Ali AYDIN
Merkezî sınavlar ülkemizin acı bir gerçeği. Hem milyonlarca öğrencinin üniversiteye giriş hayallerinin gerçekleşmesi hem de bir o kadar üniversite mezununun iş bulması bu sınavlara bağlı.
ÖSYM tarafından organize edilen bu sınavlar yakın bir geçmişe kadar güvenilirlikleri konusunda bir endişe kaynağı değildi. Ne var ki FETÖ'nün ülkemizde kimyasını bozduğu kurumların başında gelen ÖSYM'nin ‘çalınan sorular' ile tartışmaların merkezine oturması bu durumu değiştirdi. 15 Temmuz'a uzanan bir menzilde tüm ülke, bu örgütün emniyetten adliyeye ne kadar kurum var ise hepsinde ne tür karanlık işlere hamilik ettiğini öğrenmiş oldu. Çok şükür millet bu belayı yüksek cesareti ve kararlılığı ile defetti / defediyor. Merkezî sınavlar ise yine yapılıyor ve bu sınavlara ilişkin uygulamalar yine ÖSYM tarafından organize ediliyor. ÖSYM şimdi de sınavlara ilişkin uygulamaları ile yeni bir tartışmanın tam ortasında.
Bu tartışmalardan ilki ÖSYM'nin ‘çalınan sorular' skandalının patlak vermesinin ardından hayata geçirdiği güvenlik tedbirlerine dair. Bu tedbirlerin üzerlerinde tatbik edildiği iki kesim var: Biri sınavda görevli personel diğeri ise sınava giren aday. Tedbirler ise çok sıkı.
Görevli personelin görev yapacağı binaya girdiği andan itibaren bir dizi kurala uyması gerekiyor. ÖSYM tarafından belirlenen bu kurallara göre üzerlerinde kimlikleri dışında hiçbir şey taşıyamıyorlar mesela. Cüzdan yasak, cüzdanın içindeki kredi kartı yasak, ceplerinde evlerinin ya da arabalarının anahtarlarını bulundurmaları da yasak… Eğer görevli personel bayansa bu yasaklara ilave olarak onların kolye ya da küpe takmaları da yasak…. Birkaç yıl önce görevli erkek personelden kemerlerini de çıkartmaları isteniyordu. Öğrendiğim kadarıyla son yapılan YGS'de (Yükseköğretime Geçiş Sınavı) böyle bir şey talep edilmemiş. Allah'tan kemerler olması gereken yerde, görevli personelin belinde kalmış! Bu arada hatırlatalım ‘görevli personel' olarak bahsi geçen insanlar devletin okullarında çoluğumuzu çocuğumuzu emanet ettiğimiz öğretmenler. ÖSYM bu insanlara reva gördüğü her şeyin gerekçesi olarak tek bir şeyi işaret ediyor: Güvenlik.
Bu yıl, tedbirlerin adayları ilgilendiren kısmına, uygulamaya geçen yeni bir kural damga vurdu. Bu yıla kadar sınavlara, sınav başladıktan sonra 15 dakikaya kadar adaylar kabul ediliyorlardı. Ancak bu kural da değişti. Yeni kural, adayın sınav başlamadan 15 dakika önce sınav salonunda hazır bulunmasını istiyor. Eğer herhangi bir sebepten ötürü aday gecikirse ne olacağını, birkaç akşamdır ekranlara yansıyan Mehmet Kara'nın görüntülerine bakarak daha iyi anlayabiliriz. Bilmeyenler için söyleyelim Mehmet Kara 1 dakika geciktiği için sınava alınmayan ve sokak ortasında ağlayarak tüm Türkiye'nin dikkatini çeken gencimiz.
Şimdi, hem sınavda görevli öğretmenlerin hem de sınava giren adayların maruz kaldıkları eziyetin gerekçesi ÖSYM tarafından “güvenlik” olarak gösteriliyor.
İyi de sevgili ÖSYM, senin sorularını sınav salonundaki görevli öğretmen çalmadı ki! Senin soruların senin tam merkezinde çalındı. Dolayısıyla alman gereken tedbirler mutlaka olacaktır. Olacaktır ama zaaf nerede gösterildiyse orada. Orası senin merkez binandır sevgili ÖSYM. Allah aşkına sen önce kendini kolla. Görevli personel için bir tacize dönüşen, sınava giren adayı ise bir dramın kurbanı kılan şu uygulamalarından vazgeç lütfen!
ÖSYM'nin diğer bir tartışmalı uygulaması ise 2017 KPSS (Kamu Personel Seçme Sınavı) giriş ücretleriyle alakalı. ÖSYM geçen yıla göre sınav ücretine yüzde yüz yirmi (rakamla: %120) oranında zam yapmış. Buna göre sınavda tüm oturumlara katılacak memur adayının 480TL ödemesi gerekiyor.
İnsan bu zam oranına hayret ediyor. Yani dönüp ÖSYM'ye şunu diyesim var: Hayırdır sorduğunuz soruların maliyeti mi arttı? Başka ülkeden soru mu ithal ediyorsunuz? İthal ürün kullanıldığı için mi bu ücret? Ve karşılıklı konuşma imkânımız olsaydı herhalde şöyle sürdürürdüm konuşmayı:
Sevgili ÖSYM, KPSS'ye giren insanlar, çoğu üniversite mezunu memur adayları. Bir iş sahibi değiller. Maaşları yok. Çoğu kırılmış gururuyla bu sınava giriyor. Ailelerine yük olmak istemiyorlar ya da bir an önce iş bulup hâlihazırda yaşadıkları ‘yük oluyoruz' duygusundan kurtulmak istiyorlar. Bir sınav yapıyorsun ve sadece başvuru ücretine yüzde yüz yirmi oranında zam yapıyorsun. Olacak iş değil!
Son tartışma ise adaylara ÖSYM tarafından dağıtılan kurşun kalem, kalemtıraş ve silgilerin üzerinde yazan “Made in Germany” ibaresi ile “kalemi, silgiyi de mi onlardan alıyoruz?” şaşkınlığı ile karşılanan durumla ilgili. Avrupa ülkelerinin başta Almanya ve Hollanda olmak üzere Türkiye'ye karşı açıktan hasmane bir tutum aldıkları şu günlerde, ÖSYM'nin en azından neyi, nereden aldığı ile ilgili bir özeni göstermesi gerekirdi. Devletin üst düzey yöneticileri bir duruş ve söylem geliştirirken devletin kurumları arasında bir eşgüdümün olması beklenir. İnsan merak ediyor ürünlerin alımı için yapılan ihaleye hiç yerli bir firma katılamadı mı? Bu ülkede kalemtıraş üreten bir firmamız yok mu? Bu alım kala kala Almanya'yı mı kaldı? Ben gidip kırtasiyeden kalem, silgi almıyorum ki! Devletin bir kurumu bu alımı yapıyor.
Sevgili ÖSYM, bu üç tartışma hususunda kendini acilen revize etmen dileğiyle hoşçakal…
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020