Demiray ORAL
Öyle bir başbakana sahibiz ki, ne zaman BDP’lilere çok ağır eleştiriler yapıp köprüleri atsa, biz bundan Öcalan veya PKK ile görüşmelerin başladığı sonucunu çıkarıyoruz.
Sonra da buna sevinelim mi, üzülelim mi işin içinden çıkamıyoruz.
Yine böyle günlerdeyiz.
Başbakan son olarak “Herkesle her şeyi konuştuk, konuşuyoruz” dedikten sonra eklemiş, “ancak teröristlerle kucaklaşanlarla bizim konuşacak hiçbir şeyimiz yok”.
BDP milletvekili Hasip Kaplan da Başbakan’ın son günlerde partilerine yönelik artan performansından yola çıkarak, “Ne zaman BDP’ye sert ifadelerle yüklenirse, o zaman başka kanalların devreye girdiğini biliyoruz. Ben Başbakan’ın bu tavrından İmralı’da görüşmelerin başladığını tahmin ediyorum” demiş.
Yani o da Kürtlerin oylarıyla seçtikleri temsilcilerini Başbakan’ın yok saymasından, Kürt sorununu çözme teşebbüsünde bulunacağı gibi tuhaf bir sonuca varmış.
Tuhaf olan sadece bu olsa iyi.
Önce “Oslo görüşmeleri yeniden başlayabilir” diyor Başbakan...
Ardından, “Gerekirse yarın MİT Müsteşarı’nı İmralı’ya yollarım, yeter ki akan kan dursun” diyor...
Sonra “Teröristle kucaklaşanlarla asla konuşmayız” diye noktalıyor...
Görüşmelerin yeniden başlaması adına PKK yerine Oslo, Öcalan yerine İmralı denmesine itirazım yok.
Ama üstlerine çiziği atabilmek için BDP yerine “teröristle kucaklaşanlar” denince, doğal olarak adamın aklına şu soru geliyor: Oslo’da görüştüğünüz kim? PKK.
Peki, İmralı diye kodladığınız Öcalan kim?
PKK’nın cezaevindeki lideri.
Bu durumda Başbakan’ın mantığına göre “teröristle kucaklaşanlarla” konuşmayıp, “teröristin kendisiyle” konuşma gibi bir tuhaflık hâsıl oluyor.
Kürtlerin seçtiği vekilleri yok sayarak Kürt sorununu çözmeye teşebbüs etmek...
“Terörle irtibatını kesmedi” diye BDP’lilerle konuşmayı reddedip, bizzat “terörist” olarak nitelediği PKK’lılarla masaya oturmaya hazır olduğu mesajını vermek...
Gerçekten de AKP hükümeti son zamanlarda hepimizi Uzay Yolu’ndaki Mr. Spak’a çevirdi.
Öyle tuhaf, çelişkili tavırlar takınıyor ki Kürt sorununda, biz toplum olarak yaptıklarına boş gözlerle bakıp “mantıksız... mantıksız...” diye söyleniyoruz.
Misal, tam “Gerekirse İmralı’yla yarın görüşürüz, yeter ki netice alınsın” diyor ve umutlanıyoruz...
Hemen arkasından bir AKP’li vekil çıkıp, 80’ler dizisindeki butik Ali kıvamında “bize her şeyi deyin ama Kürtçe eğitim demeyin” diyor...
Bu sefer biz Mr. Spak’a bağlayıp “mantıksız” diye söyleniyor ve soruyoruz: Peki anadilde eğitim olmadan neyi, nasıl çözeceksiniz?
Cevap yok.
Misal, tam Cumhurbaşkanı BDP’lilerle görüşüyor, hafiften iyimser bir hava oluşuyor...
Hemen ertesi gün Başbakan çıkıyor ve “Bize her şeyi deyin ama BDP’lilerle görüş demeyin” diyor.
Biz yine “arıza” yapıp soruyoruz: Peki dört milyon oy alan BDP’yi yok sayarak Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz?
Cevap yok.
AKP, Kürt sorununda “durmak yok kafa karıştırmaya devam” sloganıyla tam gaz kaptırmış gidiyor.
Biz ise kenardan seyredip, papatya falı bakarak anlamaya çabalıyoruz.
AKP hükümeti Kürt sorununu çözmeyi gerçekten istiyor mu istemiyor mu?
Barış istiyor mu istemiyor mu?
Bir gün öyle, bir gün böyle...
Sorun sadece bizim papatya falı bakmamız, kafamızın karışması olsa AKP yeryüzünün en tuhaf hareketlerinde bulunsun, bizi “Kürt sorunu manyağı” yapsın; neşeleri bilir.
Ama her gün kan akıyor, insanlar ölüyor bu memlekette.
Misal 500 civarında Kürt tutuklu cezaevlerinde açlık grevinde.
Eylem 41. gününde. Doktorlar kritik eşiğe gelindiğini söylüyor.
Açlık grevindekilerin talepleri Kürtçe eğitim ve savunma hakkı ile Öcalan’ın tecridinin kalkması.
Şimdi hükümet yine “bize her şeyi deyin Kürtçe eğitim demeyin”, “bize her şeyi deyin Öcalan’ın tecridi demeyin” tavrına devam mı edecek?
İyi de “Kürtçe” demeyince “Öcalan” demeyince başka ne desin size Kürtler?
Köylerinin, kasabalarının adı değişsin, eski Kürtçe adı geri verilsin diye mi açlık grevi yapsınlar?
AKP artık barış isteyip istemediğine bir karar vermeli.
Eğer istiyorsa ilk adımı çarşamba günü İmralı’ya giden şu “bozuk” kosteri çalıştırarak atsın.
O gün avukatlarıyla Öcalan görüşürse hem yeni bir başlangıç olabilir, hem de onun ağzından çıkacak iki kelimeyle açlık grevleri biter.
Aksi takdirde bu bayramda cezaevindeki Kürtleri de kurban edebiliriz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013