Ahmet TAŞGETİREN
Ahmet Davutoğlu’nun en geniş değerlendirmesi.
Bidebunudinle isimli youtube kanalında üç çetin gazeteci Akif Beki, Yavuz Oğhan, İsmail Saymaz’ın çetin sorularına karşı üç saaati aşkın bir süre içinde hemen her konuyu kapsayan bir mülakat…
Gazeteciler için her türlü sorunun sorulabileceği bir ortamdan söz ediyoruz. Kısıtlanma yok, çünkü karşınızda siyaset içinden gelen, dolayısıyla artıları – eksileri bulunan, yeni bir siyaset yolunda ilerleyen, dolayısıyla nereye gittiği öğrenilmek istenen, daha önemlisi, medyanın kısıtlanmış dünyasında ve “oto sansürün en yoğun yaşandığı iklimde” kendisine yönelik suçlamaları cevaplandırabileceği, ardından kendisini anlatabileceği alan bulan dolayısıyla her soruya açık bir insan var.
Aslında Ahmet Davutoğlu, iddialı bir bilim insanı olarak da, her soruyu tartışmaya açık karakterdedir. Ama gelinen siyasi süreçte buna daha çok ihtiyacı olduğu bir vakıadır.
Baktım, canlı yayını 8 bin 751 kişi izliyor. Ama bu yayın türünün niteliği gereği, canlı yayında olmasa bile bundan sonraki süreçte yapılan atıflarla binlerce kişiye daha ulaşması mümkün.
Gittiğim yerlerde bana soruluyor:
-Davutoğlu ne yapıyor, ne yapacak?
Bildiğim kadarıyla anlatıyorum ama, bu mülakatta sorulup cevaplananların, benim dahi Davutoğlu ile ilgili bilmek istediğim alanları – duyguları kapsadığını itiraf etmeliyim.
Mülakatı baştan sona izledim. Dediğim gibi herkesin bilmek isteyeceği pek çok konu var, benim not ettiğim bazı şeyleri ise şöyle yazabilirim:
-Süreç ona “Siyasi partiye kaç adım var” gibi sorular sorulacak noktaya gelmiş olmasına rağmen henüz “içerden” konuşuyor Davutoğlu. Sözlerinden kendisini “misyon duyarlılığı” itibariyle Ak Parti kitlesi ile ayrıştırmak istemediği anlaşılıyor. Bu konuda eleştirildiği bir gerçek. Hatta “Bugün çağrılsa Ak Parti genel başkanlığına gider” gibi bir sosyal medya söylemi, mülakatta kendisine aktarıldı. Bu tepki “Davutoğlu muhalif ses daha net konuşmalı” beklentisinin yansıması. Ona öfke duyan iktidar cenahındaki medya dünyası ise bir an önce “Düşman” hale getirilip, sözlerinin Ak Parti tabanını etkilememesini istiyor. Benim anladığım ise, o ana siyaset kulvarı olarak Ak Parti tabanını görüyor, kendisini o dünyaya ait hissediyor ve siyasette de hep “İçerden” bir dil kullanmakta kararlı.
-İçinde Başbakanlık’tan kopuş süreci ile ilgili derin bir ukde var. Hani o kendisi Katar’da devlet işlerini görüşürken MKYK toplantısında çıkan 48 üyenin verdiği yetki kısıtlaması kararı. Ve ardından onun ifadesi ile “Pelikancı çete”nin yayınladığı bildiri. Bu MKYK operasyonu ve Pelikan bildirisinin “Bir yerlerde”kurgulandığını söylüyor, ad vermiyor, ama gönül koyduğu kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan.
-Buna rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’la hesaplaşıyormuş gibi bir görüntü vermekten de kaçınıyor. “Düşük profilli başbakan” olmaya isyan ettiği belli. “Başbakan olup başbakan gibi davranmama” beklentisine isyan ettiği açık. “Hayatımın hiçbir döneminde aldığım sorumluluğu düşük profille yapmadım” diyor. Partiyi ele geçirmek, Erdoğansız Ak Parti kurmak iddialarını” reddediyor ama Ak Parti’yi kurumsallaştırıp, yüzyıllar boyu kalacak bir siyasi yapı haline getirme düşüncesinde olduğunu ve bu düşüncesini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ifade ettiğini belirtiyor.
-Sisteme ilişkin ciddi itirazları var. Partili Cumhurbaşkanı statüsünü, sorumlulukları flulaştıran örtülü ittifakları, bunun partiye maliyetini, şu anki iktidar uygulamasında yakın akraba istihdamını, müsteşarlıkların kaldırılmasını, Meclisin etkinliğinin azalmasını, yargı bağımsızlığında geriye gidişi vs… eleştiriyor.
-Suçlandığı “Suriye gibi” konularda ortak sorumluluğa işaret ediyor. Danışman, Dışişleri Bakanı ve Başbakanlık dönemlerinde dış ilişkilerde Türkiye’nin kazanımlarına işaret ederek “Artıları herkese, eksileri sadece Davutoğlu’na izafe etmenin siyasi ahlakla bağdaşmadığı”nı vurguluyor. Belli ki Davutoğlu’nun “Hafıza”sında, bu mülakatta anlatılanlara sığmayan ya da ortaya dökmeyi “Devlet adamı ahlakı” ile bağdaştıramadığı daha binlerce kayıt var.
-Davutoğlu ve siyaset yürüyüşü söz konusu olduğunda ona bir başka siyaset yürüyüşünün sorulmaması olmaz: “Gül – Babacan’la ilişkiniz ne olacak?” Yarın Babacan bir mülakat verse ya da basın toplantısı yapsa ona da “Davutoğlu ile neden beraber hareket etmiyorsunuz?” sorusu sorulacak? Davutoğlu’nun dili, tıpkı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik olduğu gibi burada da “Sakınır” bir nitelik kazanıyor. “Ak Parti kendini revize etse…” diye kurduğu cümle var bir. Çok ümitvar gözükmese de, açık bir kapıyı işaretliyor o cümle. Gül ve Babacan’la ilişkide de “hukuk”u gözetiyor. Ama siyaset zemini kimi nereye götürür, bunu göreceğiz. Davutoğlu’nun sözlerinden “O İslamcıdır vs’dir” tarzında farklılaşmaların “ideolojik” zemine taşınmasından rahatsız olduğunu anlayabiliyoruz.
Sütunum bu bakar. İlerde tabii ki daha çok yazıp, yorumlayacağız.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025