Cafer Solgun
Memlekette çok şey değişti ama bazı şeyler hiç değişmiyor. Seçim zamanlarında siyasi partilerde yaşanan “küstüm, oynamıyorum!” dalgalanmaları mesela...
Malum, siyaset sahnesinde Deniz Baykal’ın ölümüyle birlikte (11 Şubat 2023) “eskilerden” kimse kalmadı. “Eski” derken, yaşarken hiç bitmeyecek sandığımız Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş yıllarını kastediyorum. İster iktidarda ister muhalefette olsun her genel ve yerel seçimde aday listeleri açıklandığında partiler karışır, seçimler bittikten sonra toparlanmaları biraz zaman alırdı. Küsüp istifa edenlerin yeniden “yuvaya” dönmeleri ise, kamuoyuna “partimizin önlenemez büyümesi sürüyor” edalarıyla lanse edilirdi; kaybettiği eşeğini bulma misali...
Bu yapay ve dönemsel karışıklığı diğerlerine göre asgari ölçülerde, fazla sarsılmadan yaşayan parti, sanırım MHP idi. Bunda “Başbuğ” partisi oluşlarının payı büyüktü elbette ve bir de “davadan döneni vurun!” alarmı söz konusuydu. (Herhalde zamane yöneticileri o dönemleri iç çekerek hatırlıyorlardır. Zaman bozuldu çünkü. Şimdilerde ayrılanlar, ayrı parti kuranlar ve hatta Alattin Çakıcı tehditlerine rağmen parti büyüklerini eleştirenler oluyor.)
Bütün zamanlarda bu karışıklığı en çok yaşayan parti ise, açık ara CHP olmalıdır. Kısa süreli hükümet ve koalisyon dönemleri bir yana, çok partili sisteme geçildiğinden beri iktidar yüzü görmeyen bu partinin esas odaklandığı alan, oldum olası yerel yönetimler. Hükümet olmasa da “kurucu parti” misyonuyla gelip giden iktidarlara yakın zamana değin “ayar vermeyi” asli görevleri arasında sayan bir ideolojik hassasiyetin sahibiydi.
Mevzu; koltuk, makam, mevki ve bu kavramların arka planındaki güç, rant, çıkar, ve gözü doymak bilmez daha fazla zenginleşme hırsı... O kadar parayı, pulu, evi, arabayı ne yapacaklarsa... Ama tabii ki açıklamalarına bakarsanız kimsenin derdi koltuk, makam, mevki, menfaat filan değil aslında! Öyle diyorlar. Dertleri vatana, millete hizmet aşkı. (Ne aşkmış ama, kara sevda!) Genel seçimlerde de yerel seçimlerde de yıllardır tanık olduğumuz hikaye bu.
Deniz Baykal’ın son yıllarında ayakta duracak hali, mecali kalmamıştı ama adam son nefesini verene değin Antalya milletvekiliydi. Antalya için ne tür “hizmetlerde” bulundu bilmiyorum. Onu ısrarla vekil yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun hissiyatı ise, muhtemelen, “vefa” duygusu idi; “Beni siyasete kazandıran adamın koltuğuna oturduk, ayıp mı ettik acaba?” Seçmeni, siyasetçi tabiriyle “milleti” takan yok aslında; nasıl bir tutku ise bu...
Sayın Kılıçdaroğlu, yaşını başını almış, başarıları başarısızlıkları, yaptıkları yapamadıkları, hataları, tutarsızlıkları, çapsızlıkları (vb) ile birlikte istifa etmeye yanaşmadığı CHP Genel Başkanı koltuğundan kurultay seçimi sonucunda kalkmak zorunda kaldı. Evinde gelene gidene tecrübelerini anlatacağına, anılarını yazacağına, torunlarını seveceğine hala gözünün kalkmak zorunda kaldığı koltukta olduğu anlaşılıyor. Bu uğurda varlığını vakfettiği partisine zarar verecek tutumlar sergilemekten de geri durmuyor; Ekrem İmamoğlu’na randevu vermiyor, telefonlarına çıkmıyormuş mesela, “evladım” filan diyordu oysa. İmamoğlu kaybetse, bayram edecek izlenimi veriyor taraftarlarıyla birlikte. Ara sıra X’te ses verdiğinde de, partisine nazire yaparcasına “Yalnızlık” mesajları veriyor. 2023 seçimleri sürecinde “kanka” olduğu Ümit Özdağ da takip ettiğim kadarıyla hala yeni çalışma ofisine bir kilo baklava alıp gitmedi; ayıp...
Neyse. Malum, yerel seçimlere gün sayıyoruz ve partiler adaylarını büyük ölçüde belirledi. “Memlekette ve siyasette çok şey değişti ama bazı şeyler değişmedi” derken kast ettiğim buydu: Adaylar açıklanınca CHP’deki hararet ve kaynama da artmaya başladı. Makamında üç dönem yetmez bir beş dönem daha oturma hesabı yapanlar, “içimdeki hizmet ateşi sönmedi, hizmete devam etmem lazım” diyenler, adaylığı kesinleşmeden kutlamaları kabul edip de aday yapılmayınca “yazıklar olsun o kadar da şeetmiştim” diye isyan edenler... Bazıları “Tasfiye var!” diye feveran ederek istifa etti hatta.
Bu bir CHP klasiği. Şöyle bir yoklayın hafızanızı, her seçim döneminde yaşanan yapay krizler bunlar. “Yapay” çünkü, “Mesele koltuk değil, yanlış anlamayın” dense de bütün mesele koltuk, makam, mevki, yani kişisel çıkarlar... Yoksa sahici gerekçeleri olan krizler pekala “hayırlı” sonuçlar doğurabilir; misal, “Böyle sosyal demokrat parti mi olur?” diye bayrak açsa birileri...
Bu, “eskiden ne ise bugün de o” dedirten tablo sadece CHP’de yaşanmıyor tabii ki. Misal, kanımca lafı edilmeye bile değmez ama İyi Parti isimli yapay ve taklit oluşum da bu süreçte hızla erimeye başladı. CHP ve Kılıçdaroğlu’nun siyasi yelpazeye kazandırdığı bu MHP artığı parti ve 90’lar hasreti yaşayan lideri Meral Akşener, kısa siyasi tarihini ve iddialarını çiğneyip Cumhur İttifakına meylettikçe, belediyelerden nemalanan partililer birer birer ve gruplar halinde gemiden ayrılıyorlar...
Asıl enteresan olan ise, iktidar partisi ve koalisyon ortağında da dalgalanmalar oldu ama CHP’de olanlar kadar değil. Daha önce de olmamıştı zaten. Hemen “duruldu” o cenahtaki dalgalar ve kampanyalarına odaklandılar. Bu, sadece enteresan değil aynı zamanda düşündürücü bir durum...
Normalde 20 yılı aşkın bir süredir kesintisiz biçimde iktidarda olan bir parti ve liderinin, sırf bu nedenle bile inişe geçmesi beklenir. Hadi “başkanlık” seçimleri biraz daha özgün ve kendi başına değerlendirilmesi gereken bir seçimdi diyelim. Yerel seçimler, adı üzerinde belediye seçimleri. Doğrudan yerel hizmetlerle ilgili. Eskiden genel seçimleri kazanan parti yerel seçimlerde çuvallardı genellikle. Seçmenin böylesi bir “dengeyi korumak lazım” sağduyusu vardı. O sağduyu da bozuldu...
2019 seçimlerinde İstanbul başta büyük şehirleri CHP’nin kazandığını tabii ki unutmuş değilim. Bu bir başarıydı ve ama bu başarıda AKP’nin panik halinde İmralı’dan mektup getirmek, Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkarmak gibi siyaseten son derece amatör hatalarının payı büyüktü. Bunun yanında özellikle İstanbul’da Kürt seçmenin “AKP gitsin” seçeneğine oy vermeleri de seçim sonucunu doğrudan etkiledi.
Ankara’da ise, “aynılar” arasında bir seçim olacak: Bir yanda ülkücü kökenli mevcut başkan Mansur Yavaş, diğer yanda yine ülkücü biri, Turgut Altınok. (Bu eski MHP’li sonradan AKP’li şahsiyet kendimi bildim bileli Keçiören Belediye Başkanı, kendimi bildim bileli Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olmak istiyor ve kendimi bildim bileli kel.)
Aday olanlar olamayanlar, memnunlar küskünler, hesaplar kitaplar... İşte buraya yazıyorum: Bu gidişatın sonucu, yerel seçimlerde DE CHP ve muhalefet partilerinin hezimete uğramasıdır. Tuhaf ama hepsi de bu ihtimalin farkında ve bu sonucu seçmenlerine nasıl izah edeceklerini aşağı yukarı şimdiden netleştirmişler.
Kılıçdaroğlu ve taraftarları: Bırakınca batırdınız işleri! Çekilin Piro toparlasın bari! Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu cenahı: Biz AKP ile yarıştık, arkamızdan hançer yedik! Bir yandan Kılıçdaroğlu bir yandan “Meral abla” köstekledi bizi, yoksa işi bitirmiştik! Her iki taraf hep bir ağızdan: Kürt seçmen AKP’ye sattı bizi!
AKP ne der sizce? “Allahım bu muhalefeti başımızdan, yanımızdan yöremizden eksik etme. Amin!”
Can Atalay’ın vekilliği düşürüldü
Beklenen oldu: Hatay Milletvekili Can Atalay’la ilgili Yargıtay kararı TBMM’de okunarak Atalay’ın vekilliği düşürüldü. Anayasa Mahkemesi kararı ve anayasa, hiçe sayılarak.
Muhalefet partileri, en çok da CHP’liler hemen sosyal medya başına koştu tabii. Birbirinden “sert” sözlerle kınadılar bu durumu. Nedense en çok kararı okuyan Bekir Bozdağ protesto edildi. Bozdağ değil de başka bir AKP’li okusaydı ne fark edecekti? Anlayamadım.
Bu gelişme üzerine tepesi atanlardan biri de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu idi. O da Bozdağ’a takmıştı nedense ve şöyle yazmıştı: “FETÖ terör örgütü liderine ‘kıymetli değerimizdir’ diyenlerin okuttukları karar, millet vicdanında hükümsüzdür. Millet iradesine darbe yapanlara GEÇİT YOK! Can Atalay, milletin vekilidir!! Demokrasiye, hukuka ve adalete sonuna kadar sahip çıkacağız. #CanAtalay”
Ümit Özdağ’la imzaladığı gizli protokol ifşa olduktan sonra, kendi istek ve iradesiyle aldattığı seçmenlerinden özür dileyip siyaseti bırakması gerekirken koltuğuna yapışan, koltuktan kaldırıldıktan sonra partisi içinde hizip faaliyeti yürüten Kemal Bey dokunulmazlıklar konusundaki tutumu unutuldu sanıyor herhalde? Yanılıyor. Halen 11 HDP’li vekil o “Anayasaya aykırı ama yine de evet diyeceğiz” sözleri (13 Nisan 2016) nedeniyle hapiste.
“Tarih affetmeyecek” filan diye boş boş konuşuyorlar. Tarihin kendi başına bir vicdanı, mahkemesi filan yok. Ama bir hafızası var. Tarihin hafızasında yazılı olan gerçek ise şudur: Saray iktidarının hak, hukuk tanımayan uygulamalarının çoğunun sorumluluğuna bu muhalefet doğrudan ortak olmuştur. Demagoji ve hamasetle gölgeleyemez ve unutturamazsınız...
***
Bilinen hikayedir; Aslanlar öküzlerin işini bitirince, zor durumdaki öküzlerin lideri, “Aslanlara kanıp o sarı öküzü vermeyecektik” der pişman ve mahcup bir edayla.
Bunun üzerine başından beri kimsenin dinlemediği “Aslanlara kanmayalım, sarı öküzü vermeyelim, bunun sonu yok” uyarıları yapan benekli öküzün, kalan öküzlere, “Bir öküzlüktür yaptık işte, ama hiç değilse şimdi kolay yem olmayalım” dediği rivayet edilir. Yoruma açık: Kalan öküzler bu kez benekli öküzü dinlemişler midir acaba?
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025