Ahmet TAŞGETİREN
Bugünlerde yaşanan zihin pörsümesinin prototipi olarak alıyorum Hürriyet’in yayınını.
Sabah, gazeteleri marketten aldım ve başladım bakmaya. Önümde Hürriyet’in birinci sayfası. Manşette “Polis Kapıda” ifadesi var. Kocaman. Başlığın altında yine kocaman bir polisli fotoğraf yer alıyor. Bu, benim “sözümona” diye tanımladığım akademisyen bildirisini ve onlara karşı başlatılan adli sürece yönelik tepkiyi ana gündem olarak belirleme tavrı. Başlık ve fotoğraf “tepki”yi de içeriyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın akademisyenlere yönelik tepkileri de o kutunun içinde ana başlığı besliyor, ABD Büyükelçisi’nin adli sürece yönelik tepkisi de...
Sayfada bir haber daha var, altta, sağda, çok daha küçük bir çerçevenin içinde. “Tabut küçük, acı büyük” başlığı ile. Mevlüde İrem Çiftçi bebekle, babası Mehmet Şenol Çiftçi’nin yanyana tabut görüntüleri de verilmiş. Küçücük. O kutunun içinde daha küçük bir kutucuk halinde “Siirt’te polis şehit” haberi var. Yanında da şehit Yalçın Yamaner’in minik kızı ile çekilmiş fotoğrafı. Minicik.
Yazıişlerine sorsan savunma hazırdır: “Bütün haberleri görmüşüz, ne var bunda yadırganacak?”
Sormak isterim kalblerine: Hadi, yeniden bakın sayfaya, gerçekten içiniz rahat mı?
O tabutlu fotoğrafın altına annenanne Kamile Sönmez’in çığlığını koymuşsunuz. Diyor ki: “İrem, ciğerim, kuzum. Yakışmıyor sana bebeğim. Yanıyor ciğerim, yanıyor. Mehmedim.”
Diyorum ki o yazıişlerinde hiç mi anne yoktu, hiç mi kadın yoktu, hiç mi yüreği duygulu baba yoktu? “Bu feryadı, çığlığı en tepeye koyalım, manşetin üstüne” diycek hiç mi kalb yoktu?
Onlara sesleniyorum: Bakın, 18’inci sayfanızın neredeyse tamamı, dev başlıklarla, yürek burkan fotoğraflarla bu acıyı veriyor. 19’uncu sayfada yine manşet olarak Başbakan Davutoğlu’nun (bana göre yine sözümona) akademisyenlere yönelttiği “Mevlüde’yi nereye koyacaklar?” sorusu var. Orada birilerinin yüreği harekete geçmiş, böyle olmuş, birinci sayfayı yaparken kalbinizi unutmuş, çarpık bir kampanyaya malzeme olmayı tercih etmişsiniz.
Bir prototip olarak aldığımı söyledim Hürriyet’i.
Tıpkısının aynısı bir birinci sayfa Zaman’da var. Manşet “Kampüse gözaltı”, altında Hürriyet’inkine benzer bir fotoğraf. Sonra kutular içinde haber anonsları: “Yine akademlisyenleri hedef aldı” Hedef kim? Tabii ki Erdoğan. “Demokrasiye yeni bir leke sürüldü.” İmza kimin? CHP’li Gürsel Tekin’in. Sonra Hukukçular’dan, Avrupa Konseyi’nden, ABD’den tepkiler... Vurun Türkiye’ye!
Zaman, Gülen Caiması adına yerini belirlemiş: Sözümona akademisyenlerin yanı.
Peki Küçük İrem nerede? O da tıpkı Hürriyet’inki gibi altta, küçücük fotoğraflı, küçücük bir kutucuk halinde: “Tabutu küçük acısı büyük” başlığı altında. Zaman, iç sayfalarda Hürriyet’ten daha kötü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın içindeki öfkeyi yansıtıyor. Sözleri onun birebir tercümesi. Şu sıralar Türkiye insanının yüreğindeki yangını görmek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine yansıyan öfkeyi okuyabilir.
Başbakan Davutoğlu ise, dünyanın ve tabii içerdeki aymazların aklına hitap etmeye, hatta bizzat o bildiriyi imzalayanların aklına hitap etmeye çalışıyor:
“Arkadaş, diyor, akademisyenliği geçtim, insansan bu bildiriyi, İrem’in anneannesinin gözünün içine bakarak oku.”
Diyor ki: Yeniden okursan belki “yanılmışım” der imzanı geri çekersin.
Diyor ki: O bildiride PKK cinayetinden tek kelime bahsedilmemiş. Doğu - Güneydoğu’da olan bitenin “objektif gerçekliği” bu mu? “Kürtlere yönelik devlet katliamı mı var orada? Katledildiği söylenen bölge halkları kim? Bilinçli sürgüne gönderilen halklar kim?”
Diyor ki: “Soyut bir akademisyen kimliği arkasına sığınıp gerçekleri, hele oradaki terör örgütü cinayetlerini perdelemek akademisyene, insana yakışır mı?
ABD Büyükelçisi de maydanoz olmuş bu akademisyen işine.
Sormak lazım ona:
Sizin oralarda Dünya Ticaret Merkezini bombalayanları unutup ABD güvenlik güçlerini katliam yapmakla suçlayan bir akademisyen bildirisi olur muydu?
İrem’in acısını duyanlarla, bütün o acıları görmezden gelip, PKK terörünü kamufle eden bir bildiriden yola çıkıp sahte bir “düşünce ve akademi özgürlüğü” kampanyası yürütenler arasındaki gerilimi yaşıyor Türkiye. Medyaya yansıyan ve medyanın da yer aldığı buradaki bir saflaşmayı ibretle izliyoruz.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025