Cafer Solgun
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu küçümsemek için kullanmayı çok sevdiği bir tabir var; Erdoğan’a göre Kılıçdaroğlu ‘CHP Genel Müdürü’dür. Bu tabirle hem Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürü geçmişini hatırlatıyor (bir ara ‘memur Kemal’ diye lakap da takmışlardı) hem de onu ciddiye almadığını söylemiş oluyor. Sayın Erdoğan, cumhurbaşkanı olduktan sonra da, Kılıçdaroğlu’nun adını ‘genel müdür’ olarak anmayı sürdürdü.
Bu, çok açık ki, siyasi etik normlarına sığdırılamayacak bir tabir. Bir siyasi partinin lideriyle siyasi polemiklere girilmesi ne denli doğal ise onun temsil ettiği iradeyi aşağılamak bir o kadar yakışıksız. Ne var ki “hangi siyasi etikten bahsediyorsun sen?” diyenlere itiraz edecek durumda değilim. Zira ülkenin değil de AKP’nin cumhurbaşkanı gibi hareket etmekte ısrarlı sayın Erdoğan başta olmak üzere AKP kurmayları nicedir siyasi etik namına ne varsa yerle bir ettiler. Yıllarca Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan rekabetini izledik. Ama ben Türkiye’nin yakın siyasi tarihine damgasını vurmuş bu isimlerin birbirlerinin kişiliklerine ve temsil ettikleri iradeye yönelik böylesine aşağılayıcı bir üslup kullandıklarını hiç hatırlamıyorum.
Merak ettiğim, sayın Kılıçdaroğlu’na ‘siyaset böyle bir şey işte’ diye ‘genel müdür’ yakıştırmasını ‘normal’ karşılayacaksak, sayın Davutoğlu’na ne diyeceğiz? Saray’ın çizdiği güzergahta siyaset yapan Davutoğlu ‘başbakan’ ve ‘AKP Genel Başkanı’ sıfatıyla herhangi bir kritik karar alamazken yani. Bunun sadece AKP için değil ülkemiz için de ciddi bir problem olduğuna dikkat çekmekle yetineceğim.
Bir de militan Erdoğanistler var, malum. ‘Erdoğanist’ herhalde abartılı ya da etik olmayan bir yakıştırma değil. Çünkü üslup ve pratikleri bunu söyletiyor. Durduk yere birisi çıkıp “İki silahım var, önce beni öldürsünler” diyor. Diğeri ‘benim neyim eksik’ dercesine “Benim de üç silahım var” diyor. Kimisi “biatsa biat” diyerek aklını fikrini kişiliğini Erdoğan’a teslim ediyor. Kimisi Erdoğan’a aşk ilan ediyor. Kimisi de kefen niyetine beyaz perdeler örtünerek Erdoğan’ın yollarına çıkıyor. Bunlar, kuşkusuz siyasi kavramlardan ziyade psikolojinin kavramlarıyla değerlendirmek gereken yalaka ve yalama olmuş kişilikler. Davutoğlu’nun Erdoğan’a bağlılığı bu düzeyde midir; ‘çıkmadık candan umut kesilmez’ misali dilerim değildir.
Davutoğlu seçimlerin hemen ertesinde “Biz istedik ama olmadı, artık taşlar yerli yerine oturmalı” demişti. Ama taşlar yerine oturmuyor bir türlü. “Reis” geçen hafta memleketinde neden ‘bunu saymıyorum’ deyip ülkeyi yeniden seçim sath-ı mahalline soktuğunu çok açık ve anlaşılır bir dille ortaya koydu ve dedi ki; “İster kabul edilsin ister edilmesin, Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir. Şimdi yapılması gereken bu fiili durumun hukuki çerçevesinin yeni bir Anayasa ile netleştirilmesi, kesinleştirilmesidir”.
Demek oluyor ki sistemi değiştirdiğine inanmaktadır ve bu, “kabul edilse de edilmese de” böyledir. Bu durumda ‘milli irade’ onun bu keyfiyetini meşrulaştırmak, siyaset kurumu da minareye kılıf uydurmak için vardır.
Öyle midir Ahmet Hoca? Türkiye bu dayatmaya boyun eğmek zorunda mı? Sahi sizin de silahınız var mı, kaç tane?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025