Cengiz AKTAR
Taraf’a “Dindar Kürtler artık BDP’ye oy veriyor” diyen AK Parti Diyarbekir İl Başkanı Halit Advan dokuz köyden kovuldu. Partiye yakın olanlar Roboski katliamından bu yana, parti lügatçesiyle “bölgede” oylarının eridiğini söylüyor. Yalçın Akdoğan bu bilgiye BDP’nin tezviratı dese de durumun sıkıntılı olduğu açık. Sağır sultanın aldığı duyumlar partide haydi haydi dile getiriliyordur. Ama belli de olmaz, Başbakan’a kötü haber verilmez malûm...
Aynı minvalde 10 BDP’li vekilin dokunulmazlığının Başbakan emriyle kaldırılmasına karşı çıkan AK Partili Kürt vekiller anlaşılan o ki pozisyonlarından vazgeçmediler. Böylesine nazik bir konuda seslerini yükseltmeleri ve “parti disiplini” tabusuna rağmen konunun aceleye getirilmemesini sağlamaları dahi fevkalade önemli gelişme. Hatta dün sabahki istişare kahvaltısına kadar vardı iş. Hayırlara vesile olsun.
AK Parti’nin Kürtlerin mütedeyyinliği ve BDP karşıtlığı varsayımı son seçimlerde, CHP’nin erimesinin de verdiği dolaylı destekle tuttu. Partinin Kürtlerin hakiki temsilcisi ilân edilmesi ve Başbakan’ın “Kürt sorunu yoktur, Kürtlerin bireysel sorunları vardır” buyruğuyla birlikte Kürtsüz çözümün alt ve üstyapıları hazırlanmaya başlandı. Artık muhatap, AK Parti seçmeni olan ama “dilsiz” farzedilen “bizim” Kürtlerdi. Doğal olarak hiçbir zaman partide ciddiye alınmadılar. 2011 kasım ayında Diyarbekir’de bir toplantıda konuştuğum AK Partililer “Genel Merkez’de yüzümüze bakan yok” yollu serzenişte bulunduydu.
Silâhla hak talep etmemek, hiç hak talep etmemek veya ne bahşedilirse onunla yetinmek demek değil. Kürtlere kâfi bulunan biyolojik çözüm, yani memnuniyetsizliği ve hak taleplerini tüketim ve birkaç sembolik adımla satın alarak unutturmak için çok geç. İnancın da kâfi gelmediği artık aşikâr. Çözüm siyasî, bir kez daha tekrarlayalım.
12’den vurulan hedefler
Çarşamba 12.12.12 günü 112 “dev proje”nin açılış yapıldı. Vatana millete hayırlı olsun. “Kalkınalım da nasıl kalkınırsak kalkınalım” ruh ve şuur hâliyle belirlenen bu projelerden biri Düzce’deki Melen Çayı’nın suyunun İstanbul’a aktarılması. Hükümet gazeteleri müjdeyi vermiş: “İstanbul’un içme suyu sorununu tarihe karıştıracak proje”! Sefih İstanbul Edirne’den Düzce’ye uzanan hattı sömürüyor kimsenin umuru değil. “Aman bu azman şehri daha büyütmeyelim” diye bir endişe yok. Kuzey’e doğru yavrulayacak şehre su artık Samsun’dan gelir, ihtimal.
Başka bir muhabir “İstanbul’da su sorunu 2017’ye kadar yok” diyor. Küre ısınıyor, Türkiye çölleşiyor (yeri gelmişken, çölleşme sanıldığı gibi kumlaşma değil belli bir süre yağmursuz kalan toprak demek) adamcağız bayat tekniklerle yapılan işe “su sorununu halletmek” diyor. Ufuksuzluğun, günü kurtarırken yarını harcamanın diğer adı “proje”.
Bir şampiyonluk daha
Dünya sıralamalarında millî gelir dışında, nal toplamasıyla maruf Türkiye Google hükümetlerarası yasaklama talep şampiyonu da olmuş. Şirket ilk altı ay devletin “gayrıresmî uluslararası sansür organı” Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan 426 YouTube videosu, blog, bir Googledokümanı ve bir arama sonucunun Atatürk’ü, devleti veya ulusal kimlik ve değerleri eleştirdiği iddiasıyla kaldırılması için 148 talep almış. YouTube videolarının yüzde 63’üne erişimi kısıtlamış. Diğer bütün talepleri reddetmiş. Tüm resmî kurumlardan gelen içerik kaldırma talepleri bir önceki raporlama dönemine göre yüzde 1.013 oranında artmış. Yasaklanmaları istenen konulara gelince, Türkiye “yetişkinlere uygun içerik” adı altında 495 porno yasak talebi ve “resmî makamlar hakkında eleştiri” kategorisinde 479 yasak talebiyle birinci. Raporda incelenen diğer ülkelerin talepleri Tayland dışında bireysel hak ihlalleri ve güvenlik odaklı... Olması gerektiği ve burada bir türlü olamadığı gibi... www.google.com/transparencyreport
Ayın icraatı
Avrupa’nın 58 büyük kenti arasında yapılan bir araştırmada (TomTom Project) trafiği açık ara en berbat kent İstanbul’un Taksim meydanında nokta atışıyla sorunu çözmeye soyunarak insan beyniyle alay etmek. O iştahla kazdığınız tünelin, meydandaki şişmeyi Şişhane ve Harbiye’ye taşıyacağını görmemek ancak inat, kibir ve tamahkârlıkla olabilir.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020