Demiray ORAL
Ayının yavruları acıktı.
Yemek aradı, bulamadı.
Ayının yavruları susadı.
Su aradı, bulamadı.
HES’lerle girip barajlarla çıkmışlardı doğal yaşam alanlarından.
Ne orman kalmıştı doğru dürüst, ne de dinamitlenmeyen nehir.
Günlerce aç, susuz kaldılar.
Sonunda ayı köye doğru gitti.
Bakkala girip “bir fırın ekmek, 100 damacana su” diyemeyeceği için de meyve bahçelerine ve suya doğru yöneldi.
Fakat fazla aşağı inmişti.
Ya da daha doğrusu, insan denen tür fazla yukarı çıkmıştı doğayı yok etmeye debelenirken.
Karşısına iki insan çıktı ayının.
Onları öldürdü ve kaçtı.
Adı bir anda “katil ayı” oldu.
Oysa düne kadar nesli tükenen, koruma altındaki boz ayıydı.
Mahkeme hemen kuruldu, “katil ayıya yakalama emri” çıkarıldı.
Tebligat, gazete ve televizyonlardan yapıldı ayıya.
“Aç kalınca köye indi” deniyordu tebligatın yapıldığı o haberlerde.
Kimse, “demek ki aç kalmazsa...” diye düşünmedi.
İnsan türü “kana kan, intikam” istiyordu.
Fakat maalesef koruma altındaydı boz ayı.
Böyle günler için var olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı ışık hızıyla devreye girdi.
Derhal korumayı kaldırdı, “vur emri” çıkardılar boz ayı hakkında (Bakan Veysel Eroğlu da böylece tarihe geçti).
Bir anda tüfekli adamlar ve profesyonel avcılardan oluşan ekiplerle doldu köy.
Kamyonetlerin arkasına doluşup sürek avına çıktılar.
Amerikan filmlerindeki köle avına benzer sahneler izlemeye başladık her akşam televizyon haberlerinde.
İnsan denen tür gezegene karşı başlattığı savaşta, bir cephe de Erzurum’un İspir Vadisi’nde açmıştı.
Boz ayı görüldüğü yerde vurulacaktı.
Bir gün, iki gün, üç gün derken “katil ayı” bir türlü bulunamadı.
Bu kez sinirlendik, medyada “Katil ayı akıllı çıktı” haberleri görmeye başladık (neyse ki henüz “katil ayı akıllı olsun akıllı!” diye gözdağı veren yok).
Peki, görüldüğü yerde bileti kesilecek olan bu ayı neden köye, yani “fazla aşağıya” inmişti?
Dedim ya, gözünü para bürümüş olan insan türü “fazla yukarı çıktığı” için.
Bakın İspir’de yaşayanlar nasıl anlattılar bu durumu: “SOYAK tarafından inşa edilen Gülbağ HES’inin yapımı sırasında ayıların su yatakları dinamitlendi. Normalde bu bölgede ayıları yavrularıyla birlikte sürekli görürdük, insandan kaçarlardı. Çoruh ve tüm kolları HES ve baraj nedeniyle şantiye ve dinamit yatağına döndüğü için ayılara sığınacak yer kalmadı. Ayılarla aramızdaki düzeni HES ve barajlar bozdu.”
Bir de bilim adamlarından dinleyelim aynı gerçeği. Erzurum Atatürk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dekanı Profesör Mustafa Atasever anlatsın: “Vahşi hayvanların yaşam alanları giderek daralıyor. Bunda özellikle bölgede inşaatları süren HES’ler ile ayıların yediği yaban meyve ağaçlarının kesilip yakacak olarak kullanılmasının etkisi var. Aç kalan havyanlar yerleşim yerlerine inmek zorunda kaldı.”
Peki, iki insanı öldüren ayıyı bırakalım da ortalıkta dolansın mı, diyecek aklı evveller çıkacaktır.
Bakın kıymetli arkadaşlar.
Birincisi, “katil ayı”yı vurunca diğer ayılar “aman kimseye saldırmayalım bunların şakası yok” falan demeyecekler.
Yani Ceza Kanunlarından bildiğiniz “caydırıcılık” orman kanunlarında pek işlemiyor.
İkincisi, bilim adamları ne yapılması gerektiğini söylüyor: Ayıyı uyuşturarak yakalayıp, bir rehabilite merkezine koymak. Rehabilitasyon bitince de yeniden doğaya salmak.
Ha tabii bu arada bilim adamlarının, hiçbir memeli hayvanın doğrudan insanı hedef almadığını, ancak kendisine ya da yavrularına zarar verilirse saldırdığını söylediğini de bilgi olarak eklemem lazım (bak sen, bizim ayı sadece “akıllı” değil aynı zamanda “öç alma güdüsü” ile hareket etmeyecek kadar da gelişmiş).
Şimdi toparlamaya çalışalım.
Ayı acıktı, yemeğini yok etmiştik yiyemedi.
Ayı susadı, suyunu dinamitlemiştik içemedi.
Ayı insan öldürdü, misilleme için vur emri çıkardık.
Bir kısmımız ayıyı yok etmenin peşinde, bir kısmımız HES’lerle, barajlarla doğal yaşam alanlarını yok etmenin.
Ayının öç güdüsü yok, kendisine zarar verilmezse kimseye saldırmıyor; bizdeyse doğuştan doğayı yok etme içgüdüsü var.
Ayı kaçmayı başardı, akıllı çıktı diye sinirlendik
Bizse ormanlarımızı, suyumuzu yok edenleri kaçıracak kadar bile akıllı çıkmadık ama bu halimiz hiçbirimizin umurunda değil.
Şimdi toparladığımızı bir soruyla dağıtalım.
Eeee, şeyyy... Çok affedersiniz ama... Ayı kim?
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013