Burhanettin DURAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mayıs ayındaki önemli yurtdışı gezilerinin ilki için dün Hindistan'daydık.
Diğerleri Rusya, Kuveyt, Çin, ABD ve NATO Zirvesi'nde AB liderleriyle yapılacak görüşmeler.
Bu seri görüşmeler Erdoğan'ın yeni bir ekonomi ve dış politika hamlesiyle irtibatlı.
Öncelikle referandumdaki "evet" sonucunun sağladığı istikrarı yeni bir ekonomik büyüme dalgasına çevirmek istiyor.
Dış politikada son üçdört yılda oluşan tıkanmaları aşacak bir müzakerepazarlık ortamına ulaşmayı arzu ediyor. Bunlarla bağlantılı olarak Erdoğan, iç politikada da konsolidasyon ve yenilenme havası estirebilir.
AK Parti'ye dönüşünü hem kadrolar hem de politikalar açısından mücadeleye devam ve yeni reformlar sentezine oturtabilir. Bu da AK Parti'nin 15 yıllık iktidar yükünü hafifleteceği gibi 2019 seçimlerine giden yolun taşlarını döşeyecektir.
Yine bu arada, Avrupa başkentlerinden, referandum kampanyası sırasında yaşanan gerilimi azaltma sinyalleri gelmekte.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ve Mogherini gibi AB yetkililerinden gelen "referandum sonuçlarına saygı duyulması" ve "Türkiye'nin beka meselesinin anlaşılmasıgerektiği" yönündeki mesajları Türkiye ile yeni bir müzakere dönemi oluşturma arayışının işaretleri olarak görebiliriz.
54 yıllık tam üyelik maceramız hakkında yeni bir şeyler söyleme zamanı gelmiş durumda.
Ancak öncelikle AB'nin terörle mücadele konusunda Türkiye'ye yaklaşımını revize etmesinin ilişkileri rahatlatacağı söylenebilir. Erdoğan- Trump görüşmesinde ise iki liderin Suriye'de Deaş ile mücadele, YPG'nin geleceği ve İran'ı çevreleme konularında ortak bir uzlaşmayı üretmesine odaklanılacak. Türk ve ABD üst düzey yetkililerinin bir süredir müzakere ettiği operasyon seçenekleri masada olacak.
II. Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeninin kurumlarının mevcut krizlerimize çözüm üretmekte başarısız olduğu ortada.
Ve ABD'de ekonomik korumacılık rüzgârının esmesi yükselen ekonomileri büyüme oranlarını düşürmemek için yeni arayışlara itiyor. İkili ticari ilişkileri canlandırmak, milli paraları kullanmak dahil, öne çıkıyor.
Yükselen güçler olarak Hindistan ve Türkiye, uluslararası sistem içindeki yerini değiştirmeye çalışan ülkeler arasında. Ankara ve Yeni Delhi, BM sistemindeki etkisizliğe ve adaletsizliğe dikkat çekerek Güvenlik Konseyi'nin reforma tabi tutulması fikrini en fazla gündem yapan başkentler.
1.3 milyarlık nüfusuyla ve dünyanın 7'nci büyük ekonomisiyle Hindistan, uluslararası sistemde bu gücüne mütekabil bir siyasi nüfuza ulaşma amacında. Türkiye ise dünyanın ilk on ülkesi arasında olmak isteyen bir güç projeksiyonuna sahip.
Hindistan İslam Üniversitesi'nde kendisine verilen fahri doktora töreninde konuşan Erdoğan, iki ülkenin tarihi bağlarına değindi.
Hint halkının Kurtuluş Savaşı'na verdiği desteğe vurgu yapan Erdoğan, ziyaretinin ilişkilerde "bir milat" olmasını istedi. Dünyanın değişen jeopolitiğinin iki ülkeyi yakınlaştırdığını söyledi. Bu yakınlaşmayı da "dünya 5'ten büyüktür" fikri bağlamında "uluslararası düzenin adaletsizliği" eleştirisi ile irtibatlandırdı.
BM ve Güvenlik Konseyi'nde reform yapılması talebini Türkiye ve Hindistan'ın ortak bir pozisyonu olarak dillendirdi.
Erdoğan, 1.3 milyar nüfuslu Hindistan'ın, Japonya'nın ve 1.7 milyar Müslüman'ın temsil edilmediği Güvenlik Konseyi'nin "sağlıklı bir yapı" olmadığının altını çizdi.
Bu eleştirileri yaparken "dünyanın mazlumlarının" kendisini sevmesini önemsediğini belirtti. Erdoğan, Yeni Delhi'de Batı'nın demokrasi ve insan haklarını çifte standartla kendi menfaatleri için kullanmasına vurgu yapmakla kalmadı.
Hindistan'ı da "karşılıklı fayda" temelinde "adil ve sürdürülebilir bir dünya için işbirliği" yapmaya çağırdı. Bu "adil dünya" talebi Erdoğan'ın siyasetinin ayrılmaz bir parçası oldu.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020