Ayşe HÜR
Struma, İstanbul'a sığınmasından tam 72 gün sonra, 24 Şubat 1942 tarihinde, yıllar sonra ortaya çıktığı gibi, onu Alman yolcu gemisi sanan bir Sovyet denizaltısı (SC-213) tarafından batırıldı! Sandallar bölgeye ulaştığında, 769 yolcusundan geriye kalan üçü ölü, dört bedendi...
Geçen hafta gazetelerde “Holokost’tan kaçmak için Köstence limanından Struma gemisiyle Sarayburnu'na gelen ve 72 günün ardından 24 Şubat 1942'de Şile'de batırılan gemide hayatını kaybeden 768 Yahudi ölüme çıktıkları yerde Sarayburnu'nda anıldı” şeklindeki haberler çıktı. Gazetelerin ilgisi olayın kendisine değildi. Her yıl yapılan anmalara, sadece Yahudi toplumunun temsilcileri, mensupları katılırken, bu yıl bir ‘ilk’ gerçekleşmiş ve hükümet adına Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, devlet adına İstanbul Valisi Vasip Şahin de törene katılmıştı. Çelik bir de konuşma yapmıştı. İşte gazetecilerin ilgisini çeken buydu. Ardından alışık olduğumuz üzre, konu unutuldu gitti. Yine unutulacağını biliyorum ama, bu haftayı Struma Faciası’na ayırmaya karar verdim.
Almanya’da Nazilerin iktidara geldiği 1933’ten itibaren Türkiye’de Nazi sempatizanı bir hava vardı ama Alman propagandası esas olarak 1937’de İstanbul Cağaloğlu’nda açılan Alman Enformasyon Ofisi ile etkisini göstermeye başlamıştı. Bu tarihten itibaren gazete ve dergilerde Hitler'e ve onun İtalyan muadili Mussolini'ye selamlar gönderilirken, genel olarak azınlıkları, özel olarak da Yahudileri hedef alan yazı ve karikatürlerde patlama olmuştu. Gerçi aynı yıl, CHP Manisa Milletvekili Sabri Toprak tarafından “Nazilerden kaçan Yahudilerin Türkiye’ye göçünün önlenmesi için” verilen yasa teklifi kabul edilmemişti ama hemen ardından hükümet, dış temsilciliklerine zorunlu olmadıkça Yahudilere vize verilmemesi için talimat vermişti. Ağustos 1938’de bu politika resmileşti ve “Tebaası oldukları devlet arazisinde yaşama ve seyahat bakımından baskılara tabi tutulan Musevilerin, bugünkü dinleri ne olursa olsun, Türkiye’ye girmeleri ve ikametleri yasaktır” diyen 2/9498 Numaralı Kararname çıkarıldı.
PARİTA OLAYI
Katı politikanın ilk provası 8 Ağustos 1939’da İzmir’de yapıldı. Avrupa’nın çeşitli yerlerinden topladığı 860 Yahudi mülteciyi Filistin’e taşırken, yolda karşılaştığı bazı sorunlar yüzünden İzmir Limanı’na sığınmak zorunda kalan Parita gemisi, yolcuların “Bizi öldürün ama geri göndermeyin” haykırışlarına rağmen, 14 Ağustos’ta iki polis motorunun refakatinde limandan çıkarıldığında, yarı resmî Ulus gazetesi “Serseri Yahudiler İzmir’den gitti” diye başlık atmıştı. Yine de savaş patladığında tarafsız kalan İspanya ve İsviçre ile birlikte Türkiye, Nazilerden kaçan Avrupalı Yahudiler için kurtuluşa giden nadir kapılardan biriydi.
(Parita, Silivri açıklarında, Şalom gazetesi arşivi)
SALVADOR OLAYI
Ama bu kapının çok da güvenli olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Romanya’nın Köstence Limanı’ndan aldığı 342 Yahudi mülteci ile 12 Aralık 1940’ta İstanbul’a varan ‘yüzen tabut’ namlı Salvador’un (aslında 40 kişi kapasiteli bir tekneydi), bir mil bile gidecek hali olmadığı açık olduğu halde, Türk makamları gemiyi yoluna devam etmesi için zorladı. Sonuç hazindi. 13 Aralık tarihinde Silivri açıklarında şiddetli fırtınaya yakalanan Salvador’un enkazından tam 219 ölü toplandı. Olayın tanıkları Silivri ve civar köylerde oturanların, kurtulan Yahudilere ellerinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştığını, ancak ölülerin soyulmasının önlenemediğini anlatacaklardı. Ölenler Silivri’deki Yahudi Mezarlığı’na (bugün Matematik Bilimleri Araştırma Merkezi) defnedildi. Buz gibi denizden sağ kurtulmayı başaran 123 kişiden 63’ü Bulgaristan’a geri gönderildi, gerisi ise Darien II adlı bir gemiyle 19 Mart’ta Filistin’e ayak bastı. (Silivri Mezarlığı’na gömülenlerin kemikleri 1960’larda İsrail’e nakledildi. 1974’te Kudüs’te sembolik bir mezara gömüldüler.)
Facianın da etkisiyle Türkiye, 30 Ocak 1941’de çıkardığı 2/15132 Numaralı Transit Kararnamesi ile kontrollü mülteci geçişine izin verdi. Ancak Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’dan gelecek mülteci sayısı haftada 60 kişi ve toplamda 4.500 kişiyle sınırlanmıştı. Bu da sevindiriciydi elbette. Mültecilere sunulan tek ayrıcalık, savaş başlamadan önce Filistin’e giriş vizesi elde etmiş, Suriye’den transit vizesi almış ve yeterli paraya sahip olan ve de bileti olanların Türkiye’den daha kolay vize almasıydı, ama bu ‘ayrıcalık’ sadece bir yıl sürdü.
Haziran 1941’de Türk-Alman Dostluk Antlaşması’nın imzalanması üzerine Türkiye’de adeta bayram havası esmişti. Öyle ki Cumhuriyet gazetesi dört gün sonra Hitler ordularının Sovyetler Birliği’ne saldırmasını “Yeni Bir Haçlı Seferi” başlığı ile kutlamıştı. O günlerdeki havayı Trabzon Milletvekili Faik Ahmet Barutçu’dan öğrenelim:
“Alman-Sovyet Harbi memlekette bir bayram havası vücuda getirmiştir. Herkes birbirini tebrik ediyor. Beş yüz senelik tarihî bir intikamın şevki ve sevinci ile kalpler derhal Alman zaferi için çarpmaya başladı. Öğleden sonra Meclis koridorunda Dışişleri Bakanı Saraçoğlu'na "Siyasi gazanız bir kere daha mübarek olsun" dedim. Saraçoğlu "Hepimizin!" cevabını verdi. Mebuslar birbirlerine: "Bayramınız mübarek olsun" diyorlardı.”
STRUMA FACİASI
Altı ay sonra yaşanacak facia işte bu atmosferin ürünüydü. Olayın başkahramanı, adını Bulgaristan’daki bir nehirden alan Panama bandıralı Bulgar gemisi Struma’ydı. 1867’de İngiltere’nin Newcastle tersanelerinde zengin bir İngiliz için inşa edilmiş, 46 metrelik, 100 yolcu kapasiteli bu ahşap gemi, daha sonra Balkan Savaşları’nda kullanılmış, ardından hayvan nakliyesine tahsis edilmişti. O yıllarda Pandelis adlı bir Yunan’ın Campania Mediteranea de Vapores Limitada adlı acentasına bağlıydı. İşletmecisi ise Yahudi asıllı Doktor Baruh Konfino’ydu. 30 Haziran 1941’de Romanya’nın Yaş (Laşi) şehrinde 14 bine yakın Yahudi’nin Nazilerce katledilmesinden sonra, Romanya Yahudileri için Filistin’e gitmekten başka yol kalmamıştı. Geminin basında çıkan ilanlarında Queen Mary Transatlantiği’nden alınma fotoğraflar kullanıldığı için, 781 yolcu (bugünün parasıyla) yaklaşık bin dolarlık ücreti ödemekte tereddüt etmemişti. Yunan acente, aldatıldıklarını anlayan Yahudileri sakinleştirmek için, kendilerini götürecek geminin karasuları dışında beklediğini söylemişti. İnanmaktan başka çare yoktu.
(Struma Sarayburnu önlerinde)
Yolculuk son derece zor koşullarda başladı. Gemide bir adet tuvalet ve dört lavabo vardı. Su, kovalarla denizden çekiliyor, yüzler güvertede yıkanıyordu. Banyo etmek elbette söz konusu değildi. Çay üç günde bir dağıtılıyordu. Gıda olarak herkese bir portakal, biraz fıstık ve şeker dağıtılmıştı. Isınmak için de portakal sandıkları kullanılıyordu.
Struma’nın motoru Köstence’den ayrılır ayrılmaz sorun çıkarmaya başlamıştı. İstanbul Boğazı açıklarına gelindiğinde dizel motor çatladı. SOS çağrısını alan Türk kurtarma gemisi eşliğinde Struma 15 Aralık 1941’de Sarayburnu civarına çekildi. (Daha sonraki yıllarda çıkan yazılarda geminin Kız Kulesi önlerine veya Haliç’e çekildiğine dair ifadeler de var.) Gemide 769 yolcu vardı. Bunlardan 300 kadarı çocuk, 200 kadarı kadındı. Gemide yeterli miktarda can kurtarma sandalı ve yeleği yoktu. Yangın söndürme cihazı ve telsiz çalışmıyordu. Aydınlatma motoru ve ana motoru ciddi biçimde arızalıydı. Benzin ve yağ yoktu.
Gemiye Türk resmî görevlileri dışında kimsenin çıkmasına izin verilmiyordu. Bu kapsamda gönderilen teknik ekip, geminin motorunu tamire çalışıyordu. Gemiden ayrılmaya da izin yoktu. Gemiden atlayarak kaçan bir genç yakalanıp geri getirilmişti. Çünkü Türk makamları yolcuların gerçek niyetinin Filistin’e gitmek değil, İstanbul’a ayak basmak olduğuna inanıyordu. Britanya ise Filistin’e koyduğu kotaları aşmamak için, Yahudi göçünün yaratacağı sorunları bahane ederek, Türkiye’nin gemiyi geri yollaması için baskı yapıyordu. İngilizler ayrıca gemide Nazi ajanları olabileceğini düşünüyorlardı.
(Struma’nın güvertesinde balık istifi mülteciler)
ŞANSLI YOLCULAR
Ancak yine de gemiden kurtulmayı başaranlar oldu. Standart Oil Company of New York (kısaca Socony, şimdiki adıyla Mobil) petrol şirketinin Romanya Müdürü Martin Segall, eşi ve iki çocuğu, şirketin Türkiye temsilcisi Vehbi Koç’un Dahiliye Vekili Faik Öztrak’a yaptığı özel rica sayesinde, gemi Karadeniz’e kovalanmadan çıkarıldılar, ardından Adana yoluyla ülkelerine gönderildiler. İddialara göre Koç, bu yardım sayesinde Amerikalıların ve İngilizlerin Almanlarla ticaret yapanları kaydettiği ‘kara liste’den çıkarılmıştı. Ayrıca Medea Salamovici adlı hamile kadın, kanama geçirdiği için gemiden çıkarılarak Balat’taki Or Hayim Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
Bu arada ne ulusal basın ne de uluslararası basın gemidekilerin kaderiyle ilgiliydi. Olay gazetelerde birkaç küçük haberden fazlasına konu olmamıştı. 62 gün süren yazışmalardan sonra katı kalpler biraz yumuşadı ve İstanbul’daki Yahudi cemaatinin ısrarları üzerine, yaklaşık on gün sonra, Yahudi cemaati liderlerinden Simon Brod ve Rıfat Karako’un gemiye çıkmasına izin verildi. 1890’lı yıllarda Rusya’dan Osmanlı ülkesine göçen bir ailenin manifaturacı oğlu olan Simon Brod, cesareti, resmî makamlarla olan iyi ilişkileri ve iş bitiriciliği ile 1933’ten itibaren binlerce Yahudi mülteciyi kurtarmış gerçek bir kahramandı. Brod, tüm zamanını, enerjisini ve servetini bu uğurda harcamıştı. Brod ve arkadaşlarının girişimiyle Yahudi Komitesi’nin İstanbul Hahambaşılığı’na gönderdiği 10 bin dolar ile yolculara ilk kez sıcak yemek dağıtıldı. O günden sonra geminin günlük iaşesi, parası Yahudi cemaatinden alınmak kaydıyla, Kızılay Cemiyeti’nin İstanbul Şubesi tarafından temin edilmeye başlandı.
Bu arada Britanya makamları yaşı 11 ile 16 arasında olan 28 çocuğa seyahat belgesi verebileceklerini açıkladı. Ama Türk tarafı çocukların gemiden indirilmesini reddetti. Belki de böyle yaparak Britanya’yı zorlamayı düşünüyorlardı ama daha büyük ihtimalle neden, olaya iyi niyetle yaklaşan Emniyet Müdürü Ahmet Demir’in, o günlerde eşinin vefatı yüzünden izinli olması ve yerine bakan vekilin işi yokuşa sürmesiydi.
GEMİ KARADENİZ’E ÇIKARILIYOR
Hitler’in Yahudilerin imhasına ilişkin ‘Nihai Çözüm’ü açıklamasının üzerinden bir ay geçmişti ki, Britanya’nın da baskısıyla gemiye Karadeniz’e çıkma emri verildi. Kararı duyan çaresiz yolcular, geminin iki yanına üzerinde büyük harflerle “Immigrants Juifs” (Yahudi mülteciler) yazılı bezler asmışlar, tepeye de “Sauvez-nous!” (bizleri kurtarınız) yazılı beyaz bayrak çekmişlerdi. Bunun üzerine 200 kadar polis gemiye çıkıp yolcuları tekme tokat güverte altına soktular. Daha sonra geminin çıpası kesildi, dev bir kılavuz gemisine bağlanarak Karadeniz’e çekildi. Gemi uzaklaşırken, beyaz çarşafın üzerinde şu satırlar okunuyordu: “Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!... Kurtarın bizi!...”
Ancak Struma, Şile sahillerine 23 mil uzakta, motorsuz, yakıtsız, yiyeceksiz, susuz, ilaçsız kaderine terk edildi. Struma, İstanbul’a sığınmasından tam 72 gün sonra, 24 Şubat 1942 tarihinde, saat 02.00’da, yıllar sonra ortaya çıktığı gibi, onu Alman yolcu gemisi sanan bir Sovyet denizaltısı (SC-213) tarafından batırıldı! Kurtarma sandalları bölgeye ulaştığında, Struma’dan ve 769 yolcusundan geriye kalan, üçü ölü dört bedendi. Sağ kurtulan şanslı kişi 19 yaşındaki David Stoliar’dı. Stoliar emniyetteki ifadesinde şunları anlatmıştı:
“Patlamadan birkaç saniye sonra suya çarptım ve yine birkaç saniye sonra su yüzüne çıktım. Havadan tahta parçaları yağıyordu. Gemiyi göremedim, tümüyle yok olmuştu. Su, buz gibi soğuktu ve kadın erkek insanlarla doluydu. Bunlar geminin parçalanan ahşap bölümlerinden dışarıya fırlamışlardı. Anında boğulmuşlardı, ötekilerin pek çoğu da öldüler. (...) Beni fenere götürdüler, yemek yedirdiler ve ertesi sabaha kadar istirahat etmem için yatak verdiler. Fenere bir polis geldi ve beni alıp bir otobüs istasyonuna götürdü. Beni Üsküdar’a götürecek otobüse bindirdi. Üsküdar’da bir ambulans bekliyordu ve beni bir askerî hastaneye götürdü. Tek yataklı bir odaya konuldum. Kapıda her saatte bir polis nöbet bekliyordu ve hekim ile hastabakıcı dışında hiç kimsenin odaya girmesine izin verilmiyordu. (...) El ve ayaklarım donmuş halde hastanede geçirdiğim birkaç günden sonra (...) Emniyet Müdürlüğü’ne gittik.
(...) Polis beni orada iki üç hafta tuttu. Zincire vurulmamıştım, ancak her akşam bir hücreye konuyor ve sabah çıkarılıp ortak alanda durmama izin veriliyordu. Birçok kere altta bulunan sorgulama odasına alınmıştım ve tekrar tekrar nereden geldiğimi ve gemiye ne olduğunu sordular. Neden hapiste tutulduğumu sorduğumda bir Türk vizesine sahip olmayıp, Türkiye’de yasadışı bulunduğumdan ötürü olduğunu söylediler. Her gün yakında bulunan bir lokantadan bana yemek gön- deriliyordu. Bunun İstanbul Yahudi cemaati tarafından organize edildiğini varsayıyorum. Birkaç gün sonra Yahudi cemaatinin gönderdiği bazı elbiseleri de aldım. Nihayet bir öğleden sonra Bay Simon Brod’un beklediği zemin kata indim. Bay Brod bana Struma’nın enkazından sağ kurtulmamın bir mucize olduğunu, ancak bu trajedinin tek tanığı olarak Türk resmî makamlarından sağ kurtulmuş olmamın daha büyük mucize olduğunu söyledi...”
Hükümet Struma’nın batmasıyla ilgili ilk ve son açıklamasını 12 Mart 1942’de yaptı: Türkiye’nin faciada hiçbir sorumluluğu yoktu! Onun tek yaptığı gayrimeşru yollardan Türkiye’ye girmeye çalışanları önlemekti! Emniyet mensupları Yahudi cemaatine “hükümetin bu meselenin kapatılmasını ve bir daha bahsedilmemesini istediğini” söylemişti, onlar da seslerini çıkarmadılar. Olay böylece kapandı.
(Struma’yı batıran SC-213 tipi denizaltı)
1990 yılında Umut Sanat adlı bir kuruluş facianın belgeselini yapacağını açıklamış ama arkasını getirememişti. Struma’da büyükanne ve büyükbabasını kaybeden Greg Buxton adlı bir İngilizin batığın yerini aramaya başladığı 2000 yılında, konu tekrar hatırlandı. Ama bazı çevreler bu hatırlayıştan pek hoşlanmadı. Mümtaz Soysal, Çetin Yetkin, Aytunç Altındal, Hasan Ünal gibi bazı yazarlara göre Türkiye’nin bu faciada hiçbir sorumluluğu yoktu. Onlara göre tek suçlu Batı dünyasıydı ve David Stoliar yalan söylüyordu. Bu kesimleri harekete geçiren endişe, uluslararası camiada Türkiye’ye yönelebilecek muhtemel bir eleştiriye karşı gösterilen milliyetçi refleksti. Nitekim iki yabancı gazetecinin Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde inceleme yapma isteği reddedildi. Bu gerilimden rahatsız olan Israil, “Türk Hükümeti’nin Nazi Soykırımı’ndan kaçan 100 binin üzerinde Yahudi mülteciye geçiş izni verdiğini” açıkladı. Halbuki sayının en fazla 17 bin olduğu biliniyordu. Türkiye’deki Yahudi cemaati de film çekimi işine oldukça mesafeli davrandı. Gazetecilerin, olayı hatırlayanların yaşadığı umuduyla Hasköy Yaşlılar Yurdu’na yapmak istediği ziyarete izin vermedi. Olaydan 56 yıl sonra, Struma olayına ilişkin şahitliğini bir mektupla İstanbul’da yayımlanan cemaat gazetesi Şalom’a anlatan Heinz Tsiffer’in mektubu bile, nedense gazetede yayımlanmadı. Anlaşılan kimse eski defterlerin açılmasını istemiyordu. David Stoliar, Struma faciasından sonra 72 yıl yaşadı, 1 Mayıs 2014 tarihinde, ABD Oregon’da hayata gözlerini yumdu.
“Çok taraflı bu karartma sayesinde, Türk milli tarih yazımına ‘Struma Olayı’ diye geçen bu facia, hâlâ halkın büyük çoğunluğu için bir meçhul olmaya devam ediyor” diye bitirmiştim yazımı, aşağıda sözünü ettiğim kitabımda. 24 Şubat 2015 günkü anmalara ilk kez hükümet ve devlet temsilcisinin katılması, bu karartmada bir gedik açıldığı anlamına geliyorsa ne mutlu. Britanya ve Türkiye devletlerinin, Struma kurbanlarının hatırasından, yakınlarından, toplumlarından özür dilemesi, doğan zararların az da olsa tazmin edilmesi ve gelecekte bu tür olayların yaşanmaması için Struma faciasının kolektif bellekte yerini alması için çaba gösterilmesi ümidi bile büyük bir kazanım olsa gerek…
Özet Kaynakça: Rıfat N. Bali, “Parita Gemisinin Serüveni”, Tarih ve Toplum, Ekim 2001, S. 214, s. 196-202; Halit Kakınç, Struma, Destek Yayınları, 2012; Çetin Yetkin, Struma, Batılıların Kirli Yüzü, Otopsi Yayınları, 2002 (Kitap 2008 yılında Gürer Yayınları tarafından Struma, Bir Dramın I·ç Yüzü adıyla yayımlandı); Douglas Frantz-Catherine Collins, Death on the Black Sea, Harper Perennial, 2004; Nicholas Bethell, The Palestine Triangle: The Struggle between the British, the Jews and the Arabs 1935-48, Futura Publications, 1980.
KİTAP DUYURUSU: 10 Kasım 1938’de Atatürk’ün vefatı ile 27 Mayıs 1960 darbesi arasındaki siyasi ve toplumsal olaylara dair yazılarımdan oluşan Çok Partili Dönem’in Öteki Tarihi-1, İnönü’lü ve Bayar’lı Yıllar, 1938-1960 adlı kitabım Şubat 2015’te Profil Yayıncılık’tan çıktı. Umarım dağıtım başarıyla tamamlanmıştır. Bazı yazı başlıkları kitabın içeriği hakkında fikir verebilir sanırım: “Cumhurbaşkanlığı İnönü’ye, Ordu Çakmak’a”,“Köniğ, İmpeks, Satie ve Refah Olayları”, “Avar, Ne Olur Kızımı Götür(me)!”, “1940 Milli Korunma Kanunu”,“Türk Schindlerleri Efsanesi”, “1941 Yılının 20 Kur’a İhtiyatları”, “1942 Varlık Vergisi Kanunu”, “Mustafa Muğlalı ve 33 Kurşun Olayı”, “Cumhuriyet’in Cezaevi Sistemi ve İmralı”, “Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan ve Turancılık Davası”, “Ticaniler ve Atatürk’ü Koruma Kanunu”, “Kore Savaşı, Kahramanlık Destanı mı Hezimet mi?”, “Ya Taksim, Ya Ölüm! Kıbrıs Meselesi’nin Doğuşu”, “6-7 Eylül’de Devletin Muhteşem Örgütlenmesi”,“Kımıl Olayı’ndan 49’lar Davası’na”, “Parola Halaskar, İşaret: Fedailer, Hedef: Darbe!”, “Yassıada Yargılamaları, İntiharlar ve İdamlar”… Okumaya değer bulanlara şimdiden teşekkürler.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016