Bülent KORUCU
Baskın ve alternatifsiz AK Parti figürü siyasetin tek belirleyicisi. Gündemi ve gelecek tasavvurlarını şekillendiriyor. 'Cumhurbaşkanı kim olacak?' sorusu bile AK Parti'nin geleceği zemininde ele alınıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan'dan sonra partinin alacağı şekil, ülkenin yönetimine doğrudan etki edecek. Turgut Özal ve Süleyman Demirel cumhurbaşkanı olduğunda da benzer durumlar yaşanmıştı. AK Parti'yi onlardan ayıran ise kendisini tehdit edebilecek parti bulunmaması. ANAP, Demirel ve DYP'nin nefesini ensesinde hissediyordu. Ayrıca SHP hatırı sayılır bir sol muhalefet partisi olarak öne çıkıyordu. Demirel Köşk'e çıktığında partisi zaten yüzde 27 ile koalisyon ortağı olabilmişti. ANAP hâlâ 20'lerin üzerinde oy alabiliyordu. Ve yükselişteki RP dengeleri altüst ediyordu. Her şeye rağmen iki dönemde de iktidar partisinin geleceği önemliydi ve tartışılıyordu. Şimdi son seçimde yüzde 50 oy almış ve zayıf muhalefet partileriyle çalışan bir iktidar var. Elbette onun geleceğine dair senaryolar daha fazla önem kazanıyor.
AK Parti lideri Erdoğan, sürpriz bir adımla HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'u partisine çağırdı. 'Partilerin bütünleşmesi' Numan Bey'i rencide etmemek adına üretilen kılıf. Son seçimde yüzde 0,76 oy alan HAS Parti'ye yüzde 50'lik iktidarın birleşme teklif etmesinin matematik ve siyasette karşılığı bulunmuyor. Mahalle bakkalını yok etmeye çalışan market zinciri esprisi de izah edici olmaktan uzak. İki siyasetçinin şahsî yakınlığı biliniyor. Defalarca vaki davetlere icabet etmeyen muhatabına Tayyip Bey'in kırgın olma ihtimali düşük değil. Yeni çağrının Erdoğan açısından mühim sebepleri olmalı. 'Milli Görüş tabanını kazanmak istiyor' iddiaları gerçeği yansıtmıyor. O taban zaten uzun süredir AK Parti'de. Tavan, yani kadro sıkıntısını, çeşitli gerekçelerle dışarıda kalmış eski dostlarla giderme izahı akla yatkın duruyor. 80 civarında, çoğunluğu bakan ve genel merkez yöneticisi isim üçüncü dönem tırpanıyla nadasa çekilecek. Alttan gelen tecrübesiz gençlerin başına 'abi' ithal etmek diye düşünülebilir. Burada sorun açıkta kalacak mevcut abilere tatminkâr koltuklar bulabilmek. Yerel seçimler bazında çeşitli yakıştırmalar yapılıyor.
Erdoğan'ın parti içi dengelere dönük hamle yaptığı da söylenebilir. Kendi kariyer planlarının taşlarını döşeyen en azından zihnî hazırlık yapan isimler konuşuluyor. Siyasetin tabiatında var bütün bunlar. Bir koltuk boşaldığında veya boşalma ihtimali belirdiğinde taliplerin olması normal. Erdoğan, 'partili cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanının atadığı başbakan' gibi tezlerle zihnindeki sistemin ipuçlarını veriyor. Yeni ya da mevcut Anayasa'yla başkanlık sistemi arzuluyor. Partinin yeniden inşa sürecinde gelecek hesabı yapanlara kollamaları gereken bir denge daha 'hediye' etti. Defalarca çağrılmasına rağmen gelmeyen, 'Harun-Karun' benzetmeleriyle can acıtan Kurtulmuş'a tepki oluşacağını Erdoğan kestiriyordur. Şahsî planı olanları erken doğuma zorluyor. Seçimler başladığı hengâmede değil, sakin ve daha güçlü olduğu dönemde eteğinde taş olanları ortaya çıkmaya zorluyor. Kurtulmuş'un, Erbakan'a direndiği gibi davranabilme ihtimalini yüksek görmüyorum. Zira ağır seçim yenilgisiyle gardı düşmüş biçimde masaya oturuyor.
***
Yargı paketinden yararlanan 'ülkücü katiller'e bir paragraf ayırmakta yarar var. Salıverilenlerin katil olduklarını kendileri bile inkâr etmiyor. Cezada suçun mu suçlunun mu önemli olduğu konusunda anlaşamıyoruz. 1991'de çıkan şartlı tahliye yasası 12 Eylül döneminde suç işleyenlere cezalarının belli bölümünü yattıktan sonra çıkma imkânı verdi. Aralarında 146'nın da bulunduğu maddeler Anayasa Mahkemesi'nin eşitlik ilkesi gereği müdahalesi sonucunda pakete ilave edildi. 146 yani 'anayasal düzene karşı işlenen suçlar' ve 418, 'ölümle sonuçlanan tecavüz suçları' tartışma oluşturdu. Solcuların neredeyse tamamı sağcıların da bir kısmı kanundan yararlanarak salıverildi. Solcular hakkında Yargıtay'ın 'fikri içtima' içtihadıyla 146. madde tek başına uygulandı. Yani anayasal düzeni bozmak için adam öldürdükleri için tek ceza kabul edildi. Ülkücüler ise her bir suçtan ayrı ayrı ceza aldı. Şimdi yapılan bu eşitsizlik düzeltildi. Adana emniyet müdürünü öldüren ülkücü Muhsin Kâhya'nın 30 yıl sonra tahliye oluşunu hiç ceza almamış gibi verenler Yumurtalık savcısını öldüren Yılmaz Güney'in kaç gün yattığını niye sorgulamaz?!.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sansür VAR!
10.07.2016 - AYM kavgasının perde arkası
4.02.2016 - 28 Şubat'ın konuşulmayanları
1.02.2016 - 28 Şubat deyince kızmayın o halde!
23.02.2016 - Perinçek mutlu, ya AK Partililer?
5.02.2016 - Bülent Arınç'ın özgül ağırlığı var mı?
2.02.2016 - Paralel avcılarına bir öneri!
29.01.2016 - Küfürlü siyaset!
22.01.2016 - Güvenlik zafiyeti yoksa…
15.01.2016 - Anayasa değil baba yasa!
1.02.2016
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Roni Margulies sosyalizmin kitabini yaziyor. Valla helal olsun. Bir sosyalistin liberalizme bu kadar asik olmasi enteresan. Yani sosyalist olmanin anlami ne o zaman? Aslinda cevap acik: bizim sosylaisltler kemalist ve liberal diye ikiye ayriliyorlar ama haberleri yok adamlarin. Dededen kalma sosyalist teorilerle anca bu kadar oluyor. Yanlis anlasilmasin, bu durum sosyalizmin sefaleti, baska birsey degil. Yazik olan genc sosyalistlerin liberalizm adina yesil bir Turkculugun hizmetine kosulmasi.
güneş
anla(ya)mamak üzerine yazan yorumculara hastayım....