Ayhan ONGUN
10 Ağustos seçimleri sonunda Başbakan Erdoğan ilk turda, halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçildi.
Üstelik de geçmiş seçimlerde olduğu gibi ne elektrikler kesildi, ne trafoya kedi girdi.
Seçim sonuçlarını etkileyecek düzeyde bir olumsuzluk, muhalefet partileri tarafından bile dile getirilmedi.
Peki! Bu seçim sonuçlarını nasıl okumalıyız?
Kim kaybetti, kim kazandı?
Kayıp,ne beklediğinizle ilgili bir durumdur. Erdoğan, niye yüzde 55 olmadı diye hayıflanabilir, çatı adayını destekleyenler, tatilciler niye oy kullanmadı, seçime katılım az olmasaydı,seçimler ikinci tura kalabilirdi diye değerlendirmeler yaparken, en az oyu alan Selahattin Demirtaş; “halkın yeni bir muhalefet umudunu canlı tuttuk” diyerek kendisini başarılı sayabilir.
Bence bu seçimlerin en dikkat çeken ve başarılı olan adayı Demirtaş’tır.
Topluma sıcak gelen mesajları,insanları rahatlatıcı barış dili, sınıfsal bakış açısı ve samimiyetini halka yansıtmayı başarması, onu bu seçimin tartışmasız en başarılı adayı yapmıştır.
Öte yandan, şimdiye kadar sürekli pompalanmaya çalışılan” Kürtler ülkeyi bölecek” korkusunun yersiz olduğu, HDP nindemokratik siyaset içerisinde Türkiye’nin her bölgesinde her sandıktan oy alan bir Türkiye partisi olma yolunda önemli bir eşiği aştığını, Demirtaş’ın deyimiyle, belki de gelecekte ülkenin ana muhalefet partisi olacağı gerçeğini kabullenmek zorundayız.
Seçimler, kendilerinden gayrı herkesi küçümseyen, kendilerini devletin, cumhuriyetin tek sahibi gören kibirli modernistlerlerin; İhsanoğlu’nun şahsında muhafazakarları kabullenme, Demirtaş’ın kampanya süresince sergilediği uygar ve samimi davranışlarla Kürtlerle barışma, bir arada yaşama kültürüyle tanışma gibi bir süreci başlatmış oldu.
Şu andan itibaren, çatı adayı destekleyen 14 parti ve özellikle de CHP ve MHP; seçim başarısızlıklarına bir dolu yapay gerekçeler bulabilir, kendilerini diledikleri gibi aldatabilirler.
Ancak şu bir gerçek ki, artık Türkiye eski Türkiye değil. Kendinizi aldatabilirsiniz ama halkı öyle eskisi gibi kolay aldatamayacaksınız.
AK Parti iktidarı süresince 12 yılda, girdiği her seçimi kaybeden bir muhalefet partisinin artık bu halka vereceği hiçbir şey kalmamıştır.
Şehit cenazeleri ve terör üzerinden politika yaparak bu ülkede iktidar olunamayacağı anlamayanların muhalefet etme şansı da yoktur.
Yeni cumhurbaşkanının balkon konuşmasında altını ısrarla çizdiği “Türkiyelilik “vurgusuna karşı çıkarak, çözüm sürecinde işi yokuşa sürerek muhalefet yapılamayacağı gibi “Seçimler sonucunda demokrasi kaybetti” gibi halk iradesini yok sayan bir zihniyetin sahiplerine, bu ülkeyi kimse teslim etmez.
Her yenilginin sonucunda suçu, hakemde, yağan yağmurda, federasyonda, rakip takımın oyuncularında arayan çakma teknik direktörler gibi, muhalefet partilerinin yöneticileri de yine saçma sapan açıklamalarla kendi hatalarını örtmeye çalışıyorlar.
Bırakın kendi hataları, yanlışlarıyla yüzleşmeyi, son gün yapılan objektif seçim tahminlerine bile tahammül edemeyenler, şu andan itibaren ne söyleseler, hangi bahanelerin ardına sığınırlarsa sığınsınlar halkta karşılık bulamayacaklardır.
Aslında Türkiye belki de önemli bir tehlikenin eşiğinden dönmüştür.
Tayip Erdoğan’ın başbakan olduğu bir ülkede Ekmelettin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığı, başlı başına bir istikrarsızlık, bir kaos ortamına neden olmaz mıydı?
Tüm analistlerin kabul ettiği bir gerçek var ki, eğer CHP ve MHP kendi partilerinden, kendi seçmenlerinin duygu ve beklentilerine hitap edebilecek adaylarla seçime girmiş olsalardı, Erdoğan birinci turda seçilemeyecekti.
Geçmişte Abdullah Gül seçildiğinde de “Bu adam benim cumhurbaşkanım olamaz” diyenler şimdi aynı sözleri Erdoğan için söylemeye başladılar.
Bu üstenci, kibirli, statükocu zihniyetlerden kurtulmadan, eski tarz politikalarla bu ülkede muhalefet yapılamayacağını anlamak istemeyenler, kuşkusuz bu yazdıklarıma yine kızacaklar, kendi küçük dünyalarında, kendi doğrularına tapınmaya devam edeceklerdir.
Ancak Atatürk’le ilgili yazılmış bir kitabı öpüp alnına götürerek Atatürkçü olunamayacağı gibi, “tehlikenin farkında mısınız” diyerek tehlikenin önlenemeyeceğini anlamamakta ısrar ederseniz siyaset çöplüğünde kaybolup gidersiniz.
Seçim sonuçlarıyla ilgili söylenecek, yazılacak çok şey var.
Ama artık zaman, söylenmek, sızlanmak zamanı değildir.
Yeni Türkiye’nin yeni koşullarına, evrensel değerlere uygun yeni bir muhalefet anlayışı ve kültürünün geliştirilmesi gerekir.
Elbette kolay olmayacaktır. Ancak kolaycılıkla bir yere varılmadığını da artık görmek gerekmez mi?
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020