Ahmet TAŞGETİREN
EBA’ya bir türlü giremeyen ilk okul öğrencisi bir çocuğun isyanı, çaresizliği başlıktaki ifade.
Şu anda eğitim adına yaşananların tamamını anlatıyor. Bir şekilde bilgisayar bulmuşsunuz, bir şekilde
Bu perişanlığı ve de isyanı yaşayan kaç milyon çocuk var Türkiye’de?
Malum EBA’lı eğitim geçen öğretim yılı sırasında başladı. Öğretmen olan bir yakınıma “Nasıl gidiyor?” diye sordum o zaman.
Şöyle dedi:
-Öğrencilerin yüzde 50’si hangi şartlar altında olursa olsun eğitimini sürdürür. Yüzde 50’si ise kayıptır.
Şu anda acayip bir kargaşa hakim eğitim hayatına. Bir öğrenci, bir anne – baba o kadar çok sorunu çözmek zorunda ki eğitimi bir şekilde sürdürebilmek için.
Şu açık ama: Anneler, babalar ve çocuklar eğitimin ne kadar hayati olduğunu biliyor ve bir şekilde elde etmek istiyorlar. Eğitim hayat demek çünkü. Ve eğitimsizlik özgül ağırlığı düşük insan yığınına dönüşmek demek.
Türkiye için eğitim, gelecekte nasıl bir ülke olacağınızın formatının atıldığı alan demek. “Birim insan”ınıza özgül ağırlık kazandırdınız kazandınız, kazandıramadınız kaybettiniz geleceği. Eğitim “insan sermayenizin hangi katma değerle yükleneceğini belirleyen alan.
Nüfusun dörtte birinin (20 milyonu aşkın) eğitim kademelerinde olduğu bir ülkede kaliteli bir eğitimi başarmanın ne kadar hayati olduğunu anlatmaya ihtiyaç var mı?
Evet salgın var, onun getirdiği yayılma riski var, eğitim trafiği bunu tetikleyebilir vs.
Bütün bunlar geçen eğitim – öğretim döneminden biliniyor. O dönem başlangıçtı, bir şekilde tamamlandı. Araya tatil girdi, bu tatil dönemi, yeni eğitim – öğretim yılı için gerekli organizasyonu sağlamak bakımından hayati bir zaman aralığı değil miydi?
Şu an görülen şey devlet adına organizasyonsuzluk, kargaşa, anne – babalar adına kaygı, yangından ne kurtarabilirsem telaşı, çocuklar için belirsizlik…
Öğretmenleri çaba içinde görüyorum. Çocuklarla iletişim kurmaya çalışıyorlar, açığı kapatmak için yoğun gayret içindeler, ama her şey o kadar zor ki.
Eğitimin bir boyutu, özellikle de ilk okul döneminde yüz yüze iletişim ve okul ortamı ile bağlantılı. Orada mayalanır çocukların dünyası. Rekabet de orada öğrenilir, sosyalleşme de dostluk da.
Yükün büyüğü annelere düşmüş gibi gözüküyor. Evi okul ortamı haline getirmek, farklı yaşlardaki – farklı sınıflardaki çocukları organize etmek, çocukları bu yeni durum içinde eğitim atmosferine sokmak, bunun onlar için ne kadar hayati olduğunu anlatabilmek, öğretmenlerle iletişim sürdürmek, aksamaları gidermek vs. vs… Çetin bir iş. Ya bir de çalışan anne iseniz… Ya bir de işini kaybetmiş bir aile iseniz.
Neler yaşanıyor evlerde, insan düşününce, bu dönemin medyaya yansıyan görünen yüzünün ötesinde müthiş bir mücadelenin, anne – baba kahramanlığının, bunun yanında mahrumiyetin, kaygının deveran ettiğini tahmin etmek zor değil.
İnsan, böyle durumlarda “Organizasyon”un ne kadar hayati değerde olduğunu da görüyor. Sistem kurmak bu demek. Bir fabrika sistemdir. O sistem bütünlüğünü sağlayamazsanız ürün çıkaramazsınız. Bir yerden ham maddeyi verecek, onlarca merhaleden geçtikten sonra uçtan pırıl pırıl ürünü alacaksınız. Hammadde çarçur olmayacak arada, makinanın her parçası, ne fazla ne eksik, kendine düşen görevi ifa edecek…
20 milyonu aşkın çocuğu – genci, 1 milyonu aşkın öğretmeni - hocayı, on binlerce okulu, yüzbinlerce dersliği, anneleri – babaları, evleri, yolları servisleri…. Daha neleri neleri bir günlük eğitim için organize edeceksiniz.
Dev bir hareketlilik, dev bir organizasyon ihtiyacı.
Endüstri mühendisliği disiplini bunun için oluşturulmuş. Çağırsaydınız sistem kurucu beyinleri ve “Bu salgın döneminde kayıpları en aza indirecek bir eğitim planlamasını nasıl yapabiliriz?” sorusunu önlerine koysaydınız. Ortaya tıkır tıkır işleyen bir yapı çıksaydı. Sürecin başladığı zeminde ise çıkabilecek aksaklıklara müdahale etseydiniz.
Bilmiyorum belki de yapılmıştır ama halen yumurta kapıya gelmiş psikolojisi yansıyor ortama ve her yerden feryatlar yükseliyor.
Ne dersiniz kayıp – kazanç yüzde 50 yüzde 50 midir? Eğitimimizde zaten bu kayıp baştan kabul edilmiş midir? Daha iyisini yapamaz mıydık? Dünyaya bütün çocuklarını firesiz eğitime başlatan ülke olarak takdim edilmek mümkün değil miydi?
Eğitimde fire ekonomideki fireden daha hayatidir, ben böyle düşünüyorum. Acil acil çok acil toparlanmak gerekiyor.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025