Ali Türer
Geçen hafta AKP hükümetleri döneminde eğitim anlayışı ve program boyutunda yaşadığımız gelişmeler üzerinde durmuştuk. Bu hafta okullaşma alanında yaşadıklarımızı özetleyelim ve sonuçları üzerinde de kısaca duralım.
1998 yılında ilköğretim sekiz yıla çıkarılırken, İmam Hatip mezunlarını alanlarında eğitim görmeye zorlamak amacı ile meslek lisesi mezunlarına üniversiteye geçiştekatsayı uygulaması getirilmişti. Yüksek öğretime dönüksınav sürecinde başka bölümleri tercih ettiklerinde meslek okulu çıkışlı öğrencilerinkatsayıları 0.3'le, alanlarında tercih yapan lise öğrencilerinin katsayıları ise 0.8'le çarpılıyordu. Bu uygulama ile İmam Hatiplere talebin önü ciddi biçimde kesilmişti. Bu durum kendi alanlarında eğitime devam etmek isteyen meslek liseliler için aslında önemli bir avantaj yaratırken ilköğretim sonunda yönlendirmeleri destekleyen bir rol oynuyordu. Burada sorun aslında intikam duygusu ile hareket edilmesi nedeniyle katsayının oldukça yüksek tutulmasından ve sert uygulamadan kaynaklanıyordu. Dokuzuncu sınıf ve sonrasında okullaşmalar arasında yatay geçiş olanakları sağlanmamıştı.
2001 yılında çıkarılan 4702 sayılı mesleki teknik eğitim ile ilgili kanundan da olumlu bir sonuç alınamadı. Alt yapıları gerektiği gibi oluşmadan doğrudan Meslek Yüksek okullarına alınan meslek okulu çıkışlı öğrenciler gittikleri okullarda programlara ayak uyduramadılar. Aslında yasayı destekleyecek gerekli yönetmelikleri çıkarmayan AKP’nin bunda dorudan sorumluluğu vardı.
AKP kendi yarattığı sonucu gerekçe göstererek mesleki eğitimin gelişmesi önünde en önemli engelin katsayı uygulaması olduğunu ilan etti ve bu uygulamaya savaş açtı. 2005’de yaptığı girişim YÖK’ün karşı çıkması ile yargıdan döndü. 2006’da sırf bu sorunu halletmek için 17. Şurayı topladı. Şuranın aldığı tavsiye kararı ardından da 2010 yılında üniversitelere geçişte uygulanan katsayı farkını kontrolü altına aldığı YÖK’ü kullanarak kaldırdı. Böylece İmam Hatiplerin önü de kapısı da ardına kadar açılmış oldu.
2009’da katsayı farkı uygulandığında Endüstri Meslek Lisesi ve İmam Hatip Lisesi mezunlarının lisans programlarına yerleşebilme oranları ortalama %4’dü. 2015 itibarıyla bu oran Endüstri Meslek liselerinde %3, İmam Hatip Liselerinde %18,52, liselerde ise %24,23’dür. (MEB istatistikleri)
Bu adımdan iki yıl sonra bu sefer 18. Şuranın alınan tavsiye kararı ardından (Şubat 2012) okullaşma 4+4+4 şeklinde yeniden düzenlendi. Okul öncesinden bir yıl, ortaokuldan bir yıl alındı; ilk kademe 6,7,8,9 yaş aralığına; ortaokul 10,11,12,13 yaş; ortaöğretim 14,15,16,17 yaş aralığına çekildi. Ortaöğretim zorunlu eğitim kapsamına alındı.
Bu arada Milli Eğitim Şuralarının siyasi kararlar için nasıl ortam hazırlama araçları haline geldiğini de görmüş oluyoruz.
Temel eğitimin kademeli olmayışı, ortaokul öğrencisi ile alt sınıf öğrencilerinin aynı mekânları paylaşıyor olması gibi bazı sorunlar yaratıyordu aslında. Ancak okullaşmada asıl sorun ortaöğretimin mesleki eğitim temelinde sağlıklı yapılanmamış olmasından; buna bağlı olarak yönlendirmenin de hayata geçirilemiyor olmasından kaynaklanıyordu. Bunlara bölgeler arasında ve okullar arasında kalite, nitelik farkları, kaliteli eğitime ulaşmada fırsat eşitsizliği; taşımalı eğitim, birleştirilmiş sınıf uygulamaları, sınıf mevcutlarında dengesizlik gibi ciddi sorunlar da eşlik ediyordu. Okul öncesi eğitim zorunlu temel eğitim kapsamına alınamadığı için fırsat eşitsizliği yaratıyordu.
Okul öncesini de içine alacak şekilde zorunlu temel eğitim 5+3 şeklinde kademeli düzenlenip 9. Sınıfta yönlendirmelerle son bulsaydı; orta öğretim mesleki eğitim temelinde örgütlenip yerleştirmeler gelişimsel rehberlik temelinde gerçekleştirilecek şekilde düzenlenseydi bugün bambaşka bir eğitim sistemini, başka sorunları tartışıyor olurduk. Bu gerçekten bir reform olurdu.
Eğitime ayrılan fonların siyaseten değil, amacı doğrultusunda kullanılması ile okullaşma boyutunda pek çok sorunu çözmek mümkündü. Tabi okul reformunun eğitim sisteminde yönetim, örgütlenme ve program reformları ile iş yaşamında mesleki yaşamın belgeye bağlanması ile desteklenmesi gerekecekti. Eğitim sisteminin bilimsel ve pedagojik yaklaşıma, ideolojik müdahalenin terk edilmesine ihtiyacı vardı.
Tersine 4+4+4’ile eğitime göstere göstere ideolojik müdahalede bulunuldu. Bu müdahale mevcut sorunları derinleştirmekle kalmadı; bütün kademelerde belirsizliği, karmaşayı arttıran bir rol oynadı.
Bir yılını kaybeden okul öncesi eski önemini yitirdi, ilkokula hazırlama rolünü oynayamaz hale geldi. Okul öncesi eğitim ilkokulun birinci sınıfına taşındı. Bugün ilkokul birinci sınıfta 6 yaş grubu çocuk 7 yaş grubu çocuk ile birlikte eğitim görüyor. MEB bu cinayeti göz göre göre işliyor. Bilinçli aile çocuğum ezilmesin düşüncesi ile rapor alıp çocuğunu ilkokula bir yıl geç gönderiyor. Birinci sınıf öğretmeni çocukların önce küçük kaslarını geliştirmek için uğraşmak zorunda kalıyor. Birinci kademeden ikinci kademeye, ikinci kademeden ortaöğretime branş öğretmenleri elinde çocukların ilgi ve yetenekleri yönünden tanınıp izlenecekleri, yönlendirilecekleri süreçler işlemiyor; öğrenci dosyaları tutulmuyor ve kademeler arasında süreç bütünlüğü sağlanmıyor. 10 yaşında ortaokula gelen çocuk ne yapacağını bilemez durumda, Arapça dersi almak zorunda kalıyor. Beteri arkadan geliyor. 2016-2017 öğretim yılında MEB Arapça derslerini 2. Sınıftan 8 yaşından itibaren öğrencilere vermeye başlayacak.
Yönlendirmenin adı var, kendi yok. Milli eğitim bünyesinde bütün öğrencileri, okulları sınıfladık, paketledik. TEOG öğrenciler için de veliler için de işkenceye dönüşmüş durumda. TEOG kapsamında sorulan seçici sorular arasında din bilgisi ile ilgili sorular da var. Çocuklarımızı yeteneğine, ilgisine göre değil ölçülebildiğimiz kadar bilgisine ve inancını ortaya koymasına bakarak, yönlendirme olmadan gelişigüzel yerleştiriyoruz. Sonra da sınava giren öğrencilerin yarıdan fazlasını, yüksek öğretime yerleşemeyenleri her yıl sokaklara bırakıyoruz. Ortaöğretimin meslek edindirmedeki katkısı OECD ülkelerinin ortalamalarından iki kat daha düşük.
Ortaöğretimde sözde okul çeşitliliğini azalttık, bütün liseler “Anadolu” oldu. Ama aslında eski Fen Liseleri gibi başarılı ortaöğretim kurumları “Proje okullar” adıyla yöneticileri siyaseten atanan kurumlar haline getirildiler. Eski kültürlerini, niteliklerini sürdüremeyecek hale geldiler.
Ortaokulda ve ortaöğretimde İmam Hatip diye paralel bir okullaşma var artık. Bu okulların 2001-2002’de 77.389 öğrencisi vardı; bugünbu okullarda okuyan öğrenci miktarı 2001’e göre neredeyse 10 kat arttı. Önümüzdeki bir iki yıl içinde kabaca ortaöğretime giden beş öğrenciden birinin, meslek okullarına giden iki öğrenciden birinin İmam Hatip Liseli olması bizleri şaşırtmayacak.
2013’de AKP’nin okullaşma boyutunda yaptığı bir iş de Ethem Nejat’ın önerdiği, M.K.Atatürk’ün sahip çıktığı Yatılı İlköğretim Bölge Okullarını (YİBO) kapatmak oldu. Eğitim için kullanmak amacıyla hazırlanmış 470 binaya el konuldu.
Bir yandan da okullaşmada özelleştirmenin önü alabildiğine açıldı. Ekonomik durumu iyi olan ailelere özel okullar adres gösterilmeye başlandı. Aileler artık gözden çıkardıkları para oranında kaliteli eğitim alıyorlar.
İttihat ve Terakki II. Meşrutiyet yıllarında doğrudan liseler açıyor ve yönetiyordu. Bugün ise eğitim için ayrılan fonlardan bir kısmı, devletin ve yerel yönetimlerin olanakları TURGEV gibi vakıflara kullandırılıyor. Dindar gençlik yetiştirme projesi bir de bu koldan ilerliyor. Başkanlık sistemiyle birlikte korkarım bu tür uygulamalar daha da yaygınlaşacak.
Okullaşma alanında yaşadığımız bütün bu gelişmeler öğrenciye verilen eğitimin kalitesini arttıran bir rol oynamıyor. Tersine eğitim sisteminde karmaşa, fırsat eşitsizliği, güvensizlik, çatışma, huzursuzluk daha da derinleşiyor, öğrenci başarısı da düşmeye devam ediyor.
Okullaşma boyutunda durumumuz ne yazık bu
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları






















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024