Ali BAYRAMOĞLU
Hukuk fakültelerinde öğretilir. Hukukun temel ve evrensel ilkeleri vardır.
Yargı bağımsızlığı ve doğal hâkim ilkesi, eşitlik ilkesi, hak arama hürriyeti, dürüstlük ve iyi niyet, adil yargılanma, masumiyet karinesi bunlar arasındadır.
Kanunlar bu tür ilkelere uyduğu oranda hukuk devletinden söz edilir.
Aksi durumlar, kanunların insan haklarına, hukuk ilkelerine meydan okuduğu , keyfi bir şekilde iktidarın veya bir gücün hizmetinde olduğu, bir hükümranlığın aracı devlet mekanizmalarını. en hafif tabirle kanun devletini tarif eder.
Otoriter ve faşist rejimlerin büyük çoğunluğu kanun düzenine göre çalışmış, gücünü oradan almıştır.
Nazi Partisi, Temmuz 1932 seçimlerinde yüzde 37 oy aldı. Hitler 30 Ocak’ta şansölye olarak atandı. Bir ay geçmeden 27 Şubat 1933’te Alman Parlamento binasında bir yangın çıktı. Hükümet yangını komünist ayaklanma girişimi olarak gördü ve tedbir olarak acil bir kanun çıkarmaya karar verdi. Kanun yangının ertesi günü yürürlüğe girdi. Kanunla toplantı, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü güvenceleri askıya alındı. Polis ve adliye iş birliğiyle bir kanun devleti, gücünü kanunlardan alan Nazi düzeni adım adım kurulmaya başladı. Mart 1933’te Alman parlamentosu, yasama yetkisini Hitler’in kabinesine devretti. Nisan 1933’te çıkarılan Devlet Memurları Kanunu’nu kullanılarak Yahudiler resmî dairelerden, ekonomi, hukuk ve kültürel hayattaki devlet memuriyetlerinden ihraç edilmeye başladı. İşçi sendikaları lağvedildi.
Sonrası malum…
Mussolini İtalya’da kanunlarla yol almış, faşist düzeni kanunlarla kurmuştur. 1925 ve 1926’da iki yıl boyunca çıkarılan kanunlarla düzen tümüyle değişmiştir. Hükümete kararname çıkarma konusunda geniş yetkiler tanınmış, yurt dışına göç yasaklanmış, öncesinde göç edenler vatandaşlıktan çıkarılmış, faşist rejime karşı suç işleyenleri yargılamak için özel bir mahkeme kurulmuş ve yargılanan kişiler sıklıkla idama mahkum edilmiştir.
Keyfi kanun vahşetinin bir başka büyük örneği Moskova davalarıdır. Stalin’in siyasi rakiplerini bertaraf etmek için yargı kurumu üzerinden göstermelik duruşmalarla gerçekleştirdiği infaz davalarıdır bunlar. 1936-1938 arasında yaşanmıştır. Yargılanan kişiler Sovyet Ceza Yasası’nın 58. Maddesi’ne göre, Stalin ve diğer Sovyet liderlerine suikast yapmak ve batılı güçlerle komplo düzenlemek, SSCB'yi parçalayıp kapitalist düzeni getirmek istemek girişimiyle suçlanmışlardı. İlk dava Ağustos 1936’da görüldü. 16 sanık yargılandı, hepsi idama mahkum edildi. İnfazları hemen ertesi gün gerçekleşti. Ocak 1937’de aynı şey 13 kişinin başına daha geldi. Üçüncü Moskova Yargılaması Mart 1938'de görüldü. İkisi dışında tüm sanıklar idama mahkum edildi ve kurşuna dizildi.
Örnek pek çok…
Bizde de var…
İstiklal Mahkemeleri…
Sözde kanunlarla yürütülen 12 Eylül rejimi…
Demokrasinin özü ve ruhu hukuktur, evrensel hukuk ilkeleridir.
Bugün bizde hiç olmayan da budur.
Kanun düzeni keyfilik, iktidara bağımlılık, iktidarın araçları olma istikametinde inanılmaz bir hızla ilerliyor…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025
30.10.2025
25.10.2025
23.10.2025
28.09.2025
20.09.2025
18.09.2025