Ali BAYRAMOĞLU
Şiddet toplumları sarsıyor.
Ortadoğu malum. Güneydoğu'da şiddetin yaptığı tahribat ve ürettiği karşı dalga ortada. Bunların ürettiği zihni militerleşme, en az fiili militerleşme kadar keskin. Endişe ve öfke, sorun ve sonuç arasındaki tüm bağları koparıyor ya da tek yönlü inşa ediyor.
Nitekim, bizde, Kürt sorunu ile Kürt hareketi, hatta Kürt sorunu ile Kürt hareketinin yöntemi arasındaki özdeşlik ilişkisi kronikleşmiş bir hastalık halinde. Kimileri yöntemin, şiddetin yanlışlığı ile Kürt sorununun reddini özdeş kılıyor. Kimileri ise gelinen noktada Kürt sorunu varlığını ve çözüm için siyasetin gerekliliğini şiddetle aynılaştırarak algılıyor.
Tek örnek değiliz...
Örneğin, Fransa'da, Paris saldırılarından sonra yaşanan gelişmeler bu açıdan dikkat çekici.
Demokrasinin beşiği olmakla övünen, toplumsal hayatta özgürlük vurgusu kuvvetli Fransa'da, saldırılar sonrası, olağanüstü hal ilan edildikten bir kaç gün sonra, Sosyalist Cumhurbaşkanı Hollande bir tartışma başlattı. Anayasadaki mevcut yönetim tarzının ve ilgili hükümlerin terör saldırıları karşısında yetersiz kaldığını söyleyerek, anayasada yürütmeye aşırı yetki veren “bir kriz yönetim modeli” önerdi. Başka bir ifadeyle olağanüstü hal yöntemine anayasada ayrıcalıklı bir yer açılmasını istedi.
Fransa anayasasının 16. maddesi cumhurbaşkanına, cumhuriyet kurumlarını tehdit altında hissettiği anda olağanüstü tedbirler alma imkanı verir. Hemen her zaman anti demokratik olarak kabul edilen, bir sorun kaynağı olarak görülen bu madde bile bugün yeterli bulunmuyorsa, üstelik bunu Sosyalistler dile getiriyorsa, o ülkedeki siyasetçi psikolojisini kestirmek çok zor değildir.
Toplumsal psikoloji de bundan geri kalmıyor.
Malum Fransa'da ikinci turu Pazar günü yapılan seçimlerde ırkçı parti Ulusal Cephe tarihi bir başarı elde etti, yüzde 27'yle görülmemiş bir oy oranı yakaladı: Ulusal Cephe ilk turda da yüzde 23 oy alarak birinci parti olmuştu. İkinci turda katılımın bir miktar yükselmesi, solun bir iki kritik seçim çevresinde Sarkozy'nin partisine verdiği destek, Ulusal Cephe'nin bölge yönetimi kazanmasını engellese de, oy arttırmasını önleyemedi.
Irkçı, yabancı düşmanı bir siyasi parti için özellikle Fransa gibi melez bir toplumda, demokrasi iddiası taşıyan bir gelenekte yüzde 27-30 bandı oldukça yüksek bir seviyedir.
Charlie Hebdo, takiben Paris saldırılarının, yüzü aşkın sivil insanın kahvelerde, konserde, sokakta katledilmesinin, bunun ürettiği güvensizlik duygusunun, öfkenin tahrik ettiği bir siyasi sonuç bu.
Ahmet İnsel, birinci tur sonrası Birikim sitesinde yayınlanan yazısında şu dikkat çekici tespitlerde bulunuyordu:
“Ulusal Cephe, artık sadece öfkesini soğutmak, tepkisini haykırmak için oy verilen bir parti değil. Bir beklentiyle, bir “umut”la da oy verilen bir parti. Değişim umudu olarak sunulan bu beklenti, Fransa'nın sınırlarının göreli kapalı olduğu, AB'nin olmadığı, istihdamın tam olduğu, küreselleşme belasının yaşanmadığı, Fransa'ya gelen göçmenlerin egemen kimlik ve değerleri kabul etmeye can attıkları, “güzel günler Fransa'sı”na özlemi ifade ediyor.
Ulusal Cephe'nin ikinci kuşak yöneticileri, hareketin yıllar boyunca alametifarikası olmuş antisemit nefret söylemini, seleflerinin bunu onaylamayan bakışlarına rağmen terk ederken, elbette “içimizdeki tehlike” temasını elden bırakmıyorlar. Arap/Müslüman figürü, bugün ortalama Fransız için çok daha elle tutulur bir yakın ve büyük tehlike olarak algılanıyor…”
Şiddetin beslediği, her zaman her yerde bu ve benzer duygulardır.
Ancak şunu söylemeden konu eksik kalmış olur:
Şiddet ayrıştırıyor, buna şüphe yok. Ancak madalyonun öte yüzünde süren, yürüyen bir etkileşimi, iç içe girme öyküsü de var.
Bu Fransa için de geçerli, Türkiye için de, Kürt meselesi için de...
Umut burada, beslenmesi gereken, siyasete tercüme edilmesi gereken bu...
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025
20.11.2025
15.11.2025
13.11.2025
8.11.2025