Demiray ORAL
Sualler üzerime yağmur gibi yağmaya başlamıştı…
Tutukluluk konusunda tam olarak ne değişti yani şimdi?
Tutukluluk hali yerine getirilen önlemler kime uygulanacak, kime uygulanmayacak?
Bir mahkeme tutukluları salıp yerine adli kontrol uygularken bir başkası tam tersi karar verirse ne olacak?
Diyorlardı…
Bir cevap bulamamıştım ki sorulara…
İmdadıma yüce Türk yargısı yetişti.
Daha verilen ilk kararlar gösterdi ki, başta beyaz Türkler olmak üzere bilumum
Türkler yeni düzenlemeden yararlanıp hapisten çıkacak, Kürtler ise içerde kalmaya devam edecek.
Bunun ilk misali BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız oldu.
Diyarbakır’daki Özel Yetkili Mahkeme, BDP’li vekilin adli kontrol uygulanarak serbest kalması yönündeki talebi reddetti.
Yine Diyarbakır’da BDP ve KCK tutuklusu 30’u aşkın sanığın tahliyesi de kabul edilmedi.
İstanbul’daki KCK davasında avukatların yeni paket uyarınca yaptıkları, başta görevsizlik olmak üzere tüm talepleri aynı akıbete uğradı.
Memleketin batısındaki davalardan ise tahliye haberleri gelmeye başladı bile.
Herhalde bu haftanın ilk günlerinden itibaren Balyoz, Ergenekon gibi davaların sanıkları da serbest kalmaya başlayacak.
Bence hiç mahsuru yok, tutuksuz yargılansınlar elbette.
Derdim, bunca eşitsizlik varken bir de Özel Yetkili mahkemelerin sadece Kürtler için mesai yapan yerler haline dönüşme tehlikesi.
Enteresan bir memleketiz gerçekten.
Kürt sorunu denen şeyin tamamen bir “eşitsizlik” sorunu olduğunu hayat bize öğretti.
Ve bu eşitsizliklerden herhangi birini gidermek için uzun debelenmelerden sonra kırk yılın başı bir adım atıyoruz bazen.
Fakat daha insanlar buna sevinemeden o eşitsizliklere derhal bir yenisi eklemeyi başarıyoruz.
Herhalde gönülsüzlükten olsa gerek, bizimkiler Kürt sorununda “adım atmayı” çocuklukta oynanan bir oyunla özdeşleştiriyorlar bilinçaltlarında. Adım atılarak oynan “aldım verdim” oyunuyla.
Bilgisayar mahpusu zamane veletleri için hatırlatayım, o oyunda kendi takımına eş seçmek için iki taraftan birer kişi sırayla “aldım verdim, ben seni yendim” diyerek karşılıklı birbirlerine doğru adım atarlar.
Neticede kim ilk olarak diğerinin ayağına basarsa, o kendi takımına istediği isimleri seçer.
Ancak dediğim gibi, bu oyun çocuklar arasında oynanırken sokağın adaleti gereği adımlar “sırayla” atılır.
Bizimkilerin ise öyle bir adaleti yok. “Aldım verdim ben seni yendim” diyerek, asla sıra gözetmeden karşı tarafın ayağına basana kadar bodoslama gidiyorlar.
Sonra da kazanıyorlar.
Böylece hem hesapta “adım atmış” oluyorlar, hem de her koşulda kazanmış.
Ama aslında hep “alıyorlar”, hiç “vermiyorlar”. Böylece bizimkilerin oyunu da “aldım aldım, ben seni yendim” oluyor doğal olarak.
Tebrikler…
Ancak şunu da hatırlatmak isterim.
Sürekli kazanmak için her numarayı yapan çocuklar mahallede sevilmezler.
Sonları ise yalnızlıktır.
Bir müddet sonra ancak kendileri gibi olan numaracı çocuklarla, kendi aralarında oynarlar. Biliyorum, bizimkiler bu yazdıklarıma içlerinden “Sen sıkma canını, mahalle bizim” diye cevap veriyorlar ama aslında fena halde yanılıyorlar.
Çünkü mahallede her zaman onlar gibi olmayan ve olmayacak çok çocuk vardır.
Tutukluluk hâlleri
Biz, Türk elitlerinin yargılandığı Balyoz, Ergenekon misali davalar ve Kürtlerin yargılandığı davalardaki tutukluk hallerine kaptırmış giderken, bir de sıradan insanların tutukluluk halleri var.
Maalesef onların bazılarının hâli hâl değil ve bu durum kimsenin umurunda değil. Çünkü örgütleri yok, partileri yok, duruşma salonlarını dolduran etkili yakınları yok, avukat kızları yok, gazeteleri yok, internet siteleri yok, cezaevi günlerini anlattıkları kitapları yok…
Onlardan biri Muhlis Barut. Haberi Evrensel’de okudum.
Adam karaciğer kanseri, doktorlara göre altı ay ömrü ancak var ve cezaevinde tutuklu.
İçeri girmesinin nedeni ise yeşil kartının iptal edilmesi ve ilaçlarını alamaması üzerine bir anlığına delirmesi. Yeşil Kart Bürosu’ndaki memurla tartışıyor ve havaya bir el ateş ediyor. Kurşun kimseye isabet etmiyor, üstelik kendisi bir polis tarafından ayağından vuruluyor.
Muhsin Barut tutuklanıyor ve mahkeme “Adam öldürmeye teşebbüs” suçundan tam 17 sene ceza veriyor. Dosyası Yargıtay’da. Ancak Barut’un Türk adalet sisteminin kaplumbağasını bekleyecek kadar zamanı yok.
Son günlerini ailesiyle geçirsin diye yapılan tüm başvurular bugüne kadar reddedilmiş.
Bakalım yeni düzenleme onun gibilerin “tutukluluk hâli” için de derman olacak mı?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- GGŞEÖ üyesiyim
31.05.2015 - Peki aslında hangi takımı tutuyorsun?
23.09.2014 - Ne öğrendik bütün yaşadıklarımızdan?
13.06.2014 - Kaybederken kazanmak
2.04.2014 - Cemaat’in maksadındaki gaye!
16.02.2014 - İnadına ‘L’amour’ diyen adam bizimkilerin ahlakını bozar mı?
13.01.2014 - Kimdir bu “hukuk devleti” adlı arkadaş?
6.01.2014 - “Son taarruz”dan sonraki gün
29.12.2013 - Olan biten üzerine serbest stil…
19.12.2013 - Eyyy ahali, Romalılar, uzaylılar…
11.11.2013
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
lisa marie
sayin margulies ellerinize saglik bircogumuzun dusuncesine tercuman olmussunuz siz ve sizin gibi yazarlar bu memlekete demokrasiyi gercek hukuku insanligi ozgurlugun gelmesini saglayacak ve bizde siradan vatandas olarak sizleri sonuna kadar destekleyecegiz unutmayin ki sayimiz hicte az degil ve gittikcede cogaliyoruz bundan sonrasini idris sahin gibi fasistler dusunsun ayrica demokratik ulkelerde o mitingden sonra yanliz idris bey degil basbakanin bile istifasi beklenirdi