Cengiz AKTAR
Hepsi birbirinden tarihî AB-Türkiye zirvelerinin sonuncusundan sonra tamamen içeriye dönük “iyi şeyler de oluyor” neşriyatı başladı. Manipülasyon konularından biri müzakerelerin canlanması… Hatta başbakanın bu sayede cumhurbaşkanına karşı puan kazandığı yollu bir “hüsnü kuruntu” var. İktidar kalemlerine ilâveten, “AB uzmanı” nevzuhur iktidar yanaşmalarının vızıltıları da geliyor kulağıma.
7 Mart’taki toplantıdan sonra “beş fasıl birden açılıyor” derken 18 Mart’ta tek bir fasılla yetinilse de propaganda aynen devam ediyor. Geçen Aralık’ta açılan 17 numaralı fasıl Ekonomik ve Parasal Politika ve şimdi Haziran’da açılacak olan 33 numaralı fasıl Malî ve Bütçesel Hükümlerin ne kadar önemli olduğu vurgulanıyor.
İşin aslı öyle değil tabii. 17 numaralı fasıl Türkiye’nin öngörülebilir bir zaman diliminde asla dâhil olmayacağı ortak para birimi avroyla ilgili. 33 numaralı fasıl ise bir ülke üye olduğunda AB bütçesine vereceği katkı ve bütçeden alacağı pay üzerinedir. Kurgu bilim yani…
Aralık ayında Avrupa Komisyonu’nun Ahmet Davutoğlu’ya hitaben yazdığı ve 29 Aralık AB-Türkiye toplantısı sonuç bildirisinde yuvarlak ifadelerle geçiştirilen “fasılları müzakereye açma” maddesini somutlaştıran bir mektup ortaya çıktıydı. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bloke ettiği altı müzakere faslından beşi mektupta zikrediliyordu. Bunlar Enerji, Yargı Temel Haklar, Adalet Özgürlük Güvenlik, Eğitim Kültür ve Dış Güvenlik Savunma Politikası fasıllarıydı. “Beş fasıl birden açılıyor” denilen fasıllar, bunlar.
Ama 7 Mart ile 18 Mart arasında gündemden düşen fasıllar. Çünkü Kıbrıs’ta güney kuzeyle müzakere ederken, 14 fasıl üzerindeki vetosunu kaldırmak istemedi. Ancak Kıbrıs düğümü çözülünce Kıbrıs bağlantılı olarak bloke edilen 14 faslın açılmasının önündeki engel kalkacak.
Ama defalarca yazdığım gibi iş fasıl açmakla bitmiyor zira bu fasılların ve genelde bütün fasılların içeriğiyle AKP iktidarının arasında kan uyuşmazlığı mevcut. Müzakere edilen 14 fasılda ne kadar yol alınmadığını görmek için Komisyon’un Erdoğan’ı kızdırmamak için utana sıkıla ancak seçim sonrasında yayımlayabildiği İlerleme Raporu’na, ama ondan da önemlisi AB norm, standart ve prensiplerinin birey ve toplum hayatına nasıl yansıyamadığına bakmak yeterli.
Şimdi gelelim büyük aldatmacaya. Kıbrıs tarafından bloke edilmeyen ve açılabilir durumda olan 4 fasıl daha var. Bunlardan biri Haziran’da açılacağı söylenen Malî ve Bütçesel Hükümler. Ama diğer üçü önemli: Rekabet Politikası, Kamu Alımları ve Sosyal Politika ve İstihdam.
Bu fasılları bloke eden Ankara! Neden? Zira bu fasılların açılması için gereken önkoşulları yerine getirmek işine gelmiyor!
Cumhurbaşkanı 1 Kasım seçimlerinde rahatsız olmasın diye açıklanması seçim sonrasına ertelenen 2015 İlerleme Raporu’nda bu fasıllarla ilgili şunlar yazıyor.
Rekabet Politikası: “Gelecek yıl, Türkiye'nin özellikle destek programlarının etkin bir şekilde izlenmesi ve AB müktesebatına gereken uyumun sağlanması için Devlet Desteklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun'u gecikmeksizin uygulaması gerekmektedir.”
Hükümet haksız rekabet vesilesi olan devlet yardımlarına dokunmak istemediği için bu fasıl müzakereye açılamıyor.
Kamu Alımları: “Kamu alımlarıyla ilgili yasal çerçevede yapılan yeni değişiklikler mevzuatı AB müktesebatından daha da uzaklaştırmıştır. Gelecek yıl, Türkiye'nin özellikle kamu alımları mevzuatını, özellikle su, enerji, ulaştırma ve posta sektörleri ve imtiyazlara yönelik 2014 AB Kamu Alımları Direktifleriyle uyumlu hale getirmek ve şeffaflığı artırmak amacıyla yeniden düzenlemesi, AB müktesebatıyla çelişen istisnaları AB'ye Katılım için Ulusal Eylem Planı'nın uyum programında öngörüldüğü şekilde ortadan kaldırmaya ve yerli fiyat avantajları ve sivil dengeleyiciler gibi kısıtlayıcı tedbirleri kaldırmaya başlaması gerektirmektedir.”
Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Kurumu’nun hâli İlerleme Raporuna böyle yansımış. Kamu alımlarının hükümet için muazzam bir yandaş besleme aracı olduğu herkesin mâlumu. Faslın açılamamasının önündeki en büyük engel, ihalelerden AB şirketlerinin men edilmesi. Ve tabii, şeffaflık ve rekabet anlamına gelen bu koşulu yerine getirmek hükümetin işine gelmiyor.
Sosyal Politika ve İstihdam: “Gelecek yıl, Türkiye'nin özellikle sendikaların toplu sözleşme yapmasına ilişkin çifte baraj yükümlülüğü gibi, etkin bir sosyal diyalogun önündeki engelleri kaldırması, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının daha etkin biçimde uygulanmasını sağlaması, herkes için eşit muamelenin sağlanması amacıyla sosyal koruma, sosyal içerme ve ayrımcılıkla mücadele politikalarını güçlendirmesi gerekmektedir.”
1980 darbesinden bu yana yok edilmeye uğraşılan sendikacılık AKP döneminde bitirildi. AB tarafının özellikle üstünde durduğu sendikalaşma, iş sağlığı ve güvenliği, sendikaların toplu sözleşme yapabilmeleri için gereken eşik değerin düşürülmesi ve kamu personelinin grev hakkı konularında ne kamu ne de özel sektör ikna edilebildi. Aksine Ankara, çalışma dünyası için önem arzeden bu faslı müzakereye açmamak için gereken herşeyi yapmaktadır.
Bu aşamada hatırlatmak gerekir ki Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) uyum için Türkiye'nin sadece bir tek açılış kriterini yerine getirmeye ihtiyacı olduğunu belirtmiştir: “Türkiye'nin hem özel sektör hem kamu sektöründe, özellikle sendikalaşma, grev ve toplu sözleşme haklarına ve ilgili Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmeleri, Avrupa Konseyi Sosyal Şartı ve AB Temel Haklar Şartı ile uyumlu olacak şekilde tüm sendikal haklara saygı gösterildiğini garanti etmesi gerekmektedir.”
Ezcümle, mülteci anlaşması sayesinde AB ile ilişkiler yeni bir döneme girdi palavrası, yukarıda bahsi geçen üç faslın açılması konusundaki mukavemetle ve siyasî, iktisadî, içtimaî, teknik AB uyumu konusundaki laubalilikle faş oluyor.
CENGİZ AKTAR / HABERDAR
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020