Ayhan ONGUN
Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilip Cumhurbaşkanının onayına sunulan Anayasa Değişiklik paketi nisan başında halkoyuna sunulacak.
Siyasi partiler şimdiden kampanyalara başladı.
Görünen o ki; referandum, anayasa değişiklik maddelerinden çok Erdoğan için bir güvenoyuna dönüşecek.
Değişiklik önerilen maddelerin içinde tartışmasız kabul edilecek maddeler olduğu gibi AK Parti yandaşları tarafından da benimsenmeyen maddeler var.
Ancak siyasi parti yöneticilerin kutuplaştırdığı toplumda “evet”çiler ne için, neye evet dediklerini, “hayır” cıların büyük bölümü de neye karşı olduklarını bilmiyorlar.
Tayip Erdoğan’ın talimatını emir kabul edip evet diyeceklerin oranı hayli yüksek görünüyor.
Öte yandan AK Parti den gelecek her türlü öneriye karşı çıkma refleksiyle bu değişiklik paketine, AK Parti getirdiği için karşı olanların oranı da az değil.
18 Maddeyi incelediğimizde en fazla tartışılacak konuların başında denge-denetim konusu geliyor. Tek adamlık, sınırsız yetki verilmesi, meclisin devre dışında bırakılması gibi itirazlar bana göre denetim konusundan daha önemli değil
Eğer denetim varsa, istediği kadar yetkili olsun, yapılan yanlış mutlaka geri döner.
Burada asıl üzerinde durulması gereken yetkilerin sınırından çok, bunu frenleyecek, denetleyecek bir mekanizmanın olmayışı. Aynı keza OHAL konusunun sınırları belirsiz ve istismara açık. Cumhurbaşkanı yapmasa da durumdan vazife çıkarmak isteyecek bürokratlar tarafından kötüye kullanılması, kişi hak ve özgürlüklerinin zarar görmesi mümkün.
Tüm bunlar üzerinden gündemin tartışılması gerekirken, yine her zaman olduğu gibi öteki üzerinden yapılan eleştiri ve polemikler konuyu amacından saptırıyor.
Değişiklik paketini inceleyip, anlamaya çalışan insanların tercihleri ne olursa olsun, saygı duymak gerekir.
Asıl tehlike; bilgi sahibi olmadan fikir beyan edenler.
En aykırı şeyleri savunsa bile her fikir sahibi benim için değerli, fikri de önemlidir.
Kendi doğrularını tabu kabul eden, kendi dışındaki herkesi yanlış, her görüşü kabul edilmez görenlerin sosyal medyada oluşturdukları bilgi kirliliği de toplumu fazlasıyla rahatsız ettiği gibi, algı yönetimiyle kitleler etkilenmeye çalışılıyor.
Özellikle de troller tarafından yapılan, kin ve nefret içeren kampanyalar, sövgü dolu söylemler neredeyse toplumu iki düşman kampa bölmeye götürüyor.
Şimdi en çok konuşulacak konulardan biri de kuşkusuz, Cumhurbaşkanının referandum kampanyasının finansmanıyla ilgili olacak.
Hükümetin yapacağı her türlü açılış, temel atma, konferans, seminer türü organizasyonları bir “evet” kampanyasına dönüştüreceği beklenen Cumhurbaşkanın, bu süreçte vereceği mesajlar da referandum sonuçları üzerinde hayli etkili olacağa benzer.
Her nasıl yapılırsa yapılsın, kim ne söylerse söylesin, bu bir halkoylaması ve iki tercihten biri kabul görecek. İşte asıl ondan sonra kişi ve kurumların tavrı ne olacak?
Bence şimdiden konuşulması, üzerinde durulması gereken konu bu olmalıdır.
Örneğin; evet çıkması halinde hayır diyenler nasıl bir tepki verecek? Sonucu saygıyla karşılayıp, yeni duruma uygun mücadele biçimi belirleyip, ona göre politikalar mı geliştirecekler?
Yoksa şu sıralar sosyal medyada çok paylaşılan “tanımayız, kabul etmeyiz” ya da “cahil halkı yine kandırdılar” türünden gerekçelerle klasik muhalefet anlayışına devam mı edecekler?
Diğer taraftan, hayır çıkması halinde evet cephesinin halka karşı tavrı, tepkisi ne olacak?
Sandıktan çıkan halk iradesine saygı gösterip, mevcut parlamenter sisteme dönecekler mi?
Yoksa “ben bildiğimden şaşmam, başkanlığa devam!” mı diyecekler.
Siyasi partiler, iktidar olmak, ülkeyi yönetmek iddiası ve hedefiyle yola çıkarlar.
Bu yolda karşılaşabilecekleri sorun ve güçlüklere karşı da alternatif planlar yaparlar.
Kendi kitlesini motive etmek ve propaganda amaçlı olarak sonucun kesin kendi tercihleri doğrultusunda çıkacağını iddia eden taraflar; aksi durumda nasıl bir yol izleyeceklerini de kamuoyuna açıklamak zorundadırlar.
Kimilerine göre ayrıntı gibi görünse de, çoğu zaman gerçekler bu ayrıntılarda gizlidir.
İstediğiniz sonuç üzerinden politika yapmak, toplumu yönetmek kolaydır.
Asıl önemli ve zor olan; istemediğiniz, beklemediğiniz sonuçlar karşısında alacağınız tavır, izleyeceğiniz yol ve uygulayacağınız politikalardır.
Sonuçta demem o dur ki; sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın, dünyanın sonu değildir.
Bu ülkede her koşulda; eşit yurttaşlık temelinde, barış içinde, bir arada yaşamak, birbirimize tahammül etmek zorundayız
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020