Cengiz AKTAR
“Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki: Artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir.” Newroz 2013
“PKK’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihî görmekteyim.” Newroz 2015
Abdullah Öcalan’ın artık âdet hâlini alan, memleket, bölge hattâ dünyaya seslendiği Newroz mektuplarının hem zarf hem mazruf açısından tarihî değerde olduğundan kuşku yok. Türkiye Cumhuriyeti’nin insan yerine koymadığı bir halkın lideri dolaylı da olsa konuşuyor ve esas, politika belirliyor. Buna rağmenKürt Siyasî Hareketi, ateşin kesildiği 2013 başından bu yana iktidar tarafından kendi kendine gelin güvey olmaya mecbur ediliyor sanki.
Kürt tarafı Newrozdan Newroza barışın çıtasını hep bir kademe yükseltse de iktidar tarafı, siyasî eşitlik ve iktidar paylaşımına radikal muhalefeti, çatışma çözümü konusundaki bilgisizliği ve beceriksizliği, en mühimi de Erdoğan’ın seçim hesapları dolayısıyla süreci çatışmasızlık aşamasından öteye taşıyacak adımları atmıyor, atamıyor ve büyük olasılıkla da asla atmayacak. Oysa Öcalan’ın son mektubunda Kürt Siyasî Hareketi’nce daha önce de dile getirilmiş, sadece Kürtleri değil, HDP’nin seçim diliyle uyumlu biçimde Türkiyeliliğe de vurgu yapan güçlü ifadeler var. Yalnız bunların muhatabı yok. Kürt Siyasî Hareketi’nin iktidarın aksine, politika belirlediği, inisiyatif aldığı, daima birkaç adım önde olduğu artık gayet açık olsa da diyalogu müzakereye, çatışmasızlığı kalıcı barışa, mektupları da kuvveden fiile taşımak için iki taraf gerekiyor. İktidar tarafı bu denklemde yok!
Öcalan’ın sözünü ettiği kongrenin nasıl, ne zaman, hangi şartlarda toplanacağına çok fazla takılmamak gerek. Kaldı ki bu olasılık ilk gündeme geldiğinden beri KCK ve pek çok Kürt yetkili görüşlerini kamuoyuyla paylaştı. Her ne kadar iktidar “silah bırakma” kararını seçim malzemesi yapmaya kararlıysa da Kürt tarafının kendisine, üstelik hiçbir somut adım atılmadan, böyle bir armağan vereceğini beklemek abestir. Öcalan’ın bahsettiği “ilkelerde mutabakat”tan ışık yılları kadar uzaktayız. Dolayısıyla dönelim metnin önemli unsurlarına.
“Halklarımızın ve kültürlerinin etnik ve dini farklılıkları, bu kriz ortamında, anlamsız ve acımasız kimlik savaşlarıyla tüketilmektedir.”
“Ulus devletleri demokratik siyasetle aşarak açık demokratik kimliklerle bir ortaklaşmaya geçmenin mecburiyetidir. Bunun için ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni bir türünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu’nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum.”
“Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde özgür ve eşit anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz.”
İttihatçı/ Kemalist tasavvurun betondan karılmış yapay Türk ulusu Müslümanlarla Kürtlerin aktörleşmesiyle çoktandır çatırdadı. Bunun sonucunda doğal olarak ortaya çıkan kimlikler artık siyaseti belirliyor. Ama “kimlik siyaseti” eleştirisi nedense bilhassa Kürtlere getirilir. Öcalan o eleştiriyi savuşturmakla kalmıyor kimlikten bir kademe ötedeki ulus-devletin aşılması çağrısında bulunuyor, ulusötesi bir siyasete vurgu yapıyor, aynı toprak üzerinde iktidar paylaşımını bir toplumsal mutabakat yani anayasayla garanti altına almayı teklif ediyor. Gayet değerli bütün bunlar.
Kürt Siyasî Hareketi Öcalanıyla, Demirtaşıyla, KCKsiyle, PYDsiyle memleketin ve bölgenin zinde siyaset odağı olmayı sürdürüyor. Sorun muhatapsızlık. Salt barış inşası değil Türkiye’deki yapıcı siyasetin de Kürtlerden başka aktörü kalmadı.
Twitter@AktarCengiz
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020