Ali AYDIN

HDP’yi kendi derekesinde bırakıp ufka bakalım!
30.12.2015
1794

 Selahattin Demirtaş’ın DTK Kongresinde sarf ettiği sözler konuşuluyor. Demirtaş’ın sözleri bir hafta önce HDP, DTK, HDK ve DBP’nin ortak basın açıklamasının bir izdüşümü mahiyetindeydi. 

Her şeyin özeti esasında tek bir cümle: HDP hendekten çıkamadı!

PKK’lılar tarafından kazılan hendeklere selam gönderdi. O hendekler ki Kürtlerin yaşam alanlarını viraneye çevirdi. O hendekler ki ölümlere neden oldu. O hendekler ki bölge insanını akın akın kendi mahallelerini, evlerini terk etmek zorunda bıraktı. Şimdi böyle bir zamanda yapılan bu açıklama, örgüt ve parti nezdinde o insanların nasıl konumlandırıldığını da ortaya koyuyor.

‘Doktrin, örgüt tartışılmaz !’ akidesi mevzubahis ise insanın ne önemi var değil mi?

Demirtaş’ın “Kürdistan’ı kuracağız” çıkışına en dramatik tepkiler, 7 Haziran seçimlerine giderken ona yarenlik edenlerden geldi. Ertuğrul Özkök “hayal kırıklığını” gizleyemedi. Kuşkusuz Türkiye’de Selahattin Demirtaş’ın sarf ettiği o sözlere şaşırmış olmak yahut hayal kırıklığına uğramak için isminizin Ertuğrul Özkök olması icap ediyor. Yoksa isminiz Ertuğrul Özkök değilse ya da Ak Parti’nin karşısında olsun da ne olursa olsun kabilinden bir savrukluk ile ona buna sarılarak vaziyet almamışsanız şayet ne Demirtaş ne de DTK kongresinde dile getirdiği sözler sizi şaşırtabilir. Hâsılı 7 Haziran öncesi HDP için solo ve koro güzellemeler yapanlar daha çok hayal kırıklığına uğrarlar! Esasında onların şaşkınlığında da şaşılacak bir durum yok!

Geçen hafta bölgeyi ziyaret eden, orada temaslarda bulanan bir dostumuz bizlere, kendi evini terk etmek zorunda bırakılan, YDG-H çetesi tarafından evi barkı kurşunlanan ve yaşam alanları tarumar edilen insanların dramını anlattı. Yine çeşitli medya organları kendi coğrafyasında mülteci durumuna düşürülen bu insanlara mikrofon uzattı. Dile gelenler, anlatılanlar o insanlarını dramlarını gözler önüne serdi.

Hâl böyleyken HDP’li yöneticilerin yaptıkları açıklamalar o bölge insanın acısı orta yerdeyken o insanlara yapılan en büyük hakaret niteliğinde! Tabii ki herkesin bildiği başka bir husus bölge insanının HDP/PKK çizgisi ile arasına koyduğu mesafe. Çağrıları karşılık bulmuyor, ‘briket önü özerklik’ ilanları, Diyarbakır’da bile 150-200 kişiyi bir araya getirememenin sancısına çoktan eklendi. Buna rağmen herkesin gözünün içine baka baka “kardeşliğimizi” rehin alma operasyonları sürüyor. Yalnızlaştılar, ama umurlarında bile değil.HDP/PKK çizgisi artık dostlarını Türkiye’de aramıyor. Meşruiyete zaten kavramsal olarak yabancılar. Bu durumda ortaya çıkan manzara bundan öte olmuyor.

Bu durum aslında bizler için bir fırsat.

Bizler, bu ülkenin Türkleri, Kürtleri için. Hani duydukları zaman HDP’li yöneticileri irrite eden “bin yılık kardeşliğimiz” var ya!

Hani akıllarınca dalgaya almaya çalıştıkları…

Bilmedikleri şu: Kardeşlik, örgüt yoldaşlığına benzemez!

Bizde örgüt içi infaz da olmaz! Biz ontolojik olarak kardeşliğe mahkûmuz, muhabbete mecburuz!

HDP’yi kendi derekesinde bırakarak almamız gereken sorumlulukları öncelemeliyiz.

PKK vazifesinin başında. Bunu görüyoruz. HDP’de vazifesinin başında. Tam olarak ne yapması gerekiyorsa onu yapıyor. Başta da söylediğim gibi buna Türkiye’de şaşırmak için Ertuğrul Özkök olmak gerekiyor. Son açıklamaları ile Kürt meselesinin Türkiye içinde demokratikleşmeye paralel sona ereceği ve terörün biteceği yönündeki iyimser yaklaşımı ateşe verdiler.

Şimdi hükümet “Alın anayasayı siz yazın !” dese de onların tatmin olmayacakları aşikar. Yani mesele onlar için yeni anayasa filan değil! Yeni anayasanın yanında küçük bir ricaları var: PKK’nın yöneteceği Bağımsız Kürdistan’ın anahtarları…  

Onları bu hayalleri ve güvenlik güçleri ile baş başa bırakıp bizim söze hayat veren, politika belirleyen bir istikamet üzere olmamız zaruri. Meselenin güvenlik üzerinden giden kısmı ortada. İşin o kısmı güvenlik birimlerinin aldıkları/ almakta oldukları tedbirlerle sürüyor. Lakin hem siyasi iradenin hem de sivil toplumun sözü de eylemliliği de kardeşlerimizi sırtlanlara bırakmayacak bir kararlılıkla ve kuşatıcılıkla derinleşmeli.

Dün birlikte olanların, bugün birlikte kalanların nasıl bir gelecek vizyonunda birlikte olacaklarının altı çizilmeli. Bizi birbirimize bağlayan yollar genişletilmeli. Kardeşliğimiz hiçbir sırtlanın ulaşamayacağı emin bir noktada muhafaza altına alınmalı.

Bu da onlara inat bizim vazifemiz!  

 

[email protected]

Twitter: @_aydinali

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar