Ali AYDIN
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2019 Temmuz ayı verilerine göre 15-24 yaş arası gençlerde işsizlik bir önceki yıla göre 7,2 puan yükselerek yüzde 27,1 ile rekor kırdı. Tarım dışı işsizlik oranı 3,6 puanlık artış ile yüzde 16,5 olarak gerçekleşti; 15-64 yaş grubunda işsizlik yüzde 14,2 oldu. Kayıt dışı işsizlik ise yüzde 36,0 olarak gerçekleşti.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe, paylaştığı Twitter mesajında konuyla ilgili “Genç işsizlik oranı yüzde 27,1 ancak buna çalışmayan ve eğitimde olmayan (%29,4) eklendiğinde gençlerin yüzde 56,5’nin işsiz olduğu görülüyor. Gençlerin yarısından fazlası boşta” dedi.
Modern eğitim, uzun bir süre yetenek ideolojisinin sağladığı meşrulaştırıcı argüman ile bir hat üzerinde ilerdi. Argüman basitti: Nereden geldiğinin, kim olduğunun bir önemi yok! Eğer çalışır, disiplinli olur, iyi bir eğitim alırsan başarı merdivenlerinden hızlıca çıkarsın!
Eğitimin en emin sınıf atlama aracı olduğu iddiasına hayat veren argüman işte buydu. Oysaki işlerin bu kadar karmaşık olmadığı yani küresel, dijital ve akışkan olmadığı zamanlarda bile bu argümanın doğruluğu son derece tartışmalıydı. Çünkü tedrisi süreç hiçbir zaman yetenek ideolojisinin sunduğu gibi ‘tarafsız’bir alan olmadı.
*
Bundan 55 yıl önce Avrupa Sosyoloji Derneği’ne sunulmak üzere bir rapor hazırlandı. Raporun altında iki sosyoloğun imzası vardı. Raporda, Sosyolog Pierre Bourdieu ve arkadaşı Jean Claude Passeron Fransa özelinde yaptıkları bir saha araştırmasının bulgularını paylaşıyorlardı. Daha sonra ‘Varisler’adıyla da kitaplaşacak olan bu araştırmada Bourdieu ve Passeron; sınıf atlama, fırsat eşitliği ve eğitimin toplumsal hareketliliği sağladığı türünden eğitime dair bir dizi iddianın gerçekle temas ettirildiğinde nasıl güçsüz, cılız ve zayıf kaldıklarını gösterdiler. Öğrencilerin yetenekli, çalışkan ve disiplinli olmalarının yetmeyeceği bir eleme işlemi devredeydi. Tevarüs edilen kültürel sermayenin eğitimde denkleme dâhil olması ile her şey değişiyordu. Temel tezlerinden birisi halk sınıfından gelen öğrencilerin geldikleri sınıflardaki tedrisi sürecin zayıflığı sebebiyle diğer öğrencilerden daha çetin bir elenme sürecine tabi tutuluyor olmalarıydı. Öte yandan diploma alma safhası geçilse bile sınıf atlatıcı istihdamın gerisinde kalıyorlardı. ‘Eğitim toplumsal hareketliliği sağlar’, bu bir ezberdi. Eğitimin toplumsal hareketliliği sağlaması son derece sınırlıydı. Orada aşılması zor bir kültürel bariyer vardı.
Çocuğun aileden tevarüs ettiği kültürel sermaye, dil kodları vs. eşitsizliği kuran temel şeylerdi. Okullar arasındaki eşitsizliğin dillendirildiği bizim gibi ülkelerde sözü edilen bu arka planın henüz kolay anlaşılır ve hazmedilir bir konu olmadığını söyleyebiliriz. Okullar arası eşitlik sağlansa bile aşılamayacak olan eşitsizlikler var ve mevcut okul pratiği yapısı gereği bunları izale edemez. Edemediği gibi belirli bir kültürel sermayeye alan açarken o sermayeden yoksun olan diğerini eleme çarklarına gönderir ve böylece ‘fırsat eşitliği’bir masala dönüşür. “Bu yıl sınav birincisi Tunceli Çemişgezek’ten çıktı” türünden haberler bir haber değeri taşıyorsa hâlâ, bu haberin dolaşıma sokulduğu yerde güçlü bir fırsat eşitsizliği var demektir. Haber değeri taşıması bunun bir istisna olmasından ötürüdür çünkü.
*
Bourdieu ve Passeron araştırmalarını nispeten güvenceli sanayi istihdamının sunulduğu koşullarda yapmışlar, tabir yerindeyse eşitsizliği gösterebilmek ve toplumsal eşitsizliğin giderilmesinde eğitimin sınıf atlama vizyonunun yetersizliğini anlatabilmek için bin dereden su getirmişlerdi. ‘Kültürel sermeye’, bu çabalarının ürünü olarak ortaya çıkan bir kavramdı. Ne var ki şimdilerde onların altını çizmek için didindikleri bu gerçek ölü balıkların karaya vurması gibi apaçık biçimde kendisini herkese gösterdi. Hatta bizatihi herkesin bir şekilde ya kendisi ya da bir yakını tarafından deneyimlenen bir olağan duruma dönüştü.
Biraz umut, hayal ve yeni aldıkları üniversite diplomaları ile hayata atılan gençler piyasalarda yüzlerine kapanan kapıların gürültüsüyle irkiliyorlar. Emek piyasaları bugün elinde diploması olan insanlar için daralmıştır. Zygmunt Bauman Ricardo Mazzeo ile yaptığı söyleşide bu duruma şöyle dikkat çekiyor: “Bugünlerde yüzlerine kapıların çarpıldığı (beklendik bir şekilde) kişiler, sadece doğru çabalara yönelip doğru fedekârlıklarda bulunmayı başaramamış kişiler değillerdir. Başarı için gerekli olduğuna inandıkları her şeyi yapmış insanlar da kendilerini (ancak bu sefer beklenmedik bir biçimde) aynı açmazın içinde bulmakta, kapılardan elleri boş dönmektedirler.(...) Toplumda eğitim yoluyla yükselme, yıllarca insani koşullar ve beklentilerdeki çıplak, açık saçık eşitsizlikleri kapatan bir incir yaprağı oldu (....) Kalıcılaşmış ve sürekli büyüyen eşitsizlik için öne sürülen bu özrün içi iyice boşalmıştır.”
*
Üniversite mezunu işsizlik ve beklentilerin altındaki mezun istihdamı yeni ve hızla büyüyen bir fenomeni karşımıza çıkarıyor. Bu fenomenin yarattığı şok ne türden toplumsal hasarlara yol açıyor? Barındırdığı riskler nelerdir? Yüksek eğitim almış ve işsiz bu insanlardan oluşan ve öbek öbek büyüyen memnuniyetsiz, öfkeli bir kitle var. Bunun ne türden sonuçlara gebe olduğu ise üzerinde konuşmayı, düşünmeyi ve tedbir almayı gerektiriyor. Yukarıda bahse konu olan söyleşide Bauman Ortadoğu’da patlak veren isyanlarda eğitim almış, işsiz ve acı çeken insanların tetikleyici etkisinden bahsediyor.
Var olan eşitsizlikleri yumuşatan sınıf atlama vizyonu ile sınıf atlama imkânını işler durumda tutan eğitim vizyonu sahneyi aynı anda terk ediyor. Argüman parçalandı ve incir yaprağı düştü. Bu eğitim için olduğu kadar toplumsal açıdan da büyük bir soruna işaret ediyor. Dünya bu sorunu eş zamanlı yaşıyor. Küresel bir sorun ülkeleri kat ede ede ilerliyor. Bizdeki yansımalarının ne ölçüde farkındayız yahut farkında olması gerekenler ne düzeyde konuyla ilgililer bilmiyorum.
*
Son yirmi yıl içerisinde yüksek öğretim kurumlarının ve dolayısıyla o kurumlardan mezun olanların sayısında muazzam bir artış oldu. Bununla birlikte mezunların alanında istihdamı yükselen bir sayısal veri vermiyor bize. Çok sayıda üniversite mezunu kendi alanında iş bulamayıp kuryelik, tezgahtarlık, garsonluk gibi pek vasıf istemeyen işlere girmekte. +90 isimli You Tube kanalında yayınlanan ‘Alanında İş Bulamayanlar’ başlıklı belgesel çalışma sayısız örnekten bazılarına yer vermiş.
Artaç Tuncer İnşaat Mühendisi diplomasıyla mezun olmuş. Sayısız iş başvurusunda bulunmuş ama sonuç alamamış. Artaç, mezun olduğu bölümün dört yıl içinde otuz bin mezun daha vereceğini şu an piyasada bulunan inşaat mühendisi sayısının yüz bin olduğunu söylüyor. Artaç tesadüfen iş bulmuş. “Garson arıyorlarmış girdim. Şu an ruh sağlığınızı koruyorsanız o bile başarı.”, diyor ve “Bunca sene boşuna zaman harcamışız” diye de ekliyor.
Mehmet Rasim Yazıcı. Mehmet, Fen Lisesi mezunu, üniversiteye giriş sınavında 12.500 civarı bir sıralamayla, Hacettepe Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümüne girmiş. Bölüm mezunlarının ya çok iyi yerlerde çalıştıklarını ya da işsiz olduklarını savunuyor. Başvurularının sonuçsuz kaldığına yakınan Mehmet, “Günde belki yetmiş yere başvurduğum oluyor” diyor.
Kader Doğan. Kader, “24 yaşındayım, Kamu Yönetimi Mezunuyum ve çiçekçilik yapıyorum şu an” diyor. Kader asıl zorluğun üniversiteye girmeden değil, üniversiteden mezun olduktan sonra başladığını düşünüyor.
*
Örnekler çok ve çoğaltılabilir. Fakat manzara değişmiyor. Öte yandan kamuda iş bulma ümidiyle kurumların sınav ve mülakatlarına giren gençler için umut kırıcı ve adalet duygusunu zedeleyici başka bir durum var. Gençlerle yaptığım söyleşilerde sıklıkla karşıma çıkan bir yakınma bu. Gençler, kamuda bir tanıdıkları olmadığı müddetçe iş bulamayacaklarına inanıyor. Bu bambaşka bir felaket bizim için. “Bu devirde kim olduğunun, ehliyet ve liyakatin bir önemi yok, kimi tanıdığın önemli”. Bu cümleyi o kadar sık duyuyorum ki! Bourdieu olsa bizdeki mülakat düzeneğine bakıp; “Benim dediğime geldiniz, sosyal sermaye eşitsizliği besliyor” derdi muhtemelen.
Mevcut eğitim sistemi tüm dünyada, mutlak cevapların değil; çoğunlukla soru işaretleri ve ünlemlerin olduğu bir alan. Soru işaretleriniz ve ünlemleriniz yoksa bu alan ile ilgili her türlü ezberin kolay ikna edilen tüketicisi haline gelebilirsiniz. Eğitimin daha kolay erişilebilir olduğu ne var ki bununla birlikte işlevsizliğinin daha çok arttığı günümüzde, diplomaya erişim kolaylaşırken diploma ile bir şey yapabilmek sıfırlanıyor. Bu durumun kendisi bile başlı başına bir kriz hali. Tüm diğer alanlarda olduğu gibi burada da hazır cevaplardan çok soru ve ünlemler bize yol gösterecek. Genç işsizliği, bir ünlem olarak hepimizin önünde duruyor şimdi.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020