Ali BAYRAMOĞLU
2010 tarihli, ilgili mahkemeye gönderilmiş, asker mahreçli şu resmî yazıyı dikkatle okumak gerek: | |
“Kayıtlarda yapılan araştırmada… direkt Jandarma Genel Komutanlığı ile irtibatlı, Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanı şehit emekli Korg. Hulusi Sayın’a bağlı olarak Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı bünyesinde görev yapan dosyanız sanığı E. J. Kd. Alb. Arif Doğan’ın yönetiminde E. J. Bnb. Cem Ersever, E. J. Kd. Alb. Abdülkerim Kırcı, E. J. Alb. Ali Yıldız, E. J. Yb. Hüseyin Kara ve E. J. İs. Alb. Aytekin Özen adlı subayların da içinde bulunduğu, sık sık sınır dışı operasyonlara giden tim, birim vb. askeri grubun bulunduğuna dair bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır.” Bu isimlerin pek çoğu, JİTEM’le anılan subaylar… Malum, Diyarbakır’da İçkale kazıları yapılıyor. Jandarmanın yıllarca üslendiği bir avluda şu ana kadar 23 kafatası bulundu. Eğer bu kafatasları eski ve kaybolmuş bir mezarlıkla ilgili değilse (ki bu, çok düşük bir ihtimal) faili meçhul cinayetlerin arta kalanları olarak karşımıza dikiliyorlar. Kemiklerin bulunduğu bu avlu sadece jandarma üssü değil, adı geçen subayların pek çoğunun, jandarma istihbaratçılarının görev yaptığı yer. Yukarıdaki belge “JİTEM yok” diyor. Kemikler başka bir gerçeğe işaret ediyor. Bir başka belge, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun Susurluk raporu ise bu farklı durum ya da iddia arasında şu cümlelerle esaslı bir bağ kuruyor: “Jandarma Genel Komutanlığı reddetse de JİTEM’in varlığı unutulabilir bir gerçek değildir. JİTEM kaldırılmış, tasfiye edilmiş, personeli başka birimlerde görevlendirilmiş, evrakları arşive gönderilmiş olabilir. JİTEM bölgede etkili çalışmalar yapmıştır. Bunların çoğundan da mahalli jandarma birliklerinin dahi haberi olmamıştır. Zaman içinde, JİTEM bünyesinde görev alan sivil ve askeri şahısların faaliyetleri yörede dikkati çeker hale gelmiştir…” Başka bir yeri şöyle raporun: “… ‘İnfaz grubu’ ibaresi kanaatimizce birçok olayın düğüm noktasıdır. ‘İnfaz grubu’na kim emir verebilir? Böyle bir grubu kimler kurabilir? Devlette bu yetki olacaksa sistem nasıl işleyecektir? Ve hangi amaçla bu sistem çalıştırılacaktır? Şu husus bilinmektedir. OHAL bölgesinde yetki itirafçılara kadar inmiştir…” Resim açık ve net… Suç delili sadece JİTEM antentli gizli resmî evraklar mı? Ya da sadece devlet raporları mı? Veya bulunan 23 kafatası mı? Olayların çok olduğu bir ülkeyiz ve çabuk unutuyoruz. Geçen yıl, şubat ayında, Türk Tabipleri Birliği, toplu mezar iddiaları ve açılan toplu mezarlar için vardığı sonuçlarla ilgili bir açıklama yapmıştı. Açıklamada, 1469 kişiye ait kemiklerin bulunduğu 114 toplu mezar tespit edildiği, açılan 26 toplu mezarda 171 kişinin kemiklerine rastlandığı vurgulanıyordu. “Hakkâri’den Tunceli’ye kadar çok geniş bir coğrafyada yüzlerce toplu mezarda gömülü kimliği belirsiz binlerce ceset söz konusudur...” deniyordu açıklamada... “Toplu mezarların şehir merkezlerinden, yol kenarlarından, çöplüklerden kırsal alana kadar değişik bölgelerde mevcut olduğu anlaşılmaktadır…” Bu cümle de o açıklamadan… Rakam ve durum gerçekten inanılır gibi değil... Bu insanların bir kısmı faili meçhullere kurban gitti... Kayıp anaları onları beklerken onlar toplu mezarlarda yatıyorlar belki de... JİTEM konusu, yaşadığımız değişim ve yüzleşme sürecinde korunaklı bir ada olarak kaldıkça, eski geleneğin bir meydan okuma aracı olmaya devam ettikçe hem fiilî hem sembolik olarak tüm bir toplumu tahkir etmektedir. Bu utanca bu ülke artık bir son vermelidir… Bu meselenin üzerine artık gerçekten gidilmelidir. Ve bu açıdan sorun sadece yargının sorunu değildir. Yürütmenin de yapabileceği pek çok şey vardır. Kutlu Savaş raporu tekrar masaya konmalı, yenisi hazırlatılmalı, gerekirse daha derine inmek için gerekli yasal değişiklikler yapılmalıdır... Ve idare… Sık söylüyoruz, her şeyden önce Silahlı Kuvvetler ‘itiraf’ ve ‘iç temizlik’ mekanizmasını harekete geçirmelidir. Aksi hâlde örselenmeye, tartışılmaya, bu sorun, Türk siyasal sisteminin en büyük siyasi ve ahlaki sorunu olmaya devam edecektir... |
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
11.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
28.08.2025
23.08.2025
21.08.2025