Ali Türer
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ydü.
Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24), Mehmet Ali Birand anısına İsveç Başkonsolosluğu'nda bir toplantı yaptı. Toplantıda Ahmet Altan’ınTürkiye’de gazeteci olmanın zorluklarını, sorumluluklarını anlattığı konuşma bencetarihi bir konuşmaydı. T 24’de yayınlandı, okumanızı tavsiye ederim.
Altan’a göre Gazeteciliğin üç büyük düşmanı var.Gazeteleri kendi propaganda araçları olarak kullanmaya çalışan devlet.Devletle ve ilan verenlerle iyi geçinmek için yazarları kontrol altında tutmaya çalışan gazete patronu. İnancıyla ters düştüğü için gerçekleri duymak istemeyen okuyucu. Altan’a göre gazeteciliğin önündeki başlıca düşmanlar bunlar.Çok doğru.
Gazetecinin kamuya, halka karşı bir sorumluluğu var. Devletten ve patronundan gelen baskılara göğüs geremiyorsa, şartlanmış okuyucunun etkisinden kendini kurtaramıyorsa o yazara gazeteci der misiniz?Devletin çıkarı için gerçekleri saklamayı gazetecilik sanan, yazısını beğenecek mi beğenmeyecek mi diye patronunun gözünün içine bakan, okuyucunun ruhunu okşayacak yazılar yazmayı marifet sanan gazeteciden toplum adına ne bekleriz?
Bu ülkede iş kazalarında her bir saatte bir işçi ölüyor. Ölümlü iş kazalarında dünya üçüncüsüyüz. Son on yılda iş kazalarında hayatını kaybeden işçilerimizin sayısı on iki bin.
Asgari ücretten dünyada en fazla vergi kesilen ülkelerden biriyiz. On iki milyona yaklaşan sigortalı işçimizden sadece bir milyonu sendikalı.Otuzdan az işçi çalışan işyerlerindesendikaya üye olan bir işçinin iş güvencesi yok,her an kapının önüne konabilir. Konuyor da, YÖRSAN’da olanlar ortada.
İş yerleri küçük, taşeronlaştırma devlet güvencesine alınmış ve yaygınlaştırılmış. Taşeron işçisi bir lokma bir hırkaya çalışmaya mahkûm.
Sendikalar kimliğe dayalı örgütlenmiş, her sendika kimliğe dayalı bir siyasetin uzantısı. Aralarındaki kavga bir araya gelmelerini, ortak politika belirlemelerini engelliyor. İşveren karşısında güçsüzler.
Memur desen kendisini atayanın kapıkulu olmuş. Grev yapması yasak. Üç milyon kamu çalışanının yarısı yüzlerce sendikaya dağılmış. Sadece eğitim iş kolunda ulusal düzeyde örgütlenmiş 28 sendika var.Memura grev yapmak yasak.
İşte bu koşullar altında kutladık Türkiye’de 1 Mayısı, emeğin bayramını.
Ne 1 mayıstı ama. Dünya emek için, emeğin onuru için halaya dururken. İstanbul’da, Ankara’da işçiler emekçiler kırk bin polisle köşe kapmaca oynadılar. Sokaklar işgal altındaydı, gaz altındaydı, cop altındaydı. Emeğe, emekçiye, emeğin bayramına hiç saygı gösterilmedi. Taksim’in, gözü yollarda kaldı.
Gösterici taş atmaz da saldırmaya bahane bulamayız diye kendisine taş atma timi bile hazırlamıştıpolis. Poşulu genç bulunmazsa diye poşularını, fotoğraf makinalarını yanına almıştı. Öylesine hazırlıklıydı. Göstericiden çok polis kovalamacası izledik televizyonlarda. Emeğin boynu büküktü.
Bunları basına taşıyanlar da gazetecilerdi. Polisin her türlü itip kakmasına rağmen görevlerini yaptılar. Bir kentin sokaklarının, alanlarının o kentin insanlarına bayram gününde nasıl kapatıldığını gösterdiler bizlere. İşçilere, sendikacılaramilletvekillerine nasıl terörist muamelesi yapıldığını sayelerinde gördük.Sağ olsunlar, var olsunlar.
Tüm dünya da bunu gördü.
Namuslu gazeteciler, basın emekçileridünyaya 1 Mayısta Türkiye’nin hallerini gösterirlerken; kimi “gazeteci” yazarlarımızda televizyonlarda iktidarın “değişimci” ruhu üzerine duygulu konuşmalar yapıyor, methiyeler düzüyorlardı.
Bunlara göre muhalefet Türkiye’nin içinden geçtiği değişimi bir türlü göremiyordu. Başımızda 1915’de Ermelerin çektikleri acıları tanıyan bir başbakan olduğu için ne kadar gurur duysak azdı. Otuz yıldır ülkenin bütün enerjisini harcayan kirli bir savaşı ortadan kaldırma yolunda Türkiye emin adımlarla yürürken bazı oyunbozanlar Türkiye’yi karıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Yolsuzluk söylentileri birer saçmalıktı. Darbe teşebbüslerinin üstünü örten birer komploydu.
Hangisi doğru. 1 Mayıs’ta gördüğümüz Türkiye mi, bu yazarların bizegöstermeye çalıştıkları Türkiye mi?
Bu ülkede HSYK yasası ile yargının iç işleyişine müdahale edilmedi mi?
Anayasa Mahkemesinin iptal hükmüne rağmen, yürütme yargıyı kontrol altında tutmuyor mu?
KPSS’den başarılı olma şartı aranmadan kamu kurumlarında kadrolaşmanın önü açılmıyor mu?
Görevden almalar, kadrolaşmalar yasa yoluyla rutin haline getirilmedi mi?
Yolsuzluklar ile ilgili açılan, el değiştiren davalarda bir biri ardı sıra takipsizlik kararları çıkmıyor mu?
Yeni yasa ile MİT’in operasyonları yargı denetimi dışına çıkartılmadı mı? MİT ile ilgi yazılan yazılara ve yayınlara 3 yıldan 12 yıla kadar cezalar getirilmedi mi?
AKP, Cumhurbaşkanlığı seçimini dünyada benzeri görülmemiş bir başkanlık sistemine doğru gidişin bir aracı haline dönüştürmüyor mu?
Bütün bunlar neyin, nasıl bir gidişinhabercisi?
Sünni sosla dizayn edilmiş bir tür BAAS rejimine doğru pupa yelken gidiyoruz.Esed’in Suriye’sine, Putin’in Rusya’sına bu coğrafya da bir de Erdoğan’ın Türkiye’si ekleniyor.
Hal böyleyken oturup neyi tartışmamız gerekiyor?
Kimliğimize sahip çıkma yolunda bu koşullarda nasıl bir avantaj sağlayabileceğimizi mi? Demokratik özerliği mi? Paralel devlete nasıl hesap soracağımızı mı?Feytullah Gülen’i ABD’nin iade etmesi gerekip gerekmediğini mi? Erdoğan Cumhurbaşkanı, başbakanın kim olacağını; Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olunca AKP’yi elinde tutup tutamayacağını mı? Alman Cumhurbaşkanın Türkiye’de nasıl böyle konuşup konuşamayacağını mı?
Bunları mı konuşacağız?
Fatih fethetmek için İstanbul surlarına dayandığında, Bizans uleması meleklerin cinsiyetini tartışıyormuş. Bizimki o hesap.
Altan “Gazetelerde ne tür ahlaksızlıklar yapıldığını anlamak için sadece yayınlanan haberlere bakmak yetmez, asıl hangi haberleri yayınlamadıklarına bakmak gerekir” diyor. Ve ekliyor “Gazeteciliğin en büyük alçaklığı ve sahtekârlığı belki de yayınladıklarından çok “yayınlamadıkları” haberlerde saklıdır”.
Bu ülkenin aydınlığa çıkması hukukta ve siyasette, basında ve üniversitelerde söyleyecek sözü, söylemeye cesareti olan gazetecilerin, düşünce insanlarının çoğalmasına bağlı.Umarım çoğalırlar.
Bir de meleklerin cinsiyeti tartışmaları ile uyutulmaya daha ne kadar izin verip vermeyeceğimize.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024