Cafer Solgun
Alman rahip Martin Niemöller’ün ünlü özeleştirisini bir kez daha hatırlamak zamanıdır.
“Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. Sonra Yahudiler için geldiler, bir şey demedim çünkü Yahudi değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey demedim çünkü sendikacı değildim. Sonra Katolikler için geldiler, bir şey demedim çünkü Katolik değildim. Ve sonra benim için geldiler. Çevremde benim için bir şeyler diyecek hiç kimse kalmamıştı.”
Bu satırların yazarı, darbe nedir, faşizm nedir, bu zihniyette olanların elinde devlet nedir, bilir. Hiç kuşkusuz çok sayıda yurttaşın da bildiği gibi. Hayatlarımızla, gençliklerimizle ‘bedelini’ ödeyerek, ‘tecrübe’ ederek öğrendiğimiz bilgilerdendir bu.
Darbeciler, ‘tek tip toplum’ tasavvuru peşindeki faşist zihniyette olanlar, muhalefetin hiçbir türünü sevmezler. Yaptıkları işin ve zorla gerçekleştirmek istedikleri, dayattıkları siyasi ve toplumsal sistemin ‘fıtratına’ aykırıdır ‘muhalefet’.
Bu çağda muhalefeti topyekûn yasaklamak, çok mümkün değil. Bu nedenle demokrasi ‘imiş’ gibi görünen rejimlerde devleti, iktidarı elinde tutan ve kendilerini ‘iktidar’ olmaya mecbur ve mahkûm görenler, muhalif kesimleri genellikle ‘iç ve dış mihraklar’ konseptleri kapsamında değerlendirir ve bu şekilde ‘etkisiz hale’ getirmek, tasfiye etmek isterler. Muhalefetten anladıkları ise ‘biat’ etmemiş sermaye gruplarından, akademisyenlerden, siyasi görüş ve partilerden, medyaya kadar uzanan geniş bir yelpazedir. Ama en önemlisi, tabii ki medyadır.
Çünkü medya, günlük haber veren, soru soran, araştıran, soruşturan, siyasi muhalefete de argüman sağlayan, onların da seslerini duyurmalarına aracılık eden bir alan.
17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarından bu yana AKP iktidarı devleti ele geçirmek amaçlı bir seferberlik halindedir. Hukuk önünde hesap vermekten kaçındıkları iddiaları, hukuk önünde kanıtlanmamış başka iddialarla boşa çıkarmak, dahası buharlaştırmak istemektedirler. Önlerindeki tek engel, 7 Haziran’dan sonra kendilerini güzelleme yaparken daha temkinli davranmak zorunda hissettikleri ‘milli irade’dir.
7 Haziran’dan önce de muhalif medyayı susturmak için planlama yaptıkları söyleniyordu. Yapamadılar. Öyle görünüyor ki Saray, 7 Haziran’da yaşadıkları yenilgiyi gösterdikleri bu ‘zaafa’ bağlamaktadır. Erdoğan “1 Kasım, 7 Haziran gibi olmayacak” derken, anladık ki, bunu söylemiştir.
1 Kasım seçimleri öncesinde bu bastırma, sindirme operasyonunu yapamayacaklarını düşünüyordum. Bu hamlenin seçim sandığında tepki görmesinden çekineceklerini varsaydım. Gözlerini iktidar hırsı bürümüş olanların ‘rasyonel’ davranacaklarını düşündüğüm için, yanıldım.
İpek Medya Grubu’na yönelik baskın, bütün medyaya ve bütün Türkiye’ye gözdağı mesajıdır, ‘biat edin’ çağrısıdır, sindirme çabasıdır. Göstermelik hale gelen demokrasiye, düşünce, ifade ve basın özgürlüğüne vurulan bir darbedir. Ve ne kadar zorda, darda olduklarının son kanıtıdır.
Alman rahibin gecikmiş özeleştirisi aklımızda olsun.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025