Demiray ORAL
Radyoda iki tanınmış şahsiyet kavga ediyordu.
Biri memlekette ne şahane şeyler olduğunu anlatıyor, diğeri ona zinhar katılmayıp “Bölgeye bahar bir gelsin görürsünüz çözümü...” diye ayar veriyordu.
Yan koltuğunda oturduğum taksici ise acayip mutlu, mesut onları dinliyordu.
Tartışma alevlenip, silahların bırakılması, PKK’lıların çekilmesi misali ayrıntılar konuşulmaya başlanınca benim taksicinin mutluluğu daha da arttı, hatta keyfinden bir “barış sigarası” bile yaktı.
Aslında tartışma bir hayli kısır seyrediyordu.
Misal çözümü savunan şahsiyet, “Kandil’in başındaki isim onayladı, silah bırakma ve çekilmede en önemli pürüz bile ortadan kalktı” diyecek oluyor...
Diğeri birkaç cümle edip aynı yere bağlıyordu: “Bölgeye bahar bir gelsin görürsünüz çözümü...”
PKK’nın Avrupa kanadı da artık çözümden dönüş yok dedi ama...
“Bölgeye bahar bir gelsin görürsünüz çözümü...”
Örgüt, militanlara süreci anlatmak için konferanslar düzenleyeceğini bile açıkladı...
“Bölgeye bahar bir gelsin görürsünüz çözümü...”
Baharda çatışma bekliyorsunuz anlaşılan ama bu gidişle baharda çekilme çoktan başlamış olacak...
“Bölgeye bahar bir gelsin görürsünüz çözümü...”
Yeryüzünün en negatif insanı baharı bekleyen kumrular misali aynı lafı tekrarlayıp durdu.
Diğer tartışmacı sonunda minik bir kriz geçirdi ve “Bahar bahar deyip duruyorsun... Nereden biliyorsun peki örgütün havalar düzelince eylem yapacağını” diye sorma gafletinde bulundu.
Baharı bekleyen kumrunun cevabı valla aynen şöyleydi: “Eğer yalansa, yayına bağlanıp beni yalanlasınlar efendim!”
Az sonra radyoda canlı tel. bağ. kontenjanından Bahoz Erdal açıklama yapmıyordu elbette.
Sunucu herhâlde sözkonusu konukta şuur kaybının doruk yaptığına karar verdi ve münazarayı sona erdirdi.
Böylece konuşma sırasının taksiciye geldiğini biliyor, kaderime razı olmuş bekliyordum.
İlk lafı “Çok güzel ya...” oldu.
Dört yol ağzında lüks bir arabaya kafa çıkarıp yolunu gasp ettikten sonra konuşmaya devam etti.
“Üç ay önceye kadar neler dinliyorduk şu radyodan, şimdi neler konuşuluyor, vallahi hayal bile edemezdik. İki günde bir yarım düzine askerin şehit olduğu haberi gelirdi, arkasından operasyon başlardı, operasyondan yeni şehit ve ölüm haberleri gelir, hepsi biter bu kez bir karakola saldırılırdı. Bu kez karakolların güvenliği üzerine tartışma yapılır, daha o konu bitmeden yeni bir çatışmadan şehit haberi gelir her şey baştan başlardı...”
Kafamla onayladım kendisini. Ama taksi ve minibüslerde şoförü onaylamanın, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek bir ilke olduğunu bildiğim için değil, gerçekten hak vererek onayladım.
Arabada inince, taksiciden aldığım feyiz ile daha önce hangi haberleri dinliyorduk bir bakmaya karar verdim.
Çözüm sürecinin başlangıcı olarak kerterizi yılbaşından alıp, geçen senenin ilk dört ayında gündemimizi nelerin belirlediğine göz attım.
Seneyi bir öncekinden devreden Roboski faciasıyla kapattığımız için ocak ayına Uludere Kaymakamı’nın linç girişimi haberiyle başlamışız.
Sonra nisana kadar olaylar şöyle seyretmiş...
Mardin Derik’te Emniyet’e roketli saldırı, Genelkurmay Başkanı Özel’in bir önceki yılın “istatistiğini” veren “Son altı ayda 327 terörist etkisiz hâle getirilmiştir” açıklaması, yine Özel’in “Kürtçe eğitimi uygun görmüyorum” demeci, güvenlik politikası döneminin içişleri mütehassısı İdris Naim Şahin’in Meclis’te BDP’lilere Uludere fırçası atıp “Cenazelerin üzerine örttüğün o bez parçasının hesabını ver bakalım” sözleri, iki günde bir bölgeden gelen 20’li 30’lu KCK gözaltıları, bu operasyonlardan birinde Leyla Zana’nın evine çilingir ile girilip arama yapılması, Zap ve Hakurk’a yapılan hava operasyonları, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve yardımcılarının Oslo görüşmeleri nedeniyle savcılıkça ifadeye çağrılması krizi, operasyonlardan gelen tek haneli şehit ve çift haneli PKK’lı ölümü haberleri, Fidan’ı kurtarmak için MİT yasasında değişiklik, mayın patlamaları ve şehitler, Pozantı Cezaevi’nde taciz mağduru olan çocuğa tutuklama, önce İstanbul’da başlayan ardından tüm bölgeye yayılan Newroz savaşları, Batman’da bir polisin Ahmet Türk’e sol kroşe çıkarması, KCK iddianamesi ve Büşra Ersanlı, Ragıp Zarakolu gibi isimlerin terör örgütü üyeliği ile suçlanması, Cudi dağında günlerce süren büyük operasyonda altı polis ile 25 PKK’lının ölümü, gazete ve televizyonların Genelkurmay’ın dağıttığı operasyon fotoğraflarından geçilmemesi, yine şehit yine etkisiz hâle getirilme haberleri...
Bu sene nisana kadar ne konuştuk?
Çok şey... Ama yukarıdakilerin hiçbirini konuşmadık.
Tek bir genç ölmedi.
Ve PKK çekilmeyi kabul etti.
Daha ne istiyoruz peki?
Şunu: Bölgeye bahar bir gelsin de görelim şu çözümü...
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013