Doğan AKIN
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul'da bir grup gazeteciyle bir araya geldi. Ağırlıklı olarak çözüm sürecinin konuşulduğu buluşmada, Erbil'de yapılması planlanan Kürt Ulusal Kongresi ile Suriye'deki gelişmeler de gündeme geldi.
Serin kanlı değerlendirmeler yapan ve çözüm sürecine inancını koruyan Demirtaş'ın,Abdullah Öcalan'la görüşmelere de dayanarak yaptığı açıklamalar, Türkiye'nin yakın geleceği açısından önemli mesajlar taşıyor. Öncelikle iki tarihin altınızı çiziyor Demirtaş; 1 Eylül ve 15 Ekim. 1 Eylül'e kadar çözüm sürecinde atılacak adımların genel çerçevesini oluşturacak projenin ortaya konması, 15 Ekim'e kadar da bu çerçeve kapsamındaki paketi yasalaştırma adımlarının atılması.
Demirtaş, iki tarihli bu takvim için önümüzdeki haftaların “kritik” olduğunun altını çiziyor. “Takvimin henüz sarkmadığını, hükümetin süreci işletmek istediğine ve sonuçta ortaya bir şey koyacağına inandığını” söylüyor.
Peki Başbakan Tayyip Erdoğan “Paketi 2014'teki Köşk seçimlerinden sonraya bırakalım” derse?
Demirtaş'ın cevabı önemli:
“Paket olmazsa, bunun alternatifi savaştır. Biz 'Süreç bitti' denilmesin diye elimizden geleni yapacağız. Ama ilk kurşun atıldıktan sonra yeniden görüşmelerin başlaması 2-3 sene sürüyor.”
Demirtaş, Öcalan'ın “15 Ekim’e kadar adım atılacak, dedim. 15 Ekim’e kadar bu adımlar atılmazsa ben söz verdiğim gerillaya ne diyeceğim, ne yapabilirim” dediğini söylüyor ve PKK liderinin böyle bir durumda süreçten çekileceğini, 2009'dan beri “50'den fazla” konuşma yaptığı İmralı'daki heyetle görüşmelerin kesileceğini vurguluyor.
Selahattin Demirtaş, Öcalan'ın, Türklerle Kürtlerin bu sorunu “başbaşa çözmeleri” için “bir daha fırsat bulamayabileceklerini” düşündüğüne, sürecin çökme ihtimalinden tedirginlik duyduğuna işaret ediyor. Bir de, “kendisi söylemedi, ama benim gözlemim” diyerek önemli bir ilave yapıyor Demirtaş:
“Öcalan’ın yaşı ve sağlığıyla ilgili kaygıları var. 'Ben hayattayken bu işi çözelim' istiyor...”
Demirtaş, İmralı'da gazetecilerle görüşmenin sürece katkıda bulunacağına inanan Öcalan'ın bu noktada “muhalefetin de ikna edilmesi konusunda garanti verdiğinin” altını çiziyor.
Bağımsız ulus-devlet tereddütlerine karşı tek çarenin “her ülkenin kendi Kürtlerini tatmin etmesi” olduiğunu vurgulayan Demirtaş, Suriye Kürdistanı'ndaki gelişmelere değinirken, El Nusra eşliğinde Türkiye'deki bazı İslamcı hareketlere de gönderme yaparak “Suriye'ye şeriat ihraç etmenin kimsenin işi olmadığına” vurgu yapıyor.
Sözü daha fazla uzatmadan, Demirtaş'a bırakalım. Ancak BDP Eş Genel Başkanı'nın sözlerini okurken dikkate alınması gereken bir gözlemi aktarmak önemli. Demirtaş, takvime işaret ederek “kritik bir süreç” vurgusu yapmakla birlikte, bu sürede yapıcı bir pozisyonda olacaklarının belirtilerini sürekli vermeye özen gösterdi. Demirtaş telaffuz etmedi, ancak izlenimim; ortaya konacak paketin bütün unsurlarıyla 15 Ekim'e kadar yasalaşmaması durumunda da süreç kesilmeyecek, hükümetin o güne kadar atacağı adımlar Kürt siyaseti, İmralı ve Kandil tarafından dikkate alınarak hareket edilecek.
Notlarımı T24 Yazı İşleri Müdürü Hazal Özvarış'ın tuttuğu notlarla karşılaştırarak yazdığım aşağıdaki bölüm, bir ses kaydına dayanmıyor. “Bazı ifadelerde hata olmuşsa bana aittir ve düzeltilmeye açıktır” diyerek...
'Takvim ortak belirlendi, süreç kritik'
Selahattin Demirtaş: Önümüzdeki 15 gün süreç açısından kritik. İki tarih var; 1 Eylül ve 15 Ekim tarihleri. Bu tarihler, zaman zaman öne sürüldüğü gibi hükümeti tehdit anlamına gelmiyor. Bu tarihler için bazı zorluklar var. Birisi Türkiye’nin iç gündemi; önümüzdeki dönem seçimler var. İkinci zorluk ise bölgedeki, Suriye’deki, Mısır’daki gelişmeler. Bölgesel gelişmeler Türkiye’nin iç gündeminden bile daha kritik. Benim görebildiğim kadarıyla bu tarihler Öcalan’ın dayatması olarak çıkmamıştır. İmralı’daki görüşmelerde karşılıklı mutabakatla çıkmış. Öcalan heyetle görüşmelerinde bir proje sundu. Dedi ki “Hükümete sunulabilecek bir çerçeve hazırlayalım, bu çerçevenin detaylarını siyaset tartışsın ama 1 Eylül’e kadar bu taslak çerçeve mutlaka olsun.” Bu çerçeve kapsamında hangi konuların çözüleceği sıralanacak. Örneğin, anayasa konusu, kadın hakları, ekoloji gibi konular. 1 Eylül’e kadar hazırlanacak bu çerçeve siyaset zemininde 15 Ekim’e kadar somut adımlara dönüştürülecekti.
'Bildiğim kadarıyla heyetin başkanı MİT Müsteşarı'
- Kimler var Öcalan’la konuşan bu heyette?
Demirtaş: Biz Sayın Öcalan’a hiç sormadık, ama bildiğim kadarıyla MİT Müsteşarı (Hakan Fidan) heyetin başkanı. Yardımcılarından birisi de var. Zaten o bizimle görüşmelerde sürekli yanımızda oluyor.
- Bu iki tarihten ne anlamamız gerekiyor?
Demirtaş: 1 Eylül’e kadar çerçeve, 15 Ekim’e kadar da yasalaşma adımlarının tamamlanması öngörüldü. “15 Ekim’de Habur’dan gelişler başlayacak” dendi. Bunun anlamı şuydu; bu tarihe kadar geri dönüş yasası da çıkarsa dönüşler olur, dendi. Biz çok ısrar ettik; hem geniş bir paket, hem de yol temizliği dediğimiz bir paket sunduk. Ama hükümetin paketinin şu ana kadar tek bir maddesini görmüş değiliz. Diyoruz ki, “Başbakan bu paketi onayladıktan sonra bunun tek maddesini değiştirme olasılığınız var mı?” Yani biz paketin tartışarak oluşturulmasını istiyoruz. Hükümetin paketinin bizimkiyle ne ölçüde örtüştüğünü bilmiyoruz. Ama hükümetle bizim çalışmamızın örtüşmesi lazım, Öcalan da buna bakarak “Siz hükümetle anlaşabiliyor musunuz?” diyecek.
‘Öcalan, heyetle 50’den fazla görüşme yaptı’
- İmralı’ya tekrar ne zaman gideceksiniz?
Demirtaş: Biz Öcalan orada heyetle görüştükten bir gün sonra gidiyoruz. Yoksa heyetle yeni bir görüşme olmadan gidilirse tekrar olacak, anlamsız olacak. Öcalan heyetle bugüne kadar 50’den fazla görüşme yaptı ve “Yol alıyoruz, ilerlemek istiyoruz. Heyetle genelde anlaşıyoruz” diyor. 50’den fazla toplantının herhalde 2009 sonrasında yapılmasından bahsediyorlar.
Öcalan: Bir daha fırsatımız olmayabilir
- Öcalan kardeşiyle yaptığı son görüşmeden sonra karamsar bir hava verdi. Neden?
Demirtaş: Şu andaki inisiyatifin çökme ihtimali kendisini çok tedirgin ediyor. Onun için detaylara takılmıyor, bizden de bu konuda yardım istiyor. Çünkü Öcalan, “Bir daha bu fırsatı yakalayamayabiliriz. Bir daha tekrar denemek için fırsatımız olmayabilir” diyor. Bu süreçte hükümetten bir adım bekliyordu, biz de bekliyorduk. Ama henüz görmedik. Öcalan şunu söylüyor; “Geçmişte benimle görüşen askerler - ordunun egemen olduğu dönemi kast ediyor -, bana çözüm için mektup yazan (Necmettin) Erbakan ve (Turgut) Özal hep bir yıllık bir süreç öngörüyorlardı. Şu anda böyle bir öngörü yok, ama süreci yaymamak lazım.
Öcalan aslında süreç için çok daha fazla şeffaflık istiyor. Orada yapılan görüşmelerin daha ayrıntılı bilinmesini istiyor. Ama bu konuda heyetle mutabakata uyuyor. Basın meselesini de bu yüzden istedi. “Kürt meselesiyle ilgilenen bu sürece katkısı olan ve sürecin ilerlemesini sağlayabilecek bazı gazeteciler buraya gelirse, ben onlarla bir veya iki gün görüşebilirsem bu sürecin önünü açabilir” diyor. Hükümet sürecin ilerlemesini istiyorsa bunu yapabilir, ama bunu yapmıyorsa sürecin ilerlemesini istemiyor mu, sorusu ortaya çıkıyor.
Öcalan: Muhalefeti ikna etmeyi garanti ediyorum
Öcalan, “Ben muhalefeti de ikna etmeyi garanti ediyorum, niye basınla görüştürülmüyorum?” diyor. Üstelik heyetle ilk anlaşmalarda gazetecilerle, bir grup sivil toplum örgütüyle Öcalan’ın görüşmesi de vardı. Hükümet de, gazeteci ve sivil toplum örgütleriyle görüşmesi için bize “Evet, sorun değil. Hele ateşkes sağlansın ve geri çekilme olsun” dedi. Ama şimdi hükümet bu basit konuda bile yan çiziyor.
- Öcalan hangi detaylara takılmıyor?
Demirtaş: Örneğin, hükümet İmralı’ya gidecek heyetlere müdahale ediyordu, biz de itiraz ediyorduk. Bunun için “Takılmayın” dedi.
‘Öcalan ben hayattayken çözülmeli, diye düşünüyor’
- Öcalan neden “Denemek için bir fırsat daha bulamayız” diye düşünüyor?
Demirtaş: Özellikle bölgesel meselelerden dolayı böyle düşünüyor. Eğer bu sorunu biz bize çözmek istiyorsak şu anda bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini düşünüyor. Sorunu biz bize çözmek için vakit harcanmaması lazım. Yoksa bölgesel güçler, dengeler, süreçler işin içine karışıyor.
İkincisi; bu benim gözlemim, böyle bir şey söylemedi, ama Öcalan’ın yaşı ve sağlığıyla ilgili kaygıları var. “Ben hayattayken bu işi çözelim” istiyor.
- Detaylara takılmama yaklaşımı taviz olarak görülüyor mu?
Demirtaş : Hayır, stratejik bir yaklaşım bu. Ana konularda taviz yok.
Öcalan: Yasa olmadan tek kişi bile geri dönmesin
- Yüzde 10 seçim barajının kaldırılması sizin kırmızı çizginiz mi?
Demirtaş: Bizim bu konuda hiçbir mutabakatımız yok, kesinlikle kaldırılmalı diye düşünüyoruz. Eğer tamamen kaldırılmayacaksa baraj için azami teklifimiz yüzde 3. Bu sürecin değil, BDP’nin kırmızı çizgisidir. Öcalan “Bizim de kırmızı çizgimizdir” derse o zaman iş değişir. Ama heyetle görüşmelerde baraj gibi detaylar konuşulmuyor.
Öcalan’ın kafasında şöyle bir kırmızı çizgi var. Türkiye’de devlet yönetme mantığı; iktidara gelen devleti ele geçirmek istiyor. Buna karşı devleti küçültecek şeyler öneriyor. Yerel yönetimler, yerinden yönetim bunun bir parçası. Örneğin yerel yönetimlere yatırımlar, iç güvenlik, kadın, tarım, çevre konularında yetkiler verebilir. Öcalan, mümkün olduğunca az maddeli bir anayasa istiyor. Ondan sonrası toplumun işidir, diyor. Kırmızı çizgisi budur. Yoksa bunun dışında olmazsa olmaz dediği, katı bir duruşu yok. Ama şunu söylüyor geri dönüşle ilgili; “Yasa olmadan, ben de çağrı yapsam tek kişi bile dönmesin.” Yani gidiş yasa çıkmadan oldu, “Ben ısrarcıydım gidişin de ısrarcı olması konusunda ama bunu yapmadılar, büyük hata yaptılar. Ama dönüş mutlaka yasayla olmalı” diyor.
- Son tarih olarak belirlenen 15 Ekim’e kadar bir şey olmazsa, Öcalan ne yapar?
Demirtaş: “Ben çekiliyorum” der. “BDP kendi kararını versin, KCK kendi kararını versin. Ben çekiliyorum” der ve heyetle görüşmeler kesilir. 1 Eylül’e kadar da çerçeve çıkmazsa bu açıklamayı yapar. Ondan sonra “Devlet istiyorsa Kandil’e gidip Cemil Bayık’la görüşsün” der. Bunun sonucunun ne olacağını herkes biliyor.
‘Takvim sarkmış değil’
- 1 Eylül yaklaşıyor, siz umutlu musunuz?
Demirtaş : Şu anda takvim sarkmış değil. Hükümet en son 10 gün kadar önce bize de söyledi. Şu anda iki hafta var. Sonuçta ortaya bir şey çıkacağını düşünüyorum. Hükümetin hazırlıkları şu anda süreci işletmek istediğini gösteriyor. Karamsar olmamıza neden olan tek şey 12 yıllık geçmiş AKP pratiği.
‘Paket olmazsa, alternatifi savaştır’
- Ya Erdoğan “Köşk seçimlerinden sonraya bırakalım” derse?
Demirtaş: Paket olmazsa, bunun alternatifi savaştır. Biz “Süreç bitti” denilmesin diye elimizden geleni yapacağız. Ama ilk kurşun atıldıktan sonra yeniden görüşmelerin başlaması 2-3 sene sürüyor.
- PKK’nın şiddete dönmesi ne kadar gerçekçi? Çünkü sonuçta siyasi meşruiyet kazanmış bir örgüt, hükümet de böyle düşünüyorsa, sizin gibi bir aciliyet duygusuyla sürece yaklaşmıyor olabilir.
Demirtaş: Orta Doğu’yu biliyorsunuz. Meşruiyet güdüsüyle mi hareket ediliyor? Daha dün 400 kişi öldürüldü. Orada şiddete ihlale mi neden oluyor diye değil, kim ne kazanıyor diye bakılıyor. “PKK meşruiyetini zorlar” diye 30 senedir söylüyorlar. Yeniden şiddete dönse bile çok başka şeylere yol açabilir.
Bakın, PKK’nin Türkiye’den çıkması bazı Kürt örgütler ve bölgedeki bazı güçler içinde rahatsızlık yarattı. Çünkü PKK’nin Türkiye’de tehdit olması üzerine oyun kuranlar bundan rahatsız oldu. PKK tehdidini Türkiye’ye karşı kullananlar rahatsız oldu.
Öcalan: Adım atılmazsa halka ve gerillaya ne derim?
- Ama Öcalan, “Silahlı mücadele dönemi bitti” demedi mi?
Demirtaş: Doğru. Öcalan şöyle düşünüyor; “Biz kendi açımızdan bu işi bitirdik ama hükümetin bunun tamamlanması için gereğini yapması lazım.” Sabahleyin Karayılan’ın açıklamasını okudum, kendisi HPG’nin başındadır, “HPG süreç tıkandığı anda görev yapmaya hazır” diyor. Bakın hem Öcalan, hem PKK şöyle düşünüyor: “Biz muazzam bir şey yaptık. Devletin bütün ordusunu oraya yığarak yapamayacağı bir şey yaptık. Gerillanın mevzilenmesi kolay değil, yıllar alan bir şey. Ama çekildik. Ve bunu Öcalan’ın bir lafıyla yaptık. Hiçbir güvence almadan yaptık.”
Eğer buna karşı çiğ bir yaklaşım olursa bu tabanda da muazzam bir öfkeye yol açacaktır. Birinci aşamada ne isteniyordu; “gerilla çıkacak, ölümler sıfıra inecek.” İşte bu sağlandı. “Dağa çıkanlar var” deniyor, doğru, çıkanlar var. Ama dağa illa çatışmaya katılmak için çıkılmıyor. PKK’nin siyasi kadroları, silahlı kadrolarından çok daha büyük.
- Özetle şunu mu anlamalıyız, 1 Eylül-15 Ekim takvimleri ilerlemezse silahlara dönülecek?
Demirtaş : Öcalan, “Süreç ilerlemezse ben etkili olamam halk ve örgüt üzerinde. 15 Ekim’e kadar adım atılacak, dedim. 15 Ekim’e kadar bu adımlar atılmazsa ben söz verdiğim gerillaya ne diyeceğim, ne yapabilirim” diyor.
‘Gezi’de işkence yaptılar’
- Hükümet kanadından sizce hiç adım atılmadı mı? Mesela Meclis’te komisyon kurulması bir adım değil mi?
Demirtaş: İşlemeyen bir komisyon ama önemli. Muazzam bir şey yapmadılar. Bununla birlikte Gezi’de insanlara işkence yaptılar. Çözüm için atılan pozitif tavırlar varken, Batı’da bunu yaptılar, yani nötrleşti.
- HDP’ye dair nasıl gelişmeler var? Öcalan BDP yerine daha büyük bir kitle partisi mi istiyor?
Demirtaş: Süreci konuşurken Türkiye siyasetiyle ilgili, bizimle ilgili meseleleri de konuşuyor. Ama bu bir dayatma, talimat değil. Tartışıyoruz. HDP falan da bu çerçevede bir tartışma. Öcalan Türkiye’deki gelişmeleri de dikkate alan yeni çıkışların yüzde 25’ler düzeyinde destek bulacak bir hareket doğurabileceğini düşünüyor. “BDP olarak yapamazsanız HDP yapabilir” konuşmaları var. Ama sadece o değil, birçok alternatif hareket çıkıyor. Örneğin Antikapitalist Müslümanlar var. Alternatif siyasi bir güç çıkabilir. Bu demokratikleşmeye de katkı sağlar. Tartışılan bu.
‘Hükümet sokaktaki insana zulmederse tepkimizi ortaya koyarız’
- Öcalan, Gezi Parkı eylemlerine nasıl bakıyor?
Demirtaş: Tepkinin hükümetin politikalarından kaynaklandığı düşünüyor. Erdoğan’ın süreci okuyamadığını, “devlet benim” dediğini düşünüyor. Öcalan, Gezi ruhunu anlayan bir yerden konuşuyor. Kürt siyasetiyle ilgili olarak da Gezi süreci için iyi taktikler geliştiremediğimizi söylüyor.
- Gezi süreci ardından statlarda dahi yapılan baskılar var, bu bir yerde yeniden patlama yaratabilir. İkinci kez tekrarlanırsa ne yapacaksınız? Artık elinizde bir deneyim de var. Ayrıca, Gezi süresince böyle davranan bir hükümet sizi anlar diye düşünüyor musunuz?
Demirtaş: Süreç ister devam etsin, ister etmesin, hükümet sokaktaki insana zulme devam ederse BDP olarak kitlemizle birlikte tepkimizi daha sert ortaya koyarız. Sessiz kalmayız, sesimizi yükseltiriz.
Diğer yandan, hükümet paket konusunda basınç görmezse ortaya kadük bir şey çıkabilir. Ama süreci aklıselim değerlendirmeye tabi tutarsa iyi bir şey çıkabilir. Bu yüzden önümüzde 15-20 gün kritik bir süreç.
‘Heyet bugünlerde Öcalan’la görüşüyor olmalı’
- İmralı’da heyetle görüşmeler sürüyor mu?
Demirtaş: Bayramda veya bayramdan sonra bu çerçeveyi konuşmaya başlayacağız, demişti Öcalan. Bugünlerde heyetle görüşüyor olmalı. Bugün de bitmiş olabilir. Sonra da biz gideceğiz.
- Yerel seçimlerde CHP’yle örneğin İstanbul’da bir ittifak olabilir mi?
Demirtaş: (Gülerek) CHP daha Sırrı Süreyya Önder’e ortak aday olarak desteğini bile açıklamış değil. Yanlış anlaşılmasın, bizim adayımızı henüz belirlemedik. Biz güçlü olduğumuz bölge dışında yerelde her yerde ittifaka açığız. Bunu daha iyi bir yerel yönetim için istiyoruz. Bu herhangi bir partiye karşı ittifak anlayışı değil. Ama AKP’nin iyi yönetemediğini de biliyoruz.
- Sizce Öcalan bu sürecin sonunda özgürlüğüne kavuşacak mı?
Demirtaş: İnşallah.
‘Ya barış olacak ya da bütün Kürtleri öldürecekler’
- Erbil’de planlan kongre bir dönemeç mi, bir ilk adım mı yoksa bir yoklama mı?
Demirtaş: Kongre toplanır ve başarılı olursa bir dönemeç olur. Şu anda Hewler’de ortak çalışan Kürt hareketleri daha önce birbiriyle daha önce birbiriyle çalışmış değil, 15 sene öncesine kadar hep çatışmışlar. İran, Türkiye, Suriye, Irak kendi topraklarındaki Kürt gruplara dayanarak politika yapıyordu. Artık bu ortadan kalkacak, yani, Kürdü Kürde kırdırma ve Kürdü başka ülkeye karşı kullanma devri bitti. Yani, ya anlaşma olacak ve barışılacak ya da öldürmek istiyorlarsa bütün Kürtleri öldürecekler.
- Erbil kongresinde ulus devlet tartışmaları da ele alınacak mı?
Demirtaş: Alınır. Kürdistan (Irak Kürdistanı) ulus devlete gider mi, tartışmaları var. Şu anda öyle gibi ama Kürtler açısından tek çözüm modeli yok, önemli olan statülerinin gelişmesidir. 4 parçadaki Kürtlerin birleşmesi yerine Kürtlerin kendi yaşadıkları ülkelerde de birbirleriyle yakın ilişkileri olabilir. Bunun yanında Irak’taki oluşumun bir parçası da olabilir. Biz BDP olarak bağımsız ulus devlet istemiyoruz. Bunu Kürdistan için istemiyoruz. Biz Kürtlere statü istiyoruz. Ama ulus devlet isteyene de “Hayır, sen niye bunu istiyorsun” demeyiz.
- Irak Kürdistanı’yla nasıl bir ilişki olabilir?
Demirtaş : Sınırlar gevşetilebilir. Büyük Kürdistan, bağımsız bir devlet her Kürdün hayalinde vardır. Ama bu devlet kendisine baskı uygulayacak bir devlet olursa en azından demokrasiye inanan Kürtler buna karşı çıkar. Sınırları kalın çizmek yerine gevşetmek daha doğru. Sınırları daha kalın çizmek kimseye iyilik ve demokratikleşme getirmez. Aslında korkular sınırların birbirine yakınlığından kaynaklanıyor. Mesela Çin’deki Uygur bölgesinde bağımsız bir Kürt devleti kurulsaydı bu tehdit olarak görülür müydü? Bu korkuyu ortadan kaldırmanın yolu kendi Kürdünü tatmin etmektir. Her ülke kendi Kürdünü tatmin edecek. Bunu sağlayacak olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin politikalarıdır.
- Suriye Kürdistanı, Rojava’da olanları nasıl izliyorsunuz?
Demirtaş: Oraya saldırı buradaki süreci sıkıntıya sokabilir. Orada PYD’ye karşı güçlerin pozisyonu şu: “Esad’a karşı pozisyon al.” PYD’de de bunu istemiyor. Oradaki Kürtler, Suriye’nin demokratik birliğini hedeflemeliler. Bu ülkedeki üçüncü bir güç olarak hem Esad’a, hem de Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) baskı yapabilirler. Cenevre konferansından önce bu olursa, bu Türkiye’nin de işine gelir. Bu süreçte görüldü ki oradaki Kürtler kendilerini savunabilecek bir konumdalar. Moskova, İran’la görüşüyorlar. Yakında Avrupa ile de görüşebilirler. Yani bir meşruiyet gelişiyor.
- Türkiye’de marjinal sayılabilecek ve hükümetle de irtibatlı oldukları düşünülebilecek bazı İslamcı örgütler Suriye’de cihatçılara iftira atıldığını öne sürüyorlar. Rojava’da katliam iddialarının doğruluğu sorgulanıyor…
Demirtaş: Orada katliam var – yok meselesi… Rojava’ya kongre komitesinden bir heyet gidecek. Ama katliam yoksa El Nusra’nın bölgedeki saldırıları meşru mudur? Çeçenler gibi dışarıdan gelenler, “Ben orada illa İslami devlet kuracağım” demenin meşruiyetini nereden alıyorlar? Esad’la savaşmamış olmak, onlara karşı saldırılara meşruiyet mi sağlıyor? Orası Kürdistan. Oraya şeriat ihraç etmek buraların işi değil. Eğer şeriat kuracaklarsa oradaki insanlar kendileri kurar. İslamcı örgütler buna dikkat etmeliler. Ben de bazılarıyla görüşeceğim.
- Katliam haberlerine ne ölçüde itibar edebiliriz?
Demirtaş: Tamamı, yüzde yüz doğrudur demek doğru olmaz. Ama buradan yola çıkarak “Sivil katliam yok, ne güzel savaşıyorlar” dememek lazım. Diğer yandan bölgeyi bilen ve orada çalışmış olan Amed Dicle bölgeden haberler geçiyor, tanıkları konuşturuyor. Ben onun haberlerine güveniyorum.
- Bu bölge neden önemli?
Demirtaş: Birincisi, askeri nedenle. Esad’a karşı başarı elde edemediler. Bu nedenle Kürdistan bölgesinde üslenmek istiyorlar. İki; orası petrol bölgesi. Oraya hakim olana uluslararası güçler yatırım yapar. Üç, PYD’yi tehdit olarak görenler El Nusra’yı el altından destekleyebilir. Dört, ideolojik nedenler olabilir.
- İran, Kürt ulusal kongresinden rahatsız değil mi?
Demirtaş: İran kongreyi engelleyemediği için, aleyhinde bir karar çıkmaması için çalışıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018