Doğan AKIN
Yaklaşık dört yıl önce Taksim’deki mütevazı bir ofiste bağımsız gazeteciliği kurumsallaştırmanın mümkün olup olmadığını tartışırken T24’ü bir “masal” gibi görmüştük; başımızı sokabileceğimiz bir masal.
Malum, para, gerçeklerden intikamını gazetecilik üzerinden de satın alabiliyor!
Grup medyalarının; finansal ihtiyaçların aşırı telafisi ve bu aşırılığın buyurduğu habercilik dışındaki görevler nedeniyle varlık içinde yokluk çektiklerini biliyoruz. Gerçeği porsiyonlara bölüp haber ayıklamaktan, olayları çarpıtmaktan, yazmak kadar yazmamak kabilinden de icra edilen bir gazeteciliğin içine düştüğü yokluktan söz ediyorum. Habercilik dışındaki menfaatler için satın alınmış bir yoksunluk, açgözlülüğün alınyazısı bir yoksulluk...
Madalyonun diğer yüzünde yokluk içinde varlığı yaşayan bir internet gazeteciliği var ve giderek haberciliğe birinci sırada ağırlığını koyuyor.
Editoryal bağımsızlığı savunduktan sonra “Başbakan’ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarı”gerekçe gösterilerek Milliyet’teki köşesi kapatılan Hasan Cemal’in bağımsız internet gazetesi T24’te yazmaya başlamasına mim koyun. Zira muhabir, editör, Ankara temsilcisi, genel yayın yönetmeni ve yazar olarak Türkiye medyasına damga vurmuş 45 yıllık bir gazeteci olarak Hasan Cemal’in serüveni, internet gazeteciliğinde bir dönüm noktasını da haber veriyor.
Bağımsız habercilik, bu topraklarda ilk kez internette gazetecilik imkânlarıyla tünelin ucunda göründü. Ancak mali bağımsızlık, bağımsız gazetecilik için zorunlu şart olmakla birlikte yeterli değil. Bugün mali olarak bağımsız görünmesine karşın yayınlarında etnik ve inanç temelli kışkırtma yapan mecraların varlığı, ideolojik takıntılardan bağımsız gazeteciliğin önemini de karşımıza koyuyor.
Yokluk içinde varlığı yaşayan bir internet gazetesi olarak T24’ün arkasındaki en büyük birikim; mali bağımlılık ve ideolojik takıntıların gerçeklere sadakat görevini nasıl ötelediğini, çalıştıkları gazetelerde yıllar içinde gözlemleme olanağı bulmuş gazetecilerin değerlendirmeleriydi.
Tecrübe Taraf’ta yineleniyor
Gazeteciler için, hiçbir görüş gazetecilikten değerli olamaz. Türkiye medyası, bu anlayışın aksini bütün tarihi boyunca tecrübe etti, hâlâ da etmeye devam ediyor. Türkiye’de yayımlanan en eski ulusal gazete olan Cumhuriyet’ten, tam aksi istikamette bir anlayışla kurulan Taraf’a kadar uzanan çizgide bugün tanık olduğumuz tartışma ve kopuşların da bu tecrübeyi yineleyen boyutları var.
Gazeteciliğin “habercilik” dışında tercihlerle hayata müdahale etme misyonuna soyunması, “doğruyu kimin ve hangi görüşün temsil ettiği” sorusunu da gündeme getiriyor. Malum, böyle hâllerde uzlaşmamaya yeminli en az “iki doğru cevap” vardır! Taraf’ta yaşanan tartışmada karşılıklı olarak dile getirilen eleştiri ve suçlamalar da, bu sorunun geniş bir ortak paydada cevaplanamayacağını gösteriyor.
Peki, habercilik için hangisi doğru; “jurnalizm” mi, “aktivizm” mi?
Bizim T24’te cevabımız daima “jurnalizm” oldu. Öyle de olmaya devam edecek.
Tam 28 yazı önce, ekim ayında, o sırada Taraf’ın Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı olan Yasemin Çongar’ın davetiyle geldiğim Taraf’ı, T24’te bu çabaya daha fazla mesai harcamak ve her iki cephesinde doğruları ve yanlışları birlikte gördüğüm Taraf’taki resmin içinde olmamak için bırakıyorum.
Ahmet Altan ve Yasemin Çongar yönetiminde kurulduktan sonra başka bir gazeteciliğin mümkün olduğunu gösteren Taraf için dileğim, T24 için hep yinelediğim şeyden farklı değil; hiçbir görüş ve inancın öngelemeyeceği bir habercilik.
Sosyal medyada; beni Taraf’ın Genel Yayın Yönetmenliği’ne yakıştıranlar da oldu, böyle bir göreve heveslendiğim yolunda kimi eski dostların dokundurmaları da. Bu ayrılığı da, benzer bir beklentinin karşılanmamasına bağlayabilecek olanlar için paylaşıyorum; bu görev Altan ve Çongar’ın ayrılmasından sonra bana teklif edildi. Ancak T24 mesaisi böyle bir görevi üstlenmeme imkân vermediği için kabul edemedim.
Biliyorum; “dürüstlük göklere çıkarılır ve açlıktan ölmeye bırakılır!” Ama iyi bir gazetecilik için “akıllı bir yürek”ten, “akıllı yürekler”den çok da fazla bir şey gerekmediğini de biliyorum.
Yaklaşık dört yıl önce kredi kartlarımıza taksit yaparak kurduğumuz T24’te her anlamda bağımsız haberciliği kurumsallaştırma çabasını sürdürmeye devam edeceğiz.
T24 bağımsız gazetecilik çabasına da, mütevazı ofisimizde her sabah mis gibi bir kahve kokusuna da imkân veriyor.
Hoşçakalın...
Twitter: @DOGANAKINT24
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018