Cengiz AKTAR
9 Şubat’ta iktidarın “iyi şeyler olacak” diyerek kamuoyunda olumlu bir hava yaratmaya çalışmasıyla barış süreci canlanır gibi oldu. Bendeniz de dâhil kalıcı barışın yolunu ha bugün ha yarın diye bekleyenler umutlandı. Newroz’da Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye karşı silâh bırakma çağrısı, çözüm paketinin 10 maddesini ortak açıklama, 10 akıllı adamdan oluşacak izleme heyeti, mutlu yarınlar… Ne ki daha üzerinden iki gün geçmeden ve iki yıldır olduğu gibi “iyi şeyler” buharlaşıverdi; iktidarın buraya ve dünyaya satabileceği elde kalan son “pozitif hikâye” olan barış bir kez daha akamete uğradı. Bu taze fiyasko sonrasında iktidar sözcüleri içeriden aldıkları enformasyon uyarınca tepemize bir dolu komplo senaryosu boca etti. Bizlerin böyle imkânları yok, anca tarafların söz ve fiillerinden ne olup bittiğini anlamaya çalışıyoruz.
Çatışmasızlık hâli epeyidir iktidara yetiyordu. Diyalogdan müzakereye, haziran seçimine kadar ve akabindeki 4. seçim “başkanlık anayasası referandumuna” kadar geçmek istemiyordu. Seçim kampanyası esnasında barış tartışılsın istemiyordu. Üzerinde mutabık kalındığı söylenen 10 madde arasında olması muhtemel özerklik ile anadil, seçime malzeme olsun istemiyordu. Oy oranına, dolayısıyla Erdoğan’ın “kendine özel başkanlık” muradına zarar vereceğinden korkuyordu.
Bu tedirgin hesaplar son iki yıldır hep vardı. Kürt tarafı iktidarın hassasiyetini bilerek adım atıyor, konuşuyordu. Hattâ “seçimden önce dişe dokunur bir hareket olmaz” yaygın önkâbul hâline gelmişti. Bu defa ne oldu da, artık İç Güvenlik Paketi’ni doğrudan hedef alan HDP’nin duruşunda ve KCK’nin beyanlarında (barış süreci tehlikeli, kritik, bitme noktasında) görüldüğü gibi Kürt Siyasî Hareketi’nin tavrı değişti? Sanırım İç Güvenlik Paketi ile barışın birbirini sıfırlayan iki siyasa olduğuna, dolayısıyla asgarî demokratik bir ortam olmadan barışın kurulamayacağına kanaat getirildi. Eğer Kürdistan Türkiye’den kopmayacaksa demokratikleşme olmadan barışın inşa edilemeyeceğine ikna olundu. Demirtaş’ın, başkanlık sisteminin reddedileceği beyanı da bu çerçevede değerlendirilmeli. Yani iş döndü dolaştı iki yıldır demokratların söylediklerine geldi dayandı.
Gerçekten de İç Güvenlik Paketi memleketin sade batısını kuşatmakla kalmıyor tabiatıyla Kürdistanı ve oradaki fiilî durumu da kuşatıyor. Davutoğlu’nun boyuna “kamu düzeni” dediği, “Kürt sorunu üzerinden yerleşmeye çalışan çevreler” dediği Kürdistan’daki “paralel yönetim” olmasın?
Alalım 8b maddesini: “Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşıyarak veya bu işaret ve amblemleri üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek katılanlar ile kanunların suç saydığı nitelik taşıyan afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gereçler taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses cihazları ile yayınlayarak katılanlar altı aydan üç yıla kadar, hapis cezası ile cezalandırılırlar.” Bu maddeyle Kürdistan’da sokakta AKP seçmeninden gayri dolaşan insan kalmaz!
132 maddelik paket bir torba yasa, tam 21 farklı yasanın toplumu zaptetmeye, vatandaşı derdest etmeye ve cezalandırmaya yönelik maddeleriyle oynayarak Emniyet teşkilâtını açıkça Adalet teşkilâtının yerine ikame ediyor. Gösteri hakkını tamamen iğdiş ediyor, kolluk kuvvetlerine görülmemiş bir hareket alan açıyor. Tek eksiği idam cezası! Korkusundan her itirazı ve sokağı topyekûn yasaklama aşamasına gelmiş iktidarı, tüm kolluk kuvvetlerinden oluşan ve merkeze bağlı bir hassa ordusunun güvencesi altına alıyor. Erdoğan ile Davutoğlu “öyle de çıkacak, böyle de çıkacak” derken kendi selametlerinden bahsediyorlar, toplumun güvenliğinden değil. (http://t24.com.tr/haber/iste-tartisilan-ic-guvenlik-paketinin-tam-metni,287681)
Twitter@AktarCengiz
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020