yoksa devlette çürüme kaçınılmazdır 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze’nin Z raporu: Daha yazılmadı! 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHapiste yedi ay sonra İmamoğlu… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTIKANMA VE TAHAMÜLSÜZLÜK… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAraştırmalar ne diyor; toplum güçlü bir lider mi arıyor, yoksa adil bir kahraman mı? 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTekstilde kriz: Küresel ekonomide sınıf atlamanın mı, sınıfta kalmanın mı habercisi? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan2026’da enflasyon yüzde 30’un altına inerse başarı olur! 18.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.10.2025
16.10.2025
14.10.2025
12.10.2025
10.10.2025
9.10.2025
7.10.2025
5.10.2025
23.09.2025
19.09.2025