Cengiz AKTAR
Geçtiğimiz pazar 11 kasım bu musibet kararın yetmişinci yıldönümüydü. Bir grup sivil, vergiyi ödeyemeyen tümü gayrımüslim 1869 kişiden 1229’unun Aşkale’deki çalışma kampına sevk edilmek üzere toplandıkları Haydarpaşa Garı’nda bir bildiri okudu ve devletten özür talep etti. Aynı yıllarda Naziler de Avrupa Yahudilerini ölüm kamplarına trenle sevk ediyordu.
Uluslaşma tarihimizin kara lekeleri artık kamusal alanda hatırlanıyor. Çok sağlıklı bir gelişme. Gayrımüslim vatandaşlarımızın bir kısmının hayatını karartan Varlık Vergisi Kanunu Meclis’te 11 Kasım 1942’de kabul edildi. Kanunla gayrımüslimlere Müslümanlara uygulanan oranların dört ilâ altı katı vergi uygulandı. Maaşla çalışan gayrımüslimler dahi vergiye tabi tutuldular. Kanunda gayrimüslim ibaresi bulunmamasına rağmen dönemin başbakanı Şükrü Saracoğlu utanıp sıkılmadan “bize (Türklere) ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız; piyasamıza egemen olan yabancıları (azınlıklar) ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz” diyebilmişti. Vergi, 19. yüzyıl ortasından itibaren gayrımüslimlere uygulanan pogrom ve soykırımlar sonucunda mülkiyetin Müslümanlaştırılması çalışmalarının son halkasıdır.Gayrımüslimlerin vatanlarında yerleri olmadığının da ayrıca tescili...
Varlık Vergisi epeyidir devletin yurtdışında tezgâhladığı Yahudiperverlik masalının münasebetsizliğini iyi anlatır. Birkaç diplomatın, vicdanlarını dinleyerek tamamen kendi tasarruflarıyla Nazizm mağduru Yahudileri kurtarmasının yanında devlet savaş esnasında ne başka ülke vatandaşı Yahudileri kurtardı (Struma vakası) ne kendi Yahudi vatandaşını gözetti. Etraflı bilgi için İstanbul Defterdarı Faik Ökte’nin anı kitabı Varlık Vergisi Faciası ve Ayhan Aktar’ın Varlık Vergisi ve “Türkleştirme” Politikaları çalışmasına bakmalı.
74. Geleneksel Atatürk anmaları
Bu yıl 10 Kasım 0905’te tesadüfen Taksim Meydanı’ndan geçtim. Vakit geldiğinde meydanda bulunan insanların sirenle birlikte esas duruşu kaçırmamak için sarf ettikleri çabanın benzeri herhalde dünyada yoktur. Birbirine had safhada saygısız bir insan topluluğunun bir ölüye saygıda kusur etmemek için çabalaması... Bir dostum Edirne otoyolunda, kazaya ramak kalacak şekilde aniden stop eden vasıtaları nakletti. Genç Türk heyetlerinin sloganı “Hepimiz Türküz, hepimiz Atatürküz” gerçekten dâhiyaneydi. İzmir’deki Kuzey Kore temsili de öyle. Bu ne menem bir kimliksizlik, ne marazî bir öksüzlüktür.
Anadili eğitimi
Kürt coğrafyasının önde gelen bağımsız düşünce kuruluşu DİSA (Diyarbekir Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü) “Anadili temelli çokdilli ve çokdiyalektli dinamik eğitim: Kürt öğrencilerin eğitiminde kullanılabilecek modeller” adlı çalışmayı kamuoyuna önce Diyarbekir’de şimdi de İstanbul’da sundu. DİSA Kürt çatışmasının siyasetin iyice daralan alanına sıkışıp kaldığı şu günlerde çok hayırlı bir iş yapıyor. Meseleyi sükûnetle teknik boyutuyla tartışmaya davet ediyor. Zira eninde sonunda iş teknik beceriye gelip dayanacak, şimdiden üzerinde düşünmeye yarar var. Öğretmen adayları ve bürokratların dikkatine: www.disa.org.tr
Başbakan ve ölümler
Başbakanın etrafımızı saran ölümlere verdiği tepkilerin tuhaflığının farkında mısınız? Roboski’deki toplu kıyım karşısında bir türlü gösteremediği diğerkâmlık, can-ı gönülden dileyemediği rahmet ve özür... Şimdi ölüm oruçları karşısında diline doladığı “şov, blöf, şantaj” ithamları... Devlet şiddetinin tepe noktası ölüm cezasını yem gibi ortaya atıp “tartışın” emri... Roboski’den, ölüm oruçlarından söz edene lâyık gördüğü “ölüsevici” sıfatı... Hâsılı kelam ölüm karşısında, yeknesak şehit taziyelerini bir kenara koyarsak, görmezden gelme ile teveccüh arasında gidip gelmeler... Anlaması zor.
Başkanlık sistemi
Bu gidişle tekadam başkan oluncaya kadar konuyu ikinci elden dinlemeye ve anlamaya çalışmaya devam edeceğiz sanki. AK Parti’nin başkanlık sistemi önerilerinin ne olduğunu, basına lütfedilen bölük pörçük bilgi ve Burhan Kuzu- İdris Bal- Bekir Bozdağ fikriyatı dışında bilen var mı? İşin ironik yanı meselenin esas sahibi mütemadiyen “tartışıla” diye emrediyor ama Kuzu’nun kafa karışıklığının dışında neyi tartışacağız, belli değil.
Şimdilik Melih Altınok’a verdiği mülâkattan anlaşıldığı kadarıyla Kuzu’nun bu memlekete lâyık gördüğü denge ve denetleme mekanizmaları, bürokratlardan oluşan teknik komiteler ve lobi şirketleri. Diğer bir deyişle siyasetin sıfır noktası.
Tartışılsın!
Bayılıyorum bu tartışmaya çağrıya. Dikkat ederseniz toplumun tamamen bihaber olduğu başkanlık sistemi gibi veya hissî tepkilere sonuna kadar açık idam cezası gibi meselelerde Başbakan ve etrafını kuşatmış olan hınk deyicileri biteviye tartışmaya davet ediyor. Ancak elde avuçta tartışabilmek için dedikodu, rivayet, galat-ı meşhur ve kişisel kanaat dışında veri yok. Bununla bağlantılı olarak hükümetin müzmin gizlilik yöntemleri hiçbir ciddî tartışma ortamı sağlamıyor. Ne anayasa yazımındaki öneriler ne de normal yasama süreçlerinden çıkan metinlere ulaşım mümkün. Tartışmaya açılan konular ise “dünya yuvarlak mıdır” tartışması tadında. Tartışmaya devam...
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020