Demiray ORAL
Fenerbahçe mevzuunda kafası en karışık ikinci Fenerbahçeli kesinlikle benim. (Birinci kim mi? Bulanlar bulamayanlara söylesin. Bulanlardan hiç tanıdığı olmayan bulamayanlar üzülmesin, ben onlara söyleyeceğim müsait bir yere gelince.)
Üst üste iki gece, iki uzun meyhane masası dolusu taraftarla araştırma şirketi kıvamında yüz yüze yaptığım görüşmeden sonra bu kanaate vardım.
Neyse... (Unutmamayım kendime not: Bir gün eğer dergi çıkarırsan adını Neyse koy. Neyseler memleketi için başarılı bir ad olur.)
Neyse... Fenerbahçe taraftarları kabaca ikiye ayrılıyor muhterem okur.
Her iki grubunda ortak yanı, ortada yürütülen bir “Fenerbahçe operasyonu” olduğuna kanaat getirmiş olmaları.
Ancak aralarında mühim bir fark var.
Birinciler, Aziz Yıldırım üzerinden yürütüldüğüne inandıkları bu operasyonu kimin, hangi hedefle yaptığını sorguluyorlar, yaz aylarından bu yana olan bitenin çetelesini tutup cevaba ulaşmaya çalışıyorlar. Ancak cevabı bulamıyorlar.
Yine de cevabı bulamadıkları için komplo teorilerine çivileme atlamıyorlar.
Hatta bu ilk gruptaki Fenerbahçeliler, en azından sürecin başında, “temiz futbol” için bir soruşturma başladığını düşünüp destek vermiş arkadaşlar. Ancak daha sonra yaşananlarla bu inançları uçmuş gitmiş.
Özellikle, hesapta gizli olması gereken hazırlık soruşturması sırasında polisin medyaya yaptığı bol kepçeden malzeme servisiyle kamuoyunun biçimlendirmeye çalışılması, medyanın da bu malzemeyi sorgusuz sualsiz yayınlamasıyla 28 Şubat sürecinin tek yumurta ikizi misali bir operasyonun yaşandığını söylüyorlar.
Bu düşüncelerini, medyada yaz aylarında “sağlam deliller” diye çıkmış ama bugün iddianamede esamisi bile okunmayan çok sayıda örnekle açıklıyorlar.
Ancak maalesef asıl çoğunlukta olanlar ikinci gruptakiler.
Ve onlara Facebook’ta “Zırva tevil götürmez” adlı bir sayfa rahatlıkla açılabilir.
Böyle diyorum çünkü onların zaten Facebook’ta çeşitli sayfaları var; adları “Cemaat akıllı ol Fenerbahçe ile uğraşma”, “Cemaatin gücü Fener’i yenemez” tarzında.
Kısaca “Cemaat” denen memleket paranoyası bu arkadaşların aklını başından uçurmuş.
“Cemaatin gücü Fener’i yenemez” muhabbeti yapanlara, “Cemaat Gücü diye bir takım mı var?”mavrasını yapmış bulundum ve çok pişman oldum.
Bir çırpıda saydıklarından aklımda tutabildiklerimi sıralıyorum:
Hedef Fenerbahçe’nin 30 milyonluk oy kitlesi, Aziz Yıldırım döneminde cemaat kulübü bir türlü ele geçiremedi ve sonunda bu operasyon başladı, amaçları yaklaşık bir milyar avroluk futbol pazarını kontrol altına almak, Fenerbahçe’den sonra diğer kulüplere de sıra gelecek hepsinin yönetim ve delege yapısı değişecek, Fenerbahçe’yi ele geçirip Arap sermayesine satacaklar, Hayır Araplara satmayacaklar cemaatten bir işadamı başkan olacak, sadece Fenerbahçe’yi değil Kadıköy’ü ele geçirmeyi hedefleyen müthiş bir planın parçası bu operasyon, Evet doğru böylece Kalamış’tan Salı Pazarı arazisine kadar birçok yeri ele geçirecekler, dikkat edin AKP’nin oy alamadığı iki yere de sırayla operasyon yapıldı önce Kadıköy’e sonra Dersim olayları ortaya atılıp Tunceli’ye...
Yeter sanırım di mi?
Dur dur yetmez, çünkü en şahanesini unuttum: Cemaat 1907’den beri Fenerbahçe’nin ezeli rakibidir!(Artık bu noktada Fethullah Gülen’in 1941 doğumlu olması gibi mantıklı açıklamaların bir manası yok elbette.)
Şimdi bu arkadaşların şuursuz teorileri elbette durup dururken ortaya çıkmıyor.
Misal temmuz ayında, Aziz Yıldırım tutuklandıktan hemen sonra, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu toplantısı yapılıyor ve orada Divan Başkanı olan Yüksel Günay, “Hiçbir tarikat, İslam örgütü zemininde bir yapılanma bu kulübün içinde var olamaz. Biz laik düzende, laik anlayışla spor yapıyoruz” deyip acayip uzun bir alkış alıyor.
Sonra da şuursuzluk tıpkı ruh hastalığı gibi bulaşıyor.
Sanırım bu hastalığın bulaşıcı etkisinden insanları korumak için “Şike Operasyonu” denen şeyin gerçekten bir “Temiz futbol” operasyonuna dönüşmesi, öncelikle ilk gruptaki taraftarlara büyük resmi doğru bir biçimde göstermek ve ikna etmek gerekiyor.
Yoksa biz Fenerbahçeliler memleketin kafası en karışık insanları olarak yaşamaya mahkûm kalacağız.
Dedim ya, yaptığım muhabbetlerinden sonra kafası en karışık ikinci Fenerbahçeli sıfatını kendime verdim.
Yazının sonuna gelmemize rağmen hâlâ birinci kim diye soranların olduğunu duyuyorum. İlla CHP’ye bulaştıracaksınız yani adamı.
Peki, söylüyorum: Tabii ki Kemal Kılıçdaroğlu.
Düne kadar Lefter’i Fenerbahçe kalecisi diye bildiğine göre kimbilir Aziz Yıldırım’ı neci sanıyordur?
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013