Berrin Sönmez
Şiddet, eril sistemin sürdürülebilmesi için kullanılan politik araçlardan. Özel ya da kamusal alanda, nerede gerçekleşmiş olursa olsun erkek şiddeti vakalarında failin tekilliği düşük ihtimallerden. Çoğunlukla şiddet gerçekleşmeden önce de sonra da aile ve yakın arkadaşların suç ortaklığı, çeşitli aşamalarda bu suça bulaşmış olma haline dair örnekler hiç de az değil. Henüz cinayet boyutuna varmamış erkek şiddeti de aileden, toplumdan ve bu şiddetle mücadele için görevlendirilmiş kurumlardan, kurum çalışanlarından destek buluyor. Teşvik hatta kışkırtma ve bazı durumlarda azmettirme rolüyle şiddetin fail tarafında konumlananlar pek çok. Erkek şiddetine maruz bırakılan kadınların anlatımları, aile içinde şiddet failinin gördüğü destek ve teşvik sıklığını ve boyutunu gösterir. Şiddetle mücadele alanında sahada çalışan kadın örgütleri gönüllülerinin tanıklığını da dikkate almak gerekir ve bu tanıklıklar failin, şiddetin öncesinde şiddet anında ve sonrasında yalnız olmadığını gösteren saysız örnek olay içerir. Erkek şiddetinin dünya genelinde de bizde de kolektif olduğu görüşü zaten bu yaşanmışlıklar, gerçek vakalar üzerine yapılan analizlerin sonucudur.
Erkek şiddetinin cinayet boyutunda ise mahkeme kayıtlarına yansır suç ortaklığı. Mahkeme kayıtlarında ve kararlarında ispat edilen aile ve yakın çevre suç ortaklığı daha çok şiddet sonrası delil yok etme olarak çıkıyor karşımıza. Erkek şiddeti suçuna, suçu gizlemek için şiddet mağdurunun bedenini veya bedenindeki şiddet izlerini yok etme çabası dahil her türlü delili yok etmede yakın arkadaşlar ve aile bireylerinin suç ortaklığını kayıtlara geçiren pek çok olay var. Toplum hafızasında yer eden Münevver Karabulut, Özgecan Aslan, Sema Esen (Aleyna Çakır) ve Pınar Gültekin cinayetleri bunlardan sadece birkaçı. Kolektif ve sistematik olan bu şiddetin adını tam da bu nedenle cins kırım koymak, isimlerini saydığım ve saymadığım kadın, çocuk ve LGBTİ+ cinayetlerinde aile, toplum, siyasi irade, yargı ve kolluk dahil her kesimin failleştiği, suç ortağı olduğu sistematiği açığa çıkarmak yerinde olur. Ki İstanbul Sözleşmesi’ne itirazlar da cins kırım olarak adını koymasa bile suç ortaklığı, işbirlikçilik sistemini gayet güzel afişe edişinden, bu sistematiği kıracak sorumluluklar yüklemesinden kaynaklanıyordu. Son duruşmada katil Cemal Metin Avcı’nın “İstanbul Sözleşmesi’nin iptali iyi oldu” sözleri de tüm şiddet failleri gibi kendisinin de bu hukuksuz karardan cesaret bulduğunu, suçunun cezasına ilişkin bir şekilde fayda umduğu anlaşılıyor.
Pazartesi günü Pınar Gültekin cinayeti davasının 5'inci duruşmasında fail Cemal Metin Avcı “Bana katil diyorlar, ben katil miyim?” sorusunu yöneltebiliyor mahkeme heyetine. Oysa soruşturma bulguları kendisini işaret etmeye başladığında köşeye sıkışınca itiraf etmişti. Boğarak öldürdüğünü, bağ evindeki varile koyarak yaktığını ve üzerine beton döktüğünü itiraf etmiş bir katilin “Ben katil miyim?” sorusunun itici gücü nedir? Kolaya kaçıp hemen psikolojiyle, psikiyatriyle, uzman görüşleriyle bu soruya cevap arayanlar çıkar ama aslında cevap daha yakınımızda, içimizde hissettiğimiz bir yerde duruyor. Ataerkillikte gizli cevap hatta daha yerinde bir söyleyişle cevap ataerkillikte ayan… Kendisinde kadının yaşamına karar verme hakkı gören ve bu hakkı suç olarak kabul etmeyen zihniyetin ürünü bu soru. Kadını şu veya bu şekilde etiketleyerek topluma haklılığını ispat etmeye girişen ataerkil zihniyetin yeni versiyonu, karşımızdaki. Kadının “kim”liği ve “ney”liği üzerine savunma yaparak fiilin suç olmaktan çıkarılması gerektiğini düşünen, bu konuda ailesiyle de kolayca hemfikir olabildiğinden cesedin saklanıp/yok edilip, delillerin gizlenmesi için destek alabilen zihniyet. Tek örnek değil maalesef ve hala karar vericiler güya şiddeti önlemek için akıl yürütürken ailenin korunmasıyla işe başlamaktan vaz geçmiyor. Hangi aile korunmaya değer, sorusunun cevabı bulunmalı ilkin.
Ataerkil sistemin sürdürülmesini mümkün kılan davranış kodlarının başında geliyor erkek şiddeti. Ve günümüzde hayli alan kaybetmiş olan ataerki, eril reformasyon sürecinde. Kendisini yeniden inşa edebilmek için, erkek olmayanlar üzerinde tahakkümünü yeniden üretip, pekiştirmek için şiddete özellikle muhtaç olduğu ortadadır. Eril şiddetin ailede desteklendiği gerçeği göz önüne alınarak şiddetle mücadelenin aileye odaklanması gerekir. Çünkü ataerkil sistemin kurucu unsuru olan aile, erkek şiddetinin de beşiği. Beşik malum hem üreten hem koruyan, sakınıp, sarmalayan yer. Erkek şiddetin faili böyle köklü bir sistem içinde korunur. Tam da bu nedenler şiddet mağdurunun beyanına itiraz edip somut delil kriteri getirilirken üretilen o şiddetin faili erkek ne söylese sözünde bir hikmet aranıp manşetlere taşınır. Suçlunun beyanına, suçunu itiraf etmiş olsa dahi önem ve öncelik veren mahkemeler, kolaylıkla “kadının gözü üzerinde kaşı vardı” indirimleri uygular.
Neyse ki Pınar Gültekin davasında ilk derece mahkemesinin Mertcan Avcı (failin kardeşi) hakkında verdiği beraat kararını Yargıtay bozdu. Failin ortağı ve anne babasının suça karıştığına dair deliller bulundu ve yargı sürecinin takipçisi olacak kadınlar. Merak ettiğim husus Meclis şiddetle mücadele komisyonunca bu davadan dersler çıkarılıp çıkarılmadığına dair. Araştırıyor ya hani ola ki ailenin şiddet üretme potansiyelini de göz önüne alır. Fakat komisyon görse de görmese de kadına yönelik şiddetle mücadelenin etkin yürütülebilmesi için sadece kadın cinayetlerinde değil her şiddet vakasında soruşturmanın aile ve yakın çevreye doğru genişletilmesi gerekiyor. Şimdi yine aile düşmanı diyeceklere de bir çift söz söylemek iyi olur: Aile toplumun temeliyse eğer bunca şiddet ve olumsuzluk yaşanan topluma dikkat edip ailede bir sorun olduğunu görmelisiniz. Madem aile toplumun temeli o halde Marmara’nın müsilajı gibi onca çirkefliğin yaşandığı toplumda ailenin payı temel etken olarak görülmeli.
Görüp, analiz edip şiddet üreten aile modelini değil eşitlikçi demokratik aile yapısını destekleyecek öneriler, politikalar oluşturmalısınız. İnsanın yaşam hakkını ve onurunu korumayı hedefleyen bir aile düzeni mümkün kılınabilmeli. Ki böyle aileler var. Erkek şiddetine karşı faili durdurmaya çalışan aileler var. Örneğin boşandığı kadını öldürmek kastıyla yola çıkan kendi oğlunu polise ihbar edip yakalatan anneler, aileler var. “Oğlum katil olmasın, gelinim ölmesin, torunlarım öksüz yetim kalmasın” diyen aile örneklerini çoğaltmanın yolu aranmalı. Şiddeti teşvik eden, teşvik etmiyorsa bile suç ortaklığında kolaylıkla çeteleşen aileler fayda değil zarar veriyor insanlığa. Kolaylıkla çeteleşen bu tip aile örnekleri hiç az değil ve erkek şiddeti konusunda faili destekleyip teşvik ettikleri gibi her türlü şiddet biçiminde suç gizleyip cinayet mahallindeki delilleri bile yok etmeyi “aile olmanın gereği” sandıkları sürece o şiddetin doğrudan veya dolaylı mağdurlarına “aileniz batsın” demek düşüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
10.08.2025
28.02.2025
31.01.2025
27.09.2024
13.09.2024
5.07.2024
18.05.2024