Aydın Selcen
Geride bıraktığımız dönemin en anlamlı görüntüsü Diyarbakır’da horon oynayan yurttaşlarımızınkiydi bence. Edirne’den Hakkari’ye gönül köprüsü kurmak söylemi de öyle. Bunlar ülkemizde o şarkıda anlatılan “evin sevilen kokusunu” yeniden bulmak yolunda olduğumuzu gösteren denemeler, arayışlardı.
Serge Reggiani’nin “T’as l’Air d’Une Chanson” şarkısına Mehmet Teoman’ın yazdığı unutulmaz sözleriyle olağanüstü ses Tanju Okan’ın hepimizin zihnine kazıdığı “Kadınım” şarkısındaki gibi: “Eşyalar toplanmış seninle birlikte/Anılar saçılmış odaya her yere/Sevdiğim o koku yok artık bu evde.” Bu ev, ülkemiz, hepimizin evi. O sevdiğimiz koku da maalesef epeydir yok oldu.
Hrant Dink, Tahir Elçi, daha niceleri. Gönül köprüleri kuranlar, kurabilenler. Birbirimize dokunabilelim, birbirimizle konuşabilelim, birbirimizi anlayabilelim diye canlarını verenler onlar. Aynı yolda özgürlüklerini bırakıp, dört duvar arasına başı dik girenler, başı dik çıkanlar da var. Her biri gittiğinde, söküldüklerinde yüreklerimizden, böyle hissetmedik mi canımızdan çok sevdiğimiz yurdumuzla ilgili?
Erbil’de göreve 10 Mart’ta başladım. Mart ayı Irak Kürdistanı’nda çeşitli (çoğu geçmiş kalkışmaları anan) yöresel tarihi günler ve türlü dinlerin kutsal bayramları nedeniyle neredeyse tümüyle tatil. Tabii, en son, en büyüğü de Nevruz. Nevruz’u da IKB önde gelen yetkililerinin pek çoğu, daha serin ve daha “medeni” koşullara sahip ülkelerde geçirir. Nevruz’u kutlamak görevliler ve diplomatik misyon temsilcilerine kalır.
Her neyse benim ilk Nevruz’umdu. Serde devlet memurluğu var. Daha önceleri, 2001 yılıydı sanırım, Dışişleri’nin otoparkında tek başına bir sözleşmeli merkez memuru lastik yakıp üzerinden atlamıştı. O dönem Personel Dairesi’nde görevli olduğum için bana “gereğini yapmam” talimatı verilmişti. Aslında uyarmak üzere çağırıp konuştuğum sözkonusu memur da bana benim görev tebliğ edilirken amirlerime sorduğum soruyu sormuştu: “Yasak kalkmadı mı?” Evet, ama işte. Burası hariciye, otoparkta lastik yakmak da şey oldu vs.
2010 yılında Erbil’de katıldığım o ilk Nevruz’da ise baktım diğer ülke konsüler temsilcileri yerel Kürt kıyafetleri giymişler, şirinlik olsun diye. Ben her zamanki koyu renk takım elbisemleydim. Usülen herkesi halaya davet ediyorlar. Ben oturdum, ısrarları nazikçe geri çevirdim. Ama sonra davet üzerine Nevruz ateşini IKB Başkanı Mesut Barzani’yi temsilen orada bulunan başdanışmanı Dr. Fuat Hüseyin’le uzun bir meşalenin sapını birlikte tutarak yakmıştık.
“E ne olmuş yani” diyorsunuz. Diyorsanız, memurluk yapmadınız hiç. O meşalenin ucunu nasıl tutup da yakabilmiştim Nevruz ateşini? Çünkü barış süreci vardı, çünkü siyasi irade de o yöndeydi. Bu küçük örnek ve IKB ile Türkiye arasındaki ilişkileri yakınlaştırıp, canlandırmaya yönelik mesaimin toplamı, mesela değindiğim demokrasi şehitlerimizden bir Hrant Dink veya bir Tahir Elçi’nin ayakkabılarının altındaki toz kadar değerli değildir.
Dolayısıyla burada anlatmak istediğim sahte tevazuyla kendimi methetmek değil. Dikkatinizi çekmek istediğim husus, ülkemizde hep “köprülerin” hedef alındığı. Köprü olmak, köprü kurmak isteyen hedeftir. Can verme gibi bir bedel ödetilmese de IMC TV’nin de önce Türksat dışına atılması, sonra kapatılıp, donanımının kanunsuz biçimde TRT’ye aktarılması keza bundandır. Ankara Garı katliamını da aynı kalemden görebilirsiniz, Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın içeri tıkılmasını da.
Bu bakımdan geride bıraktığımız dönemin en anlamlı görüntüsü Diyarbakır’da horon oynayan yurttaşlarımızınkiydi bence. Edirne’den Hakkari’ye gönül köprüsü kurmak söylemi de öyle. Bunlar ülkemizde o şarkıda anlatılan “evin sevilen kokusunu” yeniden bulmak yolunda olduğumuzu gösteren denemeler, arayışlardı. Ellerimiz birbirimize uzandı, tutunması kaldı. Belki bugünkü seçimden bize kalan bu olmuştur, dileyelim o olsun.
Yazarlar
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024