Cengiz AKTAR
16. yüzyıl tarihçileri II. Selim’in Ortadoğu fütuhâtı ve halifeliği devralması sonrasında imparatorluğun Hıristiyan-Müslüman dengesinin, ilki aleyhine kökten değişime uğradığını belirtir. Bu eğilim 17. yüzyıl sonunda, yoğun Hıristiyan nüfus barındıran Balkanlara doğru ilerlemenin durdurulması ve Macaristan’ın geri verilmesiyle pekişir.
19.yüzyılla birlikte Yunan bağımsızlığından itibaren art arda gelen bağımsızlıklar, 1912-13’de Balkan Harbi sonrasında Batı sınırını bugünkü sınıra kadar getirir.
Ulus devletleşme, Balkanların Müslüman nüfusunu Anadolu’ya göçmek, keza Kafkaslardaki Rus baskısı ve şiddeti de o toprakların Müslüman nüfusunun hatırı sayılır bölümünü Anadolu’ya intikal etmek zorunda bırakır.
Düzen, denge iyice bozulur ama bu zorla türdeşleştirme/tektipleştirme değildir daha. Osmanlı, Frenk ve İngiliz muadillerinden farklı olarak din, dil, ırk farklarına müdahale etmez. Ama 19. yüzyıl sonu son demleridir.
1915 Ermeni Soykırımı’nda, 1912 Balkan Harbi kayıplarıyla radikalleşen Balkanlı Müslümanların ve Kafkasya’dan göçmek zorunda kalan Müslümanların rolü az buz değildir. Bir yandan yeni vatana yaranma, diğer yandan hani şu “madem öyle işte böyle” diyerek kılıç kuşanan millî duruş…
Osmanlıdan neşet eden son ulus olan ‘Türk ulusu’ bu temeller üzerine yoktan var edilirken mayası, çimentosu, ortak böleni ister istemez İslâm dini olur. Zira başka bir ortaklık yoktur ortalıkta.
Gayrimüslimler bu nevzuhur türdeş ulusun otomatik olarak haricinde kalırlar. Soykırımlar, pogromlar, zorunlu mübadele ve dinî/kültürel varlıkların (kiliseler, manastırlar, okullar, mezarlıklar, belde adları) yok edilmesi sonucunda ‘dinî temizlik’ kemâle erer.
Rakamla anlatacak olursak 1923’te 13 milyon kalmış olan Anadolu nüfusu ondan 10 yıl önce 16 milyondur. Aradaki 3 milyon fark topluca katledilen ve/veya kovulan Gayrimüslimlerden oluşur.
Bugünkü Türkiye büyücek komşu ülkelerle karşılaştırıldığında nüfusu en homojen Müslüman bölge ülkesidir. Başkan’ın ‘tek din’ dediği markadan!
Diğer taraftan, türdeşleşme ile içeride kalanların demografik mühendisliği el ele yürür. Osmanlının ve bütün imparatorlukların asırlardır uyguladığı zorunlu iskân, 19. yüzyıl ortasından itibaren ağırlıklı olarak Kürdleri ve göçerleri hedef alır.
1923’e gelindiğinde nispeten ‘idare edilebilir’ bir ulus devlet vardır. Bakiye ‘baş ağrıları’ Kürd isyanları ve esas Dersim kanda boğulur. 40’ların başında ufak tefek sosyalist çatlak sesler dışında, tekli özellikleri barındıran kenetlenmiş, sınıfsız bir ulus vardır artık.
Bu çok kanlı destanın yeni ve son aşamasındayız bugün. Siyasî İslâm, reisi ve muazzam kitlesiyle her çeşit farklıya cihad ilân etmişçesine çalışıyor. Reis model mühendisliğin tek parti dönemindeki ve ondan önce ulus icadı dönemindeki uygulamalardan farkı, tam da bu kitle desteği. Nüfusun en az yarısı türdeşleştirilmeye can atıyor.
Son beş yılın uygulamaları, Türkiye’nin sadece Başkan’ın tanımladığı Sünnî Türk kimlikle yeniden icat edilmesine, bu kimlikle uyuşmayan kim varsa kamusal alandan, gerektiğinde vatan sathından sökülüp atılmasına çalışıyor.
Alevîler, ‘kötü’ Kürdler, aydınlar, bilim insanları, köleliği reddeden işçiler, gazetecilik yapan gazeteciler, doğa savunucuları, kültür savunucuları, rejimin kadın tarifine uymayan kadınlar, hak hukuk adalet arayanlar, farklı cinsel eğilimliler, kulluk etmeyen Sünnîler, kamuoyuna mal olmuş Cumartesi Anneleri, KHK’lılar, BAK’çılar…
Tüm bu vatandaşlar türdeş, tek, homojen Yeni Türkiye’nin yabanları. Rejimin işi elbet kolay değil ama çabalarını ve esas aldığı halk desteğini küçümsememek gerekiyor.
Rejim ilkin, kamusal alanda ‘kötü Türk’ kitleyi sistemli şekilde ikame ediyor. ‘Kötüler’ tecrit ve tehcir edildikten sonra yerlerine ‘iyiler”’ atanıyor. Konuya vakıf olsa da olmasa da!
İkincisi rejim, total zapt-u rapt altına almaya çalıştığı Kürd illerinde derinlemesine bir mühendisliğe soyunmuş durumda. Yerle bir ettiği yerleşimleri türlü yollarla sadık Kürdlere ve iskân ettiği Suriyelilere tahsis ediyor. Mutenalaştırma, kamulaştırma, mülkiyet gaspı marifetiyle Kürd illerinde nüfus mühendisliği yapıyor.
Üçüncüsü, Suriyeli mülteciler rejimin işlevli hale getirdiği bir kitle. Memleketlerine dönme seçenekleri pek olmayan, şimdiden yüzbinlerle ifade edilen Türkiye doğumlu sayısının hızla arttığı bu kitle tipik bir gönüllü asimilasyon süjesi.
Tıpkı 19. yüzyılda vatanlarından edilen Balkanlı ve Kafkaslı Müslümanlar gibi yeni vatanda mecburen itaatkâr 3.5 milyondan fazla Sünni Suriyeli mülteci, Sünni homojenleştirmede önemli yer tutacak.
Üstelik İdlib’den er veya geç gelecek olan cihatçı birliklerle bir nevî Teşkilât-ı Mahsusa’ya bile sahip olacak rejim.
Provaları Reyhanlı, Diyarbekir HDP mitingi, Suruç, Ankara Gar, Sultanahmet, Ankara Devlet Mahallesi, Antep düğünü, Beyoğlu, Dolmabahçe Stad ve Reina’dır.
Dördüncüsü, rejimin Arab memleketleriyle yürüttüğü enva-i çeşit akçalı faaliyet bağlamında emlâk alarak Türkiye’ye yerleşenler Yeni Türkiye’nin yerlileri olacaklar.
Beşincisi ve belki en vahimi ileriye dönük olarak mektep, Diyanet, kışla tornalarından çıkan tektip nesiller geliyor gümbür gümbür.
Mâlum tektipleştirme, türdeşleştirme, homojenleştirme totaliter ülkeler ve idarelerle birlikte anılır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020