Ceren KENAR
Amerikan Başkanı Barack Obama geçen hafta düzenlenen G-8 zirvesinde Suriye krizinin çözümüne ilişkin “Yemen modelini” önerdi. Bu muğlak ifade üzerinden Suriye için öngörülen yol haritasının tam olarak ne olduğu açık olmasa da –zira Yemen ve Suriye birbirine iki benzemez vaka– Yemen’de yaşanan süreci hatırlayarak genel bir fikir edinmek mümkün.
Tunus’ta başlayan gösteriler akabinde Yemen gösterileri, Mısır ile hemen hemen aynı zamanda başladı. Yirmi iki yıldır iktidarda olan Ali Abdullah Salih göstermelik bazı siyasi tavizler ile göstericileri tatmin etmeyi başaramadı. Güvenlik güçlerinin silahsız göstericilere uyguladığı ölçüsüz ve izansız şiddet, iktidar bloğunda bölünmelere yol açtı, önemli isimler muhalif saflara geçti. Buna güvenlik güçleri içinde yaşanan bölünmeler eşlik etti. Salih ağır yaralarla da olsa, muhalif güçlerin kendisine düzenlediği bir suikast girişiminden hayatta kalmayı başardı. Ancak artan ve devam eden gösteriler karşısında ulusal ve uluslararası desteğini korumak konusunda başarısız oldu. Salih geleneksel müttefiki olan Suudi Arabistan ve Amerika’nın baskısıyla iktidarı bırakmayı kendi rızasıyla kabul etti. Saleh’e yasal dokunulmazlık tanındı ve Salih, ailesi ile Etiyopya’ya taşındı. Yemen’de bu şubat ayında genel seçimler yapıldı, Salih’in yardımcısı Abdurabbu Mansur Hadi başkan olarak seçildi.
Obama “Yemen modeli” ifadesini laf olsun diye kullanmadı elbette. Uluslararası askerî bir müdahale opsiyonuna başvurmadan Suriye meselesini çözmenin yolları uzun zamandır aranıyor. Suriye halkı dışında tüm tarafları ikna edebilecek en maliyetsiz çözüm olarak “Baas rejimini koru, Esed’i gönder” planı görülüyor.
New York Times gazetesinin haberine göre Amerika üç hafta önce Suriye için bir “Yemen Planını” Rusya ile müzakere etmeye başlamış. Rusya’nın tavrı böylesi bir geçiş senaryosu için çok önemli. Yemen’de Saleh’in iktidarı kendi iradesi ile bırakmasını sağlayan, müttefiklerinin bu yöndeki baskısıydı.
Obama hükümeti için Suriye meselesinde uluslararası bir askerî müdahale ihtimal dışı. Ancak uluslararası kamuoyuna Suriye konusunda adım atmaması için zaman tanıma işlevi dışında bir yararı ve görevi olmayan Annan Planı da sallantıda. Planın savunucu ve yürütücüleri dâhil herkes Esed’in planın gerektirdiği hükümlere uygun davranmadığını biliyor. Annan hemen her gün Esed’i plana uymaya çağırıyor. Ölüm sayısı her geçen gün artıyor. Esed rejiminin canilik konusundaki arsızlığı, tüm dengeleri göz ederek adım atmamaya karar veren uluslararası kamuoyunun bile rahatını bozacak cinsten. Bu anlamda Batı kendisi için en maliyetsiz çözüm yolu olan “Yemen Planı”nın işlemesi için duacı.
Diğer yandan Rusya’nın da böylesi bir plana desteği sürpriz olmaz. Rusya için gün geçtikçe Esed rejimi daha da maliyetli hale geliyor. Batı’nın şu an için askerî müdahale gibi bir gündemi olmasa da, Amerikan seçimleri sonrası kartların yeniden karılma ihtimali mevcut. Rusya Baas rejiminin çökmesi ile Suriye’yi tamamen kaybedeceğinin farkında. Bu nedenle eldeki bulgurdan olmamak için, hâlihazırda güçlü ilişkiler içinde olduğu bir rejimi korumak –liderinden kurtulmak pahasına– Rusya için tercih edilebilir bir senaryo olabilir.
Tüm bu hesaplar diplomasi koridorlarında dönerken, Esed öldürmeye devam ediyor ve Suriye’de bulunan gözlemciler bile işini zorlaştırmıyor. Bu hafta sonu Humus’a bağlı, Hule kasabasında 32’si çocuk olmak üzere 98 kişi öldü. Suriye’de hemen her hafta Sabra ve Şatilla tekrar tekrar yaşanıyor. “Yemen modelinden” anlaşılanın ne olduğu belli değil, planın nasıl ve ne zaman uygulanacağı da keza öyle. Fakat açık olan şu ki plansızlık durumunda geçerli olan plan Esed’in planı. Ve Esed’e planı için ilham veren model “Ruanda modeli.”
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017