Ali BAYRAMOĞLU
Siyasi gücün kendisine özgü, her yerde benzer şekilde tezahür eden bir dokusu vardır.
Devletler, ideolojik eğilimleri ne olursa olsun, açık veya kapalı, şeffaf veya karanlık, İslamcı veya seküler, sol ya da sağ, yasalar, kurallar yanında, işleyiş mekanizmaları, alan koruma ve denetleme stratejileri bakımından güç kullanımının bazı ortak esaslarına bağlı kalırlar.
Gizli servis ve örtülü askeri birimlerin örtülü öyküleri, örtülü ödenekler, devletlerin ülke içi ve dışı karanlık işleri, “hikmet-i hükümet”le dayanan eylemleri, siyasi tarihin önemli bir kalemini bu yüzden oluşturur.
Gücün, zorbalığın, yasa ve ahlak dışılığın ideolojisi yoktur. Güç oyununda ve güç oluşturmada önemli olan esas ve faydadır.
Açık ve bildik örnekler, soğuk savaşa işaret eder.
1945 sonrası, bir yandan Nürnberg Mahkemeleri’nde Naziler yargılanır, Nazi avı dört bir koldan sürdürülürken, diğer yandan, gerek Batı cephesi gerek Sovyet tarafı birçok Nazi subayının kaçmasına yardım etmiş, gizli servislerini bu kişilerin yardımıyla yeniden yapılandırmış, Nazi beyin gücü ve tekniklerini sistemine katmıştı.
2014 yılında bu konuda önemli bir kitap yayınlandı. "Operation Paperclip: The Secret Intelligence Program that Brought Nazi Scientists to America (Ataç Operasyonu: Nazi Bilim Adamlarını Amerika'ya Getiren Gizli İstihbarat Programı") başlığını taşıyan bu kitap, 1945 sonrası, 1600 fazla Alman Nazi bilim adamının ABD Genelkurmay Başkanlığı tarafından ülkeye getirdiğini belgeleriyle kanıtlıyordu. Kitabın yazarı Jacobsen, getirilen bu Nazilerin, Hitler’in hizmetinde “sarin gazı ve hıyarcıklı vebanın kitle imha silahlarına dönüştürülmesi” çalışması yapan kişiler olduğunu da ortaya koyuyordu Dahası, yakalanan Sovyet casusları üzerinde, CIA adına, kimyasal bir uyuşturucu olan LSD'nin etkileriyle ilgili deneyler yaptığını söylüyordu.
Savaştan sonra Almanya ikiye bölününce, Batı Almanya’da BND adıyla yeni istihbarat örgütü kurulmuştu. Soğuk savaş asıl hedefi karşı bloktu. Bu çerçevede, anti-komünist operasyonlarda uzman oldukları için, Nazi dönemi istihbaratının yüzlerce eski üyesini, gizleyerek, aklayarak 1956-1971 arası bünyesine almıştı.
Kudüs İbrani Üniversitesi'nden, Danny Orbach, bir çalışmasında, bu isimlerin eski köstebek olarak çoğunun Sovyetler Birliği tarafından işe alındığını ortaya koydu.
Pisliğin hikayesi…
Bizde de, örneğin Susurluk döneminde, kimi PKK itirafçıları tetikçi katiller olarak kullanılmadı mı? Kimi mafya liderleri devlet ve temizlik işlerine kalkışmadı mı? Bu faaliyetleri MİT, Emniyet, JİTEM organize etmedi mi?
Öyle..
Ama gelin görün ki, bu isimler, bu organizatörler bugün gücün ve devletin yeniden hizmetinde… Mafya liderleri, eski özel harekatçılar, MİT mensupları, emniyetçiler bu çerçevede bir araya geliyor. Dünün “karşı cephesi”, dünün “karanlık adamları”, kimisi mevcut iktidara karşı işlere kalkışmış olanları, fayda ve güç denklemi içinde iktidarın çevresinde toplanmış bulunuyor.
Madalyonun bir yüzü böyledir.
Diğer yüzde bu güç cihazının iç işleyişi vardır. Bir yandan cihazın parçaları arasında rekabet olur, çatışma, hesaplaşma olur, tasfiyeler yaşanır. Diğer iç siyasette bu güç makinesiyle uyumlu olmak, onu kendisine yakın tutmak, seçimle gelen iktidar sahiplerinin önemli faaliyetlerinden birisidir. Hesaplaşma ve yakınlaşma bir yumak oluştururlar.
Kenan Evren’in damadı vasıtasıyla Çankaya’da dinleme ve takip birimi kurduğu, Özal’ın Hiram Abbas üzerinden MİT’e egemen olmaya çalıştığı, Tansu-Özer Çiller ikilisinin MİT politikaları, emniyete yönelik denetim kavgaları, mafya gruplarının siyasi kullanımı, bunlar arasındaki kavgalar, hesaplaşmalar bu durumun örneklerindendir. Bize yakın tarihimizi anlatır, hatırlatır.
Sedat Peker’in youtube’da dolaşan açıklamaları, bir kez daha, bu yapıya, bu hesaplaşmaya hem işaret ediyor, hem bu hesaplaşmanın bizzat önemli bir parçası oluşturuyor.
Bu bir kokudur.
Neyin kokusu olduğu bir süre sonra ortaya çıkar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025