Demiray ORAL
Medeni memlekette yaşamak başka oluyor canım.
Sabah uyandım, evin diğer şahsiyeti medeniyet dili Türkçe ile “günaydın” dedi bana.
Her sabah “Rojbaş” diyen bir sevgilim olmadığı için ne kadar şanslı olduğumu düşünüp medeni halime şükrettim.
Gerçi benim cevabım hafif tertip homurdanmak tadında çıktı ama bunun sebebi Kürt olup medeni olmayan bir dilde “günaydın” demem değil yeminle.
Sadece uyanmam ile ilk kahve arasında geçen müddet esnasında “lanet” bir adam oluşum.
Daha sonra medeni bir çift olmanın mutluluğuyla birbirimize bakıp, güne başladık.
Evin diğer şahsiyeti üç-beş kelime de olsa medeniyet dilini bilen köpeğimizi salona çiş yaptığı için gayet medeni bir Türkçe ile fırçalarken, ben de medeni memleketimin medeni gazetelerini kapıdan aldım.
Önce, kendi dilini konuşmasını yasakladığımız bir halkın yaşadığı coğrafyada yapılan son operasyonu ve gözaltıları okudum gazetelerde.
Ardından, gözaltında kaybedilen ve seneler sonra toprak altından kemikleri çıkan aynı halka ait haberlere gözattım.
Böyle bir medeniyetin parçası olduğum için gurur duydum.
Ne mutlu ... ... dedim kendi kendime.
Sonra evin diğer şahsiyetini çağırdım, haberleri ona anlattım, o da çok mütehassıs oldu ve birlikte tekrarladık: Ne mutlu ... ...!
Biz birlikte bağırınca, köpeğimiz de gaza gelip havladı.
Çok medeni değildi kullandığı lisan ama bizimle “duyguda birlik” ilkesini uyguladığını düşünüp onu affettik.
Gazeteler bitince televizyonu açtım.
Medeniyet dili Türkçede yayın yapan medeni kanallarımızı izledim.
Gayet medenice zap yapıyordum ki, birden o da ne!
Araya medeniyet dili olmayan bir dilde kimi konuşmalar karışmasın mı?
Önce “bölücüler” uydu yayınında korsan koydular sandım.
Fakat sonra idrak ettim ki meğer medeni olmayan dilde yayın yapan bizim pek medeni TRT’imizin 6. kanalıymış.
Bu kanalın medeniyet dili olmayan Kürtçedeki adı TRT Şeş’miş.
Bizim ödediğimiz medeni vergilerle medeni olmayan bir dilde yayın yapılmasını esefle karşılayıp televizyonu kapattım...
İsterseniz hazır kaptırmışken medeni günümün kalanını da yazayım ama ben bile kendimden sıkıldım.
Bunları neden yazdığımı biliyorsunuzdur herhalde, bilmeyenlere de derhal bildireyim.
Kısa bir müddet önce, “Kürtlerin bütün haklarını vereceğiz” deyip memleketteki kimi yürekleri kızgınlıktan, kimilerini de umutla hoplatan Bülent Arınç, “Bir medeniyet dili midir Kürtçe? Kürtçe eğitimin kaliteli bir eğitimin olabileceğine inanıyor musunuz? Böyle ana dilde eğitimi düşünmüyoruz. Anadilde eğitimin Türkçe olması hem beraberlik sağlıyor hem Türkçe bir medeniyet dilidir. Şartlar elverirse Kürtçe sadece seçmeli ders olabilir” demiş.
Böylece Bülent Arınç’ın sözlerinin de tıpkı kanunlar gibi makable şamil (geçmişe yürürlü) olmadığını öğrenmemiz bir yana, Kürtlerin Kürtçe eğitim taleplerine bundan böyle nasıl karşılık vereceğimiz de belli oldu: Sizin diliniz medeni değil arkadaşım, bu yüzden ancak şartlar elverirse seçmeli ders olabilir!
Elbette bu memlekette yaşayan 15 milyona yakın bir halktan söz ettiğimize göre, Kürtlerin hayatın diğer alanlarındaki talepleri için de aynı mantık geçerli olmalı.
Mahkemede ana dilde savunma yapmak isteyene: Olmaz çünkü diliniz medeni değil ancak şartlar elverirse seçmeli dilde savunma yapabilirsin...
Tedavi olmak isteyene: Olmaz çünkü diliniz medeni değil ancak şartlar elverirse seçmeli dilde tedavi olabilirsin...
Âşık olmak isteyene: Olmaz çünkü diliniz medeni değil ancak şartlar elverirse seçmeli dilde âşık olabilirsin...
Küfür etmek isteyene: Olmaz çünkü diliniz medeni değil ancak şartlar elverirse seçmeli dilde küfür edebilirsin...
Kimse abarttığımı düşünüp zıplamasın hemen.
Hatırlatırım, bu memlekette Musa Anter gençlik senelerinde “Kürtçe ıslık” çaldığı gerekçesiyle gözaltına alınmıştır.
Ne diyeyim ki başka...
Böyle bir medeniyetin parçası olduğum için gurur duyuyorum.
Onu zaten söylemiş miydim?
Olsun, bir kez daha söyleyeyim, çünkü bu yazının sonuna en yakışanı hâlâ o.
Hem ayrıca medeniyet dili Türkçeyi kullanarak, mükerrer gururlanamaz mıyım memleketimle ben canım!
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013