Aydın ENGİN
Başlık sizi yanıltmasın, Suriye, Afganistan ya da Pakistan’daki El Kaide ve benzerlerinin vahşetinden söz etmeyeceğim. Türkiye’den, Türkiye’deki “şiddeti ve terörü siyasal mücadele yöntemi olarakseçmemiş” siyasal islamcılardan söz edeceğim… AKP takımı ileCemaat takımı arasındaki amansız savaştan…
Yazıya başlarken “siyasal islam” terimini kullanmakta duraksadım. Gerçekten de ne AKP, ne Cemaat siyasal terminolojide kullanılan “siyasal islam” terimini tam taşıyor. Mısır’daki İhvan’dan (=Müslüman Kardeşler), Filistin’deki Hamas’tan, Lübnan Hizbullah’ından farklılar.
Evet, terminolojide böyle. Ama AKP’yi de, Cemaat’ı da siyaset dışında düşünemeyiz. Mesela Mevlevi tarikatına bağlı olanların siyasetle yoğun ve açık seçik ilişkilerine tanık değiliz. Buna karşılık AKP’nin iç iktidarında egemen olan Nakşibendiler de, Nurculuğun güçlü kolu Cemaat da siyasetin tam göbeğindeler. Dinsel etkinliklerden çok siyasal etkinlikleri ile öne çıkıyorlar.
O yüzden tam karşılamasa bile onlar için de siyasal islamcınitelemesi pek haksız ve pek yanlış değil.
* * *
Taa Erbakan önderliğindeki “milli görüş” hareketinde ve onun sık sık kapatılıp yeni bir adla siyaset sahnesine çıkan partilerinde Nakşibendi tarikatının ağırlığına karşılık Cemaat’ın, hatta Cemaat dışındaki Nurcu grupların ağırlık taşımadığı, hatta birlikte yürümedikleri biliniyor, seziliyordu.
Ancak ilişkileri -en azından dışa yansıdığı kadarıyla- düşmanca, birbirini yok etmeye çabalayan değil, bir “mesafeli duruş” olarak nitelenebilirdi.
Sonra 17 Aralık “milâdı” yaşandı ve benzeri görülmemiş bir savaş patladı.
Acımasız, birbirini yok etmecesine, ötekinin varlığını bu topraklardan kazımacasına vahşi bir savaş…
Vahşet sadece Tayyip Erdoğan’ın gözlerinden öfke şimşekleri saçarak “İnlerine gireceğiz, inlerine… Bunlar haşhaşilerdir… Bunlar haindir… Bunlar darbecidir” naralanmalarında; Fetullah Gülen’in “…Yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın… Evlerine ateşler salsın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin…” bedduasında gözlenmiyor. Eğer bencileyin (benimki meslek zoru) Cemaat ve AKP medyasını didik didik okuyanlardansanız gazeteci kimliği ardına saklanmış cengaverlerin yazıp çizdiklerinde de aynı vahşeti, acımasızlığı görüyorsunuz.
* * *
Peki niye?
Niye bu kadar şiddetli, niye bu kadar uzlaşmasız, niye bu kadar yok edici bir savaş patladı ve sürüyor ve birinden biri yok olmadıkça sürecek gibi görünüyor ?
Savaşçıları böylesine vahşileştiren etken din olmasa gerek. Olamaz çünkü savaş dinsel bir ayrılık temelinde patlamadı; o temelde sürmüyor.
Peki o zaman ne ?
Siyasal ve ekonomik iktidarı paylaşma (yani paylaşamama) dışında bir etken, bir itici güç görebilen var mı?
Ben göremiyorum.
Siyasal islam Cumhuriyet’in kuruluşundan beri susuzluğunu çektiği iktidarı 2002’de ele geçirdi, devletin dizginlerini eline aldı ve daha onuncu yılını tamamlayamadan ortasından çatladı. Çatlamak yama tutmayacak, sıvayla örtülemeyecek kadar büyük ve derin. Dahası gitgide büyüyor, derinleşiyor.
İktidarlarının ilk birkaç yılında tepe tepe kullandıkları “Müslüman olan çalmaz, çırpmaz, rüşvet vermez… Müslümanlar iktidar hırsı ile yanıp tutuşmaz” iddiaları bir balon gibi, hem de dev bir balon gibi patladı.
Pusu, ihbar, kuyusunu kazma, arkadan vurma, iftira gibi siyasal ahlâkın, demokrasi kültürünün reddettiği bütün silahlar pervasızca kullanılıyor.
* * *
Bir süre önce “Siyasal İslam sınıfta kaldı” başlıklı bir Tırmık yayınlanmıştı. Onun ardından siyasal islamcı cephenin bütün kanatlarından üstüme küfür, yergi, sövgü sağanakları yağdırıldı.
Bakalım bu yazının ardından ne yağacak ve ne denecek ?
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021