Ayhan ONGUN
Reyhanlı’da gerçekleştirilen provokasyon dışında yaklaşık dört aydır terör olayı gerçekleşmiyor, ölüm haberleri gelmiyor.
Ateş düştüğü yeri yakarmış! Tuzu kuru elitistlerin, vesayetçi beyaz Türklerin bunu anlaması mümkün değil. Onlar şimdiye kadar sahip oldukları statüleri nedeniyle camdan kulelerde yalnızca seyrettiler.
Onlar, ne yüz beş yaşında bile cumartesi annelerinin eylemlerine destek veren, 12 eylülde bir gece ansızın evinden alınıp götürülen ve bir daha dönmeyen oğlu, belki gelir diye öldüğü güne kadar evinin kapısını açık tutan Berfo ninenin acısını hissedebilirler, ne de terör gerekçe gösterilerek yakılan beş bine yakın köyden göç etmek zorunda bırakılan köylülerin mağduriyetini.
Onlar her darbe sırasında işkenceyi iliklerine kadar hissedenleri unutur, o insanlara işkence yapanların bugün Silivri misafirhanesinde “makarnalarına niye sos yok” diye hesap sormaya kalkarlar.
30 yıl sonra artık toplum, ölüm haberleri almadan huzur içinde yaşıyor diye neredeyse yas tutanların, Reyhanlı’da patlayan bombaların ardından bir göbek atmadıkları kaldı.
“Barış iyidir ama” diye başlayan sözleri duydukça, “içeriğini bilmediğimiz bir sürece nasıl destek vereceğiz “diyenleri gördükçe,” barış ama, neyin karşılığı” gibi anlamsız sorularla muhatap kaldıkça insanın psikolojisi bozuluyor.
Savaşlar çok bilinmeyenleri olan durumlardır. İçerisinde nice stratejileri, taktikleri, savaş oyunlarını ve komploları, psikolojik hamleleri barındıran bir süreçtir.
Ama barış öyle mi?
Barış için, önce niyet gerekli. Kararlı bir irade ve çaba olmadan barışa ulaşmak mümkün değil. Çünkü barışın yolu mayınlarla, tuzaklarla örülü. Üstelik de terör, kaos ve belirsizliklerden beslenen savaş çığırtkanları öyle kolay teslim olmuyorlar.
Onların tek sermayesi terör ve nefret söylemleri üzerine oluşturulmuş kaos ortamları. Bu ortamın oluşması için de topluma sürekli korku aşılamak, insanları korkularla yönetmek isterler.
Bu korkularından kurtulmak isteyen masum ve korumasız insanları kendi amaç ve çıkarları doğrusunda yönetmek çok daha kolay hale gelir.
Bugün ülkemizde yaşanan, yaşatılmak istenen de budur.
Bir dönem komünizm, bir dönem bölücülük tehlikesi diyerek halkı korkutanlar, şimdilerde de “şeriat geliyor” korkusunu yaymaya çalışıyorlar.
Sözüm ona kendilerini laik cumhuriyetin bekçisi ilan edenler, sanki cumhuriyete yönelik bir tehlike varmış gibi yeniden toplumda bir korku atmosferi oluşturmak ve ardından da cumhuriyet düşmanlarıyla mücadele adı altında bu kaos ortamını sürdürmeyi hedefliyorlar.
Ancak bilmiyorlar ki, değişen dünya ve toplumsal ilişkilerle birlikte Türkiye de değişiyor. Toplum değişim taleplerini dikkate alıyor, kendini yeniliyor.
Değişim ve yenilenmeden çıkarları zarar görenler, vesayet sisteminin ayrıcalıklı elitleri, statülerini yitirenler kuşkusuz bu durumdan rahatsız oluyorlar.
Kendilerine destek ve yandaş bulabilmek için de devamlı olarak suçlarına ortak arıyorlar, topluma yeni korkular icat ediyorlar.
Korkularıyla baş başa kalan ve giderek karamsar, kötümser bir ruh haliyle kendilerini çaresiz hisseden örgütsüz insanları yönlendirmek, yönetmek; bu savaş baronlarının işine geliyor.
Halkın bu ruh halinden sıyrılması için en büyük sorumluluk muhalefet partilerine düşerken ülkemizin ana muhalefet partisi her fırsatta “Ak parti iktidarı karşıtlığından yola çıkarak” barış için çözüme yönelik her girişime karşı çıkıyor.
Kendi partisi içinde barışı destekleyenleri de farklı yöntemlerle hizaya getirmeye çalışıyor.
Yöntemleri, uygulayıcıları, aktörleri kim ya da ne olursa olsun, barış; kimsenin karşı çıkamayacağı, bir coğrafyada yaşayan insanların birlikte, eşit yurttaşlık temelinde, özgür bireyler olarak yaşamlarını sürdürmelerine yönelik kavram ve eylemler bütünüdür. Açıktır, nettir, şeffaftır, herkes için geçerli ve mutlaktır.
Barışın bilinmezi yoktur.
iİktidara muhalefet adına barış sürecine değişik bahanelerle karşı çıkanlar, kendi halkına ihanet ediyorlar demektir.
Seçilme ve çalışma yöntemlerini eleştirebilirsiniz, ancak içlerinde en keskin iktidar muhaliflerinin bile bulunduğu barış gönüllüsü “Akil insanları” itibarsızlaştırmak için yaptığınız engelleme, protesto ve karalama kampanyaları toplum vicdanında er geç mahkum olacaktır.
Şimdi şunu sorma hakkımız yok mudur?
Kendi halkına zulmeden Esad ve baas yönetimine gösterdiğiniz ilgi ve desteği hangi bilgi ve belgeye dayandırıyorsunuz da, Türkiye de yaşanan barış süreciyle ilgili bilgisizlikten yakınıyorsunuz?
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020