Ayhan ONGUN

SÖYLENECEK SÖZ KALMADI, ŞİMDİ SINAV ZAMANI!
3.04.2013
2401

 Son günlerde gelişen olaylar ve özellikle barış görüşmelerindeki gelinen olumlu noktadan sonra aslında çok fazla söylenecek bir şey kalmadı.

            Bundan sonra toplum olarak bir sınavdan geçeceğiz.

            Kimler gerçekten tüm toplumu kucaklayacak, ülkemizi huzura kavuşturacak bir barıştan yana, kim ipe un seriyor, kim barışa karşı ve savaş kışkırtıcılığı yapanlar kimler? Önümüzdeki günler bunu çok net göreceğiz, kişi ve kurumlarım gerçek yüzü ortaya çıkacak.

            Dikkat ederseniz, mahcup tavırlı ulusolcular, doğrudan karşı duramıyorlar.”Ama, fakat, neyin karşılığı barış, bedeli ne olacak?” gibi bahaneler üretmeye, vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyorlar.

            Hatta oluşacak barış ortamının maliyet hesabını yapanlar var!

            Geçmişte ölen on binlerce insanın canının karşılığını hesaplayacak rakamlar daha icat edilmedi! Ya onların anaları, çocukları, yakınları, sevenlerinin çektiği acının bedeli? Var mı bunun Türk parası karşılığı?

            İlginç olan da kendisini sosyalist, devrimci ve hatta Marksist tanımlayanlardan gelen itirazlar.

            Statüko yanlısı endişeli modernlerin, darbe yanlılarının ve de AK parti karşıtlığı üzerinden muhalefet yapanların uydurdukları sudan bahaneleri anlarım da şu bizim anlı şanlı devrimcilerin, barışla ne sorunları var, bir türlü anlayamadım.

            Gerekçeleri irdeleyecek olursak, aslında büyük çoğunluğun söyleyemediği ama bilinç altına sinmiş gerekçe “barış görüşmeleri başarıya ulaşır ve silahlar durursa bu durumdan AK Parti kazançlı çıkar ve biz bir daha kolay kolay Tayip Erdoğan’dan kurtulamayız.”

            Diğer en çok dillendirilen bir gerekçe; “bakın terörist başıyla görüşüp, anlaştıktan hemen sonra İsrail’de özür diledi. Bu kesin emperyalistlerin oyunudur. Ortadoğu üzerinde planladıkları projelerini hayata geçirecekler, iktidar da bu oyunun bir parçası.” Ya da “Erdoğan kendi diktatörlüğünü kuracak başkanlık sistemini getirmek için Öcalan dahil herkesle işbirliği yapar, asıl amaç İslami cumhuriyet.”

            Eğer bu ülkede silahlar susacak, terör bitecek, analar ağlamayacak, çocuklar yetim kalmayacak, gençlerimiz yok yere ölmeyecekse varsın Erdoğan yönetsin bu ülkeyi!

            Halkın çoğunluğunu ikna ederek, parlamenter sistemin ruhuna uygun yapılacak seçimlerle sandıktan çıkabiliyorsa, buna karşı durmaya ne hakkımız var.

            Gerçek anlamda muhalefet yapamadıkları için yapılan her seçimde AK Parti iktidarını pekiştirenler versin bunun hesabını.

            Bugün siyasal anlamda gelinen noktada bir başarı varsa, AK Partinin tek başına başarısı değil, muhalefetin başarısızlığı, daha doğrusu beceriksizliğidir.

            Kimin yöneteceğinden çok, nasıl yönetileceği, barışı kimin getireceği önemli benim için. Ne gelen barışın, ne de ölen tek bir insanın yaşamının maddi karşılığı olmayacağı gibi, bu uğurda zaten yeterince bedel ödemedik mi?

            Bu saatten sonra neyin bedelinden söz ediyorsunuz? Bu dünyada insan yaşamından daha kutsal ne vardır ki?

            İnsan odaklı, bireyi esas alan politikalar, sosyal barışı güçlendirecek projeler geliştirerek halka gidenler mutlaka bunun karşılığını alıyorlar.

            Diğer yandan, politik doğrultusu olmayanlar, bugünü göremeyip, dünde kalanlar, yeni dünya koşullarını; değişen, yenilenen ilişkileri kavrayamayanlar da öylesine savruluyorlar ki, düştükleri yere kendileri de şaşırıyorlar.

            Birazcık empati yapabilsek, yüzyıllardır hep ötelenen, yok sayılanların yerine koyabilsek kendimizi. Örneğin oğlunun mezarını bile göremeden ölen ama yüz dört yaşında bile mahkeme koridorlarında darbecilerden hesap sormaya çalışan, iki büklüm halde ama onurlu duruşuyla cumartesi annelerini yalnız bırakmayan Berfo ananın yerine koysak, onun çektiği acıları bırakın yaşamayı, hayal edebilsek’

            Sanırım o zaman, kim tarafından, nasıl ve hangi koşullarda olursa olsun barışa, barış görüşmelerine bu denli karşı çıkamazdık.

            Vesayet sistemi tüm kişi ve kurumlarıyla dirense de, çağın gerisine düşmüş, köhnemiş zihniyetle politika yapmaya çalışanlar engellemeye çalışsa da bu ülkeye barış gelecek.

Öyle ihtişamla, törenlerle, davul zurnayla değil belki ama sessizce girecek yaşamımıza, sarıp sarmalayacak ruhumuzu, yüreğimiz sevinçle dolacak.

Daha özgür bir ülkede sevgi ve kardeşliğin esen serin rüzgarında nefesimizi barışla dolduracağız, barışı soluyacağız. Yeni bir insan olacağız, korkularından arınmış, geçmişiyle yüzleşmiş, geleceğe güvenle bakan. Yeniden aşık olacağız, aşka doyacağız, yüreğimiz daralmayacak gecenin karanlığında sabahı beklerken..

Ben dersime iyi çalıştım, bu sınavı başarıyla geçmek istiyorum.

Gelin sizde sözün bittiği yerde bu sınavdan yüzünüzün akıyla çıkmak için bir kez daha sorgulayın kendinizi.

Barış hepimize iyi gelecek………………….

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar