Aydın Selcen
Ankara, komşu ülke Suriye’de ne yapmak, nereye varmak istemektedir?! Misak-ı Milli sınırlarını yeniden tesise mi çalışmakta, zalim Esed’i devirmeyi mi hedeflemekte, Zagroslardan sümmehaşa Amonoslara uzanacak, affedersiniz, bir Kürt koridorunda gedikler açmayı mı amaçlamakta, emperyalizmin sancak gemisi ABD’yi her milimi kutsal kıyılarından uzakta tutmayı mı öncelemektedir?! Ecdadı yedi düvele duman attırmış bu devletin siyasetinin hülasası yoksa tüm bunları aynı anda ve tek tabanca hayata geçirmek midir?!
Bayağı kapatırdım aslında, bu ton ve üslupta devam mı etsem, bilemedim. Bana sorarsanız, belki daha doğrusu başıma bir iş gelmeyecekse demeliyim, Türkiye’nin Suriye siyasetiyle, İsrail’in Suriye siyaseti örtüşüyor hatta Türkiye’ninki onun ötesine geçiyor. Neden? Çünkü, iki ülkenin adı konmadan güvenlikçi siyasetlerinin önceliklerinin yanı sıra Ankara’nın bir de Esat’ı devirme takıntısı halen ve ayniyle baki.
Resmen sorulduğunda, Türkiye’nin Suriye siyaseti, Irak’ta olduğu gibi, ulusal birlik ve toprak bütünlüğü ezberlerine dayanmaktadır. Buna karşılık, TSK tarih sırasına göre, birbirlerine bitişik Bab, Afrin ve Idlip ceplerini doğrudan ve dolaylı biçimlerde denetimi altında tutmaktadır. Bu ters L biçimindeki kuzeybatı köşesi kabaca (200+400+600) 1200 km.kare yüzölçümüne tekabül etmektedir. TSK’nın buralardan “çıkış stratejisi” varsa da açıklanmamakta, diğer bir deyişle ülkemiz kamuoyunca bilinmemektedir.
İsrail, ABD ve RF ulusal güvenlik danışmanları Kudüs’te Başbakan Netanyahu ile (26 Haziran)
Geçtiğimiz günlerde (26 Haziran) İsrail, ABD ve Rusya ulusal güvenlik danışmanları Ben Şabbat, Bolton ve Patruşev (hem de) Kudüs’te bir araya geldiler. Rus temsilci Patruşev’in, Tahran’a uğrayarak gittiği Kudüs’ten yine Tahran’a uğrayarak döndüğü anlaşılıyor. Toplantıdan dışarı yansıyan üç devletin de İran konusunda bir uzlaşı zeminine ulaştıkları yönünde. Buna ek olarak, Hizbullah’ın da milis güçlerini adını koymadan İsrail sınırından uzağa ve hatta geriye Lübnan’a çekmekte olduğu bildiriliyor.
Esasen, sözkonusu üç ülkenin İran ve bağlantılı silahlı güçlerinin, ABD’nin İsrail’in egemenliğinde olduğunu tanıdığı Golan Tepeleri’nden yüz km. uzaklıkta tutulmasını sağlamak arayışında oldukları görülüyor. İşte bana sorarsanız, Ankara’nın Vaşington’dan bir türlü devşiremediği anlayış beklentisi bu durumla koşut.
Hizbullah teröristse PKK de öyle. Değil YPG, SDG dahi artık tırnak içine alınıp, başında “sözde” ibaresiyle anılıyor ve PKK’nin uzantısı görülüyor. Ha, Kürtler ciğerparelerimiz, ama eline silah alıp “kızlı-erkekli” dağa çıkan, yerine göre ateist, yerine göre Mecûsi, narkotik taciri ve emperyalizmin maşası PKK düşman. Öyle düşman ki, bir an gözümüz kırpıp tilki uykusuna yatacak olsak ülkemizi bölecek kudrette ama yanı zamanda dağlarda birkaç yüz kişi kalmış durumda ve kaçacak delik arıyor.
Bunu anlatamıyoruz NATO müttefikimiz ABD’ye. ABD, hem her barış sürecini baltalayan FETÖ’nün, hem barış süreçlerinin muhatabı PKK’nin arkasında. Sorun şu ki, Suriye’deki Kürt dağda değil düzde. Düzdeki Kürt nüfusu yoğun yerleşim yerleri de sınırın yukarısındaki Türkiyeli kardeşlerine ya bitişik ya onların hemen dibinde. Üstelik, Suriye Kürtleri Fırat’ın Doğusu’nda “melez” siyasi bir çözüme ancak üç Kürt cebinden (kabaca Kamışlı, Kobane ve Afrin) üçü de ellerinde olduğu takdirde yanaşıyor.
ABD Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Jeffrey, hem ABD çekilirken oluşacak boşluğun Avrupalı müttefiklerce doldurulacağını hem Anayasa Yazım Komitesi’ne Şam’ın onay vermesiyle Cenevre sürecinin canlanmakta olduğunu ileri sürmüştü. İlk yalanlama Almanya’dan geldi. Yüzyıldır Kürt meselesinin uluslararasılaşması kabusu gören Ankara’dan ise pek ses çıkmadı. Osaka’da da Başkan Trump, “Türkiye’nin Suriye’de Kürtleri ezip geçmesini” kendinin son anda durdurduğunu açıkladı. Bu açıklamaya da tepki verilmedi.
Suriye’deki gelişmeler bunlarla sınırlı değil. Henüz birkaç gün önce de (7 Temmuz), Umman Dışişleri Bakanı Yusuf Bin Alevi* Şam’da Suriye Cumhurbaşkanı Esat’la görüştü. Boyu belki küçük, ama diplomatik kapasitesi gıpta edilecek denli etkin Umman, daha önce ve halen İran ile Batı ve özellikle ABD arabuluculuk yapıyor. Şimdi, Rusya’nın yanı sıra, belki ABD için daha tercih edilecek bir oyuncu olarak Suriye sahasına da girmiş oluyor.
Umman Dışişleri Bakanı Bin Alevi’nin Esat tarafından Şam’da kabulü (7 Temmuz)
Esat iç işlerinde de boş durmuyor: İstihbarat şefi Ali Memluk’u güvenlik işlerinden sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcılığına, Muhammet Dib Zeytun da ondan boşalan “Ulusal Güvenlik Bürosu” (yani tüm istihbarat örgütlerinin bağlı bulunduğu en üst eşgüdüm birimi) başkanlığına getirdi. 2014’de Faruk Şara’dan boşalan bu makam beş yıl sonra yeniden ihdas edilmiş oldu. İktidar hiyerarşisi, Şam’da kimin muhatap alınabileceği ve Esat’ın öncelikleri konularında bu atama önemli gösterge. Ankara’ya da bir arka kapı diplomasisi kanalı açılmış olabilir.
İstihbarat şefi Ali Memluk, Esat tarafından güvenlikten sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcılığına atandı.
Ankara bir yandan Libya’ya silah sevkıyatına hız verirken, Idlip’teki gözlem noktalarını da tahkim çabasında. Burada Şam’ın hedefi Halep-Lazkiye karayolunu açmak ve üzerindeki nüfus merkezlerini geri almak. Şam’ın, Rusya’nın hava desteği olmadan bu hedefe ulaşamayacağı açık. Ulaştığı takdirde de Türkiye’nin elinde üç milyonluk sivil nüfusun Idlip ve çevresine doluştuğu yarı yarıya küçülmüş ve askeri anlamını yitirmiş bir “mendil bölge” kalır. Bunlar olmasın diye S-400 alımından daha önemli olarak Akkuyu’da yeniden faaliyet başladı.
Kaynak: Fabrice Balanche, WINEP (Idlip haritası, 19 Mayıs tarihli yazımda da kullanılmıştı.)
Tüm bunlar olup, biterken, yurt dışında mürekkep yalamış, yüksek lisans eğitimi görmüş, adlarının başına “hoca” ünvanı koymaya meraklı koca koca adamlar bile, vay efendim, “Kamışlı’da hainler toplandı” manşetleriyle yürütülen kara propagandanın peşinde. Değerli gazeteciler Hayko Bağdat ve Fehim Taştekin’den oradan yaptıkları periskop yayınlarını zaten paylaştılar. Ama tutup, yurttan çıkış yasaklı İhsan Eliaçık’ı, İsveç’te yerleşik Cengiz Çandar’ı oralara göndermekte beis görmüyorlar. O denli gözlerini kan bürümüş. İlaç için iler tutar bir fikir söylesinler Türkiye, Suriye’de ne olursa tatmin olacak ve yine Türkiye, içeride ve dışarıda Kürtlerle nasıl bir gelecek kuracak?
Oysa gölgelerle kavga etmeye gerek yok. Eldeki kısıtlı ve ekonomi böyle giderse daha kısıtlanacak olanaklarla da yedi cephede pala çalmaya da hacet yok. Barışa ve diplomasiye odaklanmak, içeride ve dışarıda Kürtlerle arayı düzeltmeyi öncelemek yeterli. Acaba o olası yönelime de iç siyasal dengeler mi elvermiyor? Bunu da sanırım sonbahara öğreniriz. Dilerim, bir önceki yazımda umduğumu belirttiğim gibi anamuhalefet hem yeni çözüm müzakerelerine destek olur, hem güvenlikçi yakın çevre siyasetine eleştirel yaklaşır. İki konu iç içe zira, ayrı değil.
*1945 Salale doğumlu Bin Alevi’nin 1970’de Sultan Kabus’un babasını devirerek tahta çıkışına dek Zofar Vilayeti’nin bağımsızlığını savunan sürgünde bir ayrılıkçı olduğunu, 1997’den beriyse atandığı şimdiki makamı koruduğunu anımsayalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024