Aslı Aydıntaşbaş
Tutuklu bulunan ABD’li rahip Andrew Brunson’un durumuyla ilgili Washington ve Ankara arasında birkaç aydır devam eden pazarlıklara geçen yazımda değinmiştim. Nedendir bilmiyoruz, iki başkent prensipte anlaşmışken son dakikada iş yattı. Anlaşma, Andrew Brunson’un serbest kalarak ülkesine dönmesi karşılığında New York’taki davada ceza alan Halkbank yetkilisi Hakan Atilla’nın Türkiye’ye iadesiydi. Ama olmadı. Ankara, ABD’nin adım atmadığını, Washington ise son dakikada Türkiye’nin ek taleplerle geldiğini iddia ediyor.
Her durumda ciddi bir kriz.
Ben Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Brunson meselesinde “topa girmemesini” yani ABD Başkanı ya da Başkan Yardımcısı’na cevap vermekten imtina etmesini, hâlâ iki ülke arasında bir pazarlık marjı olduğu şeklinde yorumluyorum. Bu yönde bir başka sinyal de Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın dünkü Daily Sabah gazetesinde “ABD yönetiminin Türkiye’nin güvenlik endişelerini anlaması durumunda bu ilişkiyi kurtarmak ve ileri götürmek hâlâ mümkün olabilir” ifadesi. (Kalın, perde arkasında Almanya ile krizin aşılması ve Deniz Yücel’in iadesi konusunda da önemli rol oynamıştı.)
Demek ki hâlâ devam eden pazarlıklar var.
Tabii bu, 23 yıldır Türkiye’de yaşayan Andrew Brunson’un tutuklanmasına neden olan iddiaların uyduruk olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Burada dava detaylarına uzun uzadıya girecek yer yok. Ancak hepimiz artık yargının nasıl işlediğini iyi-kötü biliyoruz. Cumhuriyet gazetesi yazarları da öğlen lahmacun ısmarlamak için aradıkları telefonda ByLock olduğu iddiasıyla ‘FETÖ’ye destekten’ bir yıla yakın cezaevinde kalmıştı. Şaşırmamak lazım.
Ancak otoriter bir rejimin bile kendi içinde mantıklı olması lazım. Örneğin Deniz Yücel’in Almanya’ya iadesi, Türkiye’ye yönelik savunma ambargosunun kalkması ve Almanya ile ilişkilerin normalleşmesine vesile olmuştu. Asla kirli pazarlıkları onayladığım için söylemiyorum; ancak bu tarz ‘al-ver’in devlet için bir mantığı olmalı.
Brunson işinin ise bu noktadan sonra Ankara açısından getirisi değil götürüsü var.
Tabii burada haksızlık yapmamak adına önemli bir bilgi paylaşmak isterim. Brunson üzerinden takas pazarlığı fikri, ilk olarak Ankara’dan değil, Reza Zarrab ABD’de tutuklandıktan sonra avukat olarak tuttuğu eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani’den çıkmıştı. Diyebiliriz ki, ortalığı bulandıran Giuliani oldu. Tevatür o ki, ‘Trump’un dostu’ kartvizitiyle Ankara’ya gelip Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan randevu talep eden Giuliani, ‘Brunson karşılığı Zarrab’ fikrini ortaya atan isimdi. O zamana kadar kimsenin aklında takas yoktu. Tahminim, Erdoğan’ın ‘Al papazı ver papazı’ cümlesini kullanması da, bu gezinin hemen ardından oldu. Aradan geçen zamanda Zarrab çoktan FBI ile anlaştı, güme giden Hakan Atilla oldu. Daha sonra Brunson Amerikan kamuoyunda önemli bir sembole dönüşünce, Amerikalılar takas işini Hakan Atilla ile yapmayı teklif etti.
Ancak sürecin çok uzaması ve havada uçuşan tehditler, bugün itibarıyla tehlikeli bir durumla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Ankara tarafından Türk-Amerikan ilişkilerinde bir al-ver vesilesi olarak görünen olay, artık pimi çekilmiş bir bomba. Türkiye açısından sorun net. Zaten Beyaz Saray, silah şirketleri ve ABD Dışişleri Bakanlığı dışında Washington’da Türkiye’deki hükümetin pek seveni yok. Kongre ve kamuoyu, çoktandır karşısında. Şimdi Ankara, Beyaz Saray ve Trump’la da arayı bozuyor.
ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Twitter’dan yazdıklarına bakılırsa, bunun bir adım ötesi ‘yaptırım’. Belli ki Trump ve Pence’in söz ettiği, Kongre’deki F-35 ya da S-400 yaptırım tasarıları değil, bambaşka bir durum.
Ezcümle; iki taraf da ateşle oynuyor.
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018