Aydın Selcen
En karanlık gecenin bile bir şafağı vardır ve unutmayın, tanın ağarmasına en yakın an, gecenin de en karanlık anıdır. Selo da çıkar, Osman da. Barış Akademisyenleri pasaportlarını da geri alır, işlerini de. Hamit, istibdadının sonunu getiren tohumu kendi zihninde taşıyordu.
Doğru, özgürlük denli, kamu düzeninin korunması adına canını verecekler de çoktur her toplumda. Ama hem “vur ensesine tokadı” hem “al ağzından lokmayı” kafasıyla hiçbir ülke sonsuza dek yönetilemez. Hiç yoktan, biraz tokat, yanında karın doyuracak kadar da lokma lazım ama.
“Toplum” dedim. Öteki açı, değerli Kadri Gürsel’in veciz tanısıyla artık “toplum” niteliğini yitirip, (epeydir) “toplam” mı olmaya evrildiğimiz sorusu. Gürsel’in bildik nezaketini terk edersek, bir güruhtan mı ibaret olduğumuz artık doğrudan sorulabilir.
Üçüncü bacak ise toplamın (da) devleti olur mu, olan kalır mı, olursa ne kadar, nereye kadar, ne menem olur sorusu. Yıkmak kolay, yapmak zor. Mimar olmak için gereken eğitim, deneyim ve birikim, hafriyatçıda aranmaz. Hafriyatçının pazarladığı yapı hülyasının elbet bir sonu vardır. Gerçeklikten sonsuza dek kaçılamaz.
Geriye, “ahir ömrümde gün yüzü göremeyecek miyim?” sorusu kalıyor. Her şeyin bir bitimi var. Yaşamanın bitimi olmasa, anlamı kalmaz. Ne zaman biteceği bilinse, hiç yaşanamaz. Yaşamanın anlamı özgür olmaksa, eylemi anlama uydurmak zorunlu. Tekrar dene, tekrar yenil, daha güzel yenil hikâyesi.
Toplumun kimyası bozulup, toplama dönüşme yoluna girdiyse, o toplamın içinden ayrı ayrı toplumlar türeyebilir. Ancak her yıkım, içinde yeni bir doğumun, kendiliğinden taze bir başlangıcın güvencesini barındırmıyor. Buna karşılık, yıkımın yakınladığı kimi tarihsel anlarda, dayanışma içgüdüsü, insancıllığın ve alçak gönüllülüğün yaygınlaşması, toplamı yeniden toplum olma yönüne çevirebiliyor. O kritik anlarda, toplamın hepten vahşileşerek, ilkelleşerek, birbirinin kurduna dönüşmesi de karanlık olasılık.
Vizyon sahibi olmak (İngilizce ama), “having a vision.” Çoğullaştırıp, (böyle bir deyiş yoksa da) vizyonlar sahibi olmak derseniz, “having visions”, sanrılar görmek anlamına geliyor. At sahibine göre kişnermiş, yahut muhterem imam yestehlenirse, cemaat de hacet giderirmiş ya, işte sanki düzen bozukluğunun da, sinir bozukluğunun da ardında yöneten(ler)in vizyon sandıkları hülyalarıyla sanrıları arasındaki git-gelleri yatıyor.
Güney Kore’nin uyguladığı başarılı tarımda dönüşüm politikalarını, Şah zamanında İran da benimsemiş. Buna karşılık, Koreli çiftçi kalkınırken, İranlı fakirleşmiş, hatta Şah’ın devrilmesindeki başat unsurlardan beri bu uygulanan tarım politikası olmuş. Zira, Şah kurgunun toplumsal yönünün ihmal etmiş, belki işin o yönüne bakmayı gerekli görmemiş.
Biz ise ta 2019 yılına geldiğimizde, halen dahi yanlış sulamadan ötürü tuzlanmayı, sığırları yaşatmayı becerememeyi, her yıl Belçika büyüklüğünde tarım arazisini nadasa bırakmayı, Hollanda büyüklüğünde tarım arazisinde ekim yapmaktan vazgeçmeyi konuşuyoruz. Ankara’da Ziraat Fakültesi 1933’de kurulmuş, bugün kırk fakülte var. Mühendis, uzman, çiftçi, arazi, su, tohum eksiğimiz yok. Plan da var, Avrupa Birliği’nden almışız, planı uygulamak üzere kurumlar da oluşturmuşuz. Ve tanzim-satış kuyruğundayız. Neden?
IMF kapısından uzak durma nedenimiz, “acı reçete” adı altında başlayacak zorunlu ıslahat. Suriye’de Fırat’ın doğusuna askeri müdahale hevesimiz, yüzyıllık Kürt meselemize siyasi çözüm bulmaktan kaçınmak. Kutuplaştırmanın nedeni, iktidarda kalmak. Ekonomik çöküntünün nedeni, sayı saymaktan aciz olmak. Biz, hayaller kurarız, kabuslar görürüz. Tasarlamayız, plan yapmayız, önlem almayız.
Sakın ola umudunuzu yitirmeyin. En karanlık gecenin bile bir şafağı vardır ve unutmayın, tanın ağarmasına en yakın an, gecenin de en karanlık anıdır. Selo da çıkar, Osman da. Barış Akademisyenleri pasaportlarını da geri alır, işlerini de. Hamit, istibdadının sonunu getiren tohumu kendi zihninde taşıyordu. Pembe dizisini bir yıl da uzatsanız, Hamit’in ardından Enver ve İttihat ve Terakki, onun da peşinden Kemal ve Cumhuriyet geliyor, isterseniz diziyi iki yıl uzatın.

El Coloso – Francisco de Goya
Bıraksalar, Aşiyan’da bir Fikret misali, yumruğu şakağa dayayıp enginlere dalmak mümkün. Ahmet Haşim’in “göllerde bu dem bir kamış olsam” melankolisine, Orhan Veli “bir de rakı şişesinde balık olsam” neşesiyle yanıt vermiş. Ne Fikret, ne Haşim, ne Orhan Veli, sanmam ki bugünün gençlerine esin versin. Ama Bağcılar’da, Yozgat’ta, Keçiören’de yaşayan bir genç kız ihtimaldir Neslihan Demir, Lara di Lara veya Seda Bakan’a öykünür.
Hem MIT (Boston tarafındaki Yenimahalle değil) diplomalı hem beş vakit namazında hem tarih bilgisi Hamit dizisine dayanan bir genç adam tezgâhta modeli çizilen öyle mi? O ceket pot yapar. Bakınız Barbaros Şansal gibi bir terzi yetiştirebilmişiz. Piyangodan para çıksa, Sayın Şansal’a potur mu diktirirsiniz, mintan mı? Oysa basit gözüküyor değil mi? Ceket dört parça, ikisi arkada, ikisi önde. Kol boyu baş parmağınızın başladığı yere dek, orkestra şefi gibi hareketler yapın ayna karşısında, ceketin eteği yukarı aşağı oynamayacak. Beli, omuzları oturacak. Ama zor iş, bir ceket kolay dikilmiyor, bir Şansal kolay yetişmiyor.
Acemi terzinin gerçek ötesi anlatımıyla, kolları uzun, omuzları vatkalı, sırtı pot yapmış ceketiniz, paçaları “dökümlü” pantolonunuzla gülünçlüğünüzü, er geç ağlamaya başlayıncaya dek sürdürebilirsiniz. Hiçbir pilot yerden tekerlek keserken alkışlanmaz da, inişten sonra alkışlanır. Ve hiçbir uçak, ilelebet havada kalmaz: Ya iner ya düşer. Geçen gün Dünya Bonobolar Günü’ydü. Bonobolar, gorillerden çok insanlara yakınmış. Yetişkinleri de günlerini oyunla geçirirmiş. “Maymun ağaca çıktıkça, poposu daha iyi görünür” derler.
Aydınlanmayı aceleye getirebilir miyiz? Post-modernizmden, moderniteye geri dönüş yolu var mı? Aydınlanmanın ivmesine katkı yapabilecek eylemler, dağarcığımızda bulunuyor mu? Bulunmuyorsa, biz kendimiz bunları icat edebilir miyiz? “Çayeli’nden öteye / Gidelum yali yali / Sirtindaki sepetun / Ben olayim hamali.” Sepet kimin sırtında, bizim hamallık önerimiz kabul görür mü? Kıyı kıyı gitmesek, bunun dağdan aşıran kestirmesi yok midur?

Satürn Oğlunu Yerken, Goya
“Genellikle İspanya diye anılan şey İspanya değil, aslında onun başarısızlığa uğramış halidir. Büyük, elem dolu bir yangında o cansız, geleneksel sureti, olagelmiş İspanya’yı yakmamız gerekir. Bu yolla iyice elekten geçmiş küller arasında yanardöner mücevher misali olmuş olması mümkün İspanya’yı buluruz.” Ortega y Gasset 1914’de 31 yaşındayken yazmış* bunları. Bugün, “İspanya” yerine “Türkiye” yazıp, okusak yeniden?
Ortega y Gasset, 1883’te Madrid’de doğmuş. 1812’de bizde Hamit’in yaptığı gibi VII. Ferdinand meşrutiyeti feshetmiş, 1868’de devrim ve kısa ömürlü I. Cumhuriyet’in (1873-74) ardından, yeniden krallık (restorasyon), General Primo di Rivera darbesi ve yönetimi (1923-31) ve II. Cumhuriyet (1931-36), İç Savaş (1936-39), tekrar krallık ile birlikte tabii General Franco (1939-75). Özetle, iç savaş patladığında önce Fransa’ya, oradan Arjantin’e giden ve nihayet 1945’te ülkesine dönüp 1955’te Madrid’de ölen hazret ahir ömründe pek gün yüzü görmüş sayılmaz.
İç Savaş başlamadan önceki son 1936 seçiminde, Primo di Rivera’nın oğlunun başkanlığındaki “Falanj” ancak yüzde 0.7 oy alabilmiş. Mahdum Bey aynı yıl idam edilmiş. Franco, iç savaşın ardından devraldığı Falanj’ı milliyetçi-mukaddesatçı bir koalisyona dönüştürmüş. Falanjizm, toplumda otorite, hiyerarşi ve düzene vurgu yapan, anti-komünist, anti-liberal, anti-demokratik bir yaklaşım. Derken Franko nam paşa 36 yıllık idarenin ardından 1975’te yatağında cavlağı çekmiş, ne falanj kalmış ortada, ne bilmem ne.
Nihayet geçtiğimiz yıl (2018) İspanyol hükümeti Franco’nun anıt-mezarına feth-i kabir kararı aldı. Merhumun kemiklerini gömecek yer aranıyor. Ailesi, diktatörün kalıntılarını Madrid’in merkezindeki bir katedrale defnetmek istiyor, ortalık karıştı. Bugün İspanya gibi bir başka yarımada ülke Türkiye’de Ortega y Gasset kendini okutur, heyecanlandırır, iç geçirtir. Franco’ya ise ancak kadeh kaldırılır, “Tanrı hiçbir kuluna kabir azabı nasip etmesin” denilir.” Falanjlaşma düşleri görenlere de masa altından “bak falanj burada” diye gösterilir. Gedikli akşamcı merhum pederin rakısını (Altınbaş içerdi) kaldırırken dediği gibi: “Sıhhatinize, iyi günlere!”
*”Quijote Üzerine Düşünceler”, José Ortega y Gasset, YKY, çeviren: Mehmet Sait Şener
**Her ikisi de benzer konulara kafa yoran güncel sinema şaheserlerinden, içiniz kapansın diye “Soğuk Savaş”ı önce, “Asla Gözlerini Kaçırma”yı içiniz açılsın diye sonra, ama her ikisini de görmenizi acizane öneririm. Bu zevzek yazıyı biraz da bu iki film üzerine yazmış bulundum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024