Doğan AKIN
Osman Ulagay, son kitabı 'Türkiye Eskisi Gibi Olmayacak'ta, 'bugün Türkiye'nin en önemli sorununun Erdoğan olduğunu' savunuyor. Kitapta, Gezi Parkı sürecinin gaz bombalarıyla geçen ilk haftasından sonra Köşk'te yapılan önemli bir görüşme de aktarılıyor.
Uluslararası şirketlerin Türkiye'deki temsilcilerini kabul eden Cumhurbaşkanı Gül, konuyu kendisi açıyor ve 'Türkiye'in yolu bellidir, lokomotifte sorun çıkarsa lokomotif değiştirilir' diyor. Gül, 'Bu sözlerinizi genel merkezlerimize iletebilir miyiz' sorusunu da cevaplıyor...
Başbakan Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs'ta başlayan Gezi Parkı eylemleri üzerine ağaçları korumak isteyenlerin üzerine gaz bombalarıyla gitmek yerine gençlerle diyalog kursa ne olurdu?
Mesela İstanbul 2020 olimpiyatlarına ev sahipliği yapabilir miydi? Veya Türkiye'den çekilen sermaye hareketlerinde bir yavaşlama olur muydu? Ya da batı medyası, 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından benimsediği tavrın aksine, Türkiye'deki olumsuzluklara vurgu yapma eğilimine girmeyebilir miydi?
Osman Ulagay, raflarda henüz yerini alan son kitabında bu ve benzer soruların yanıtlarını arıyor, Erdoğan'ın girdiğini belirttiği "çıkmaz yol"dan sonraki olasılıkları tartışıyor.
Doğan Kitap'tan Türkiye Eskisi Gibi Olmayacak adıyla yayımlanan veGezi direnişinin yazdırdığı kitap alt başlığını taşıyan kitabında Ulagay, aslında geçen yıl çıkan Türkiye Kime Kalacak? adlı kitabında sorduğu soruların ve ortaya koyduğu görüşlerin devamını getiriyor. Kitabın girişindeki "Teşekkür" bölümünde açıklıyor da bu durumu:
"Geçen yıl nisan ayında yayımlanan kitabımın 'Türkiye Kime Kalacak?' sorusunu ortaya attığını, ama sorunun cevabını veremediğini belirten okurların etkisi altında kalarak, kitabın devamını nasıl getirebileceğimi düşünmeye başlamıştım. Bu amaçla tuttuğum notlar bu yılın Nisan ayında iki defteri doldurmuş, ayrıca bir yığın gazete kupürü ve diğer malzeme birikmişti elimde, ama kendimi yeni bir kitap yazmaya ikna edemiyordum. Gündemi tek bir adamın belirlediği, iktidardaki zihniyetin her alana hükmettiği bir ortamda kitap yazmak için gerekli olan motivasyonu bulamıyordum.
Gezi Parkı direnişi, Türkiye'nin ortamını değiştirerek bu kısırdöngüyü aşmamı sağladı ve kendi ölçülerime göre kısa sayılabilecek sürede bu kitabı yazabildim. Bu nedenle en büyük teşekkürü, Gezi ruhunu yaratanlara, 'Türkiye kime kalacak?' sorusuna yeniden anlam kazandıranlara, umudunu yitirmiş insanlara umut aşılayanlara borçluyum..."
'Bugün Türkiye'nin en önemli sorunu Erdoğan'
Ulagay. dünya basınını da yakından takip eden, dikkatli, deneyimli bir gazeteci, üretken bir yazar. Türkiye Eskisi Gibi Olmayacak, "kitabın ortasından konuşan" bir kitap! Ulagay, kitabının sonunda, görüşleri nedeniyle AKP'yi vaktiyle destekleyen liberal demokratlardan "Erdoğan'ın fedailerine" kadar uzanan geniş bir yelpazeden tepki görebileceğini kabul ediyor ve şu notu düşüyor:
"Bu tepkilerin hepsinde haklılık payı olabilir kuşkusuz. Ben kendi görüşlerimi çekinmeden ortaya koydum bu kitapta ve bu görüşleri neden savunduğumu açıklamaya çalıştım. Yarın belki bu olanağı da bulamayacağımı düşünerek olabildiğince net anlatmaya çalıştım düşüncelerimi.
Sürçü lisan ettimse affola..."
"Kitabın ortasından konuşan bir kitap" dedim Ulagay'ın kitabı için. Mesela Ulagay, iktidarının ilk dönemindeki başarılarını teslim ettiğini birçok kez vurguladığı Erdoğan'ın "bugün Türkiye'nin en önemli sorunu olduğunu" savunuyor.
Kitaptaki temel iddiasını şöyle özetliyor:
"Başbakan Erdoğan'ın bir çıkmaz yola girdiğii iddia ediyorum bu kitapta. Bu iddiamı da küresel boyutta daha büyük bir iddiaya dayandırıyorum. Başbakan Erdoğan bir çıkmaz yola girdi, çünkü dünyadaki değişimi doğru okuyamadı. İdeolojik saplantıları, kısa sürede dünya lideri olma hevesi ve merceğinin yetersiz olması, küresel resmi doğru okumasını engelledi ve onu bir çıkmaza sürükledi."
'Batı'nın küresel etkisi azalmıyor, artıyor'
Ulagay'a göre, Batı'nın 200 yıllık hâkimiyetine "anlaşılabilir bir tepki duyan" "Erdoğan gibi liderlerin" şimdi ekonomideki güç kayması eğiliminden cesaret alarak umutlanmaları ve Batı'nın küresel etkisinin azalacağı bir dünyanın hayalini kurmaları "yadırganacak bir şey olmamakla" birlikte, doğru değil:
"Ancak çok daha önemli ve kalıcı görünen iki ana eğilim onların bu hayaline set çekecek bir nitelik taşıyor, çünkü Batı'nın 'iyi yaşam' modeli giderek küreselleşiyor ve yeni yükselen ülkelerdeki hayat tarzını belirlemeye başlıyor. 'Batı'nın 'yumuşak gücü', sanatı, kültürü, tüketim modeli tüm dünyada belirleyici oluyor. Şu anda dünyadaki ana akım bu, dünya sahnesindeki başlıca oyun bu.
(...)
Sonuçta bugün Batı'nın küresel yaşamı belirleyici etkisinin azalmadığı, tersine arttığı bir dünyada yaşıyoruz ve bu gerçeği reddedenler için hayatın zorlaşması kaçınılmaz."
'Neo Kemalist Erdoğan'ın iki boyutlu çıkmazı
"Türkiye kime kalacak?" kitabında "Erdoğan'ın yükselişini anlattığını" hatırlatan Ulagay, "Bu kitapta ise öncelikle çıkmaza sürüklenişinin hikâyesini anlatıyorum" diyor ve izleyen sayfalarda bu çıkmazı şöyle temellendiriyor:
"Başbakan'ın son yıllarda giderek belirginleşen Türkiye'ye ve dünyaya nizam verme hevesi, onu iki boyutlu bir çıkmazın içine sürüklemiş görünüyor. Bir yandan 2013 Türkiyesi'nde toplum mühendisliğine soyunarak, kendi içinde büyük çeşitlilik gösteren toplumu, kafasındaki hedefe göre yönlendirmek ve biçimlendirmek istiyor. Diğer yandan yeterli güce sahip olduğunu düşünerek dünyaya akıl ve nizam verebileceğini düşünüyor."
Erdoğan'ın bugünün dünyasında "neo Kemalist" bir yaklaşımla toplum mühendisliğine soyunmasının birçok soruna yol açacağını belirten Ulagay, Başbakan'ın "ulusalcı" bir üslup kullandığını da dile getiriyor.
"Medyada daha önce benzeri görülmemiş bir yozlaşma yaşandığı" vurgusunun yer aldığı kitapta "yandaş medya, Erdoğan'ın fedaileri, Gülen cemaati medyasının giderek ayrışması" üzerinde de duruluyor ve Başbakan'ın sosyal medya reaksiyonu için şu değerlendirme yapılıyor:
"Erdoğan 'en büyük bela sosyal medya' gibi dünyada yankı yapan incilerle, karşısında tek bir muhatap bulma çabasıyla ortaya attığı komplo teorileriyle olayı kavramakta ne kadar geri, ne kadar çağdışı, ne kadar dar görüşlü kaldığını gösterdi; Kasımpaşa'dan çıkıp Gezi Parkı'na gelemedi."
Ulagay, Gezi Parkı sürecinin "AKP'nin en az 10 yıl daha Türkiye'yi yöneteceği" inancını sarstığını belirtiyor, ancak "Türkiye'yi Erdoğan'ın yolundan çıkarıp başka bir yola sokmanın, Erdoğan'a karşı siyasi bir alternatif bulmanın hiç de kolay olmadığının" altını çiziyor.
Osman Ulagay'a göre, "Erdoğan'ın şu ya da bu nedenle devre dışı kalması halinde AKP'nin, hatta Türkiye'nin nasıl yönetilebileceği konusunda çoğu kimsenin fikri yok" ve bu durum alternatifisizliği pekiştiriyor.
Ulagay, "Bu tehllikeli kısırdöngünün, Erdoğan'ın çevresinde kenetlenenlerin dışında, ülkenin geleceğini düşünen herkesi rahatsız etmeye başladığını hissetmek mümkün. AKP içinde de bu kaygıyı paylaşan ve ve bu gidişin gidiş olmadığını düşünen milletvekillerinin, hatta kabine üyelerinin bulunduğunu tahmin etmek zor değil. Ancak onlar böyle bir kaygıyı dile getirmenin bedelini çok iyi bildikleri için şimdilik susmayşı tercih ediyorlar" diyor.
Gül: Türkiye'nin yolu belli, lokomotifte sorun çıkarsa...
Ulagay, Tayyip Erdoğan'ın, Atatürk'ün "kompleks duymadan Türkiye'yi soktuğu Batı yolundan çıkarmaya" yöneldiğini vurguluyor ve bu nokta üzerinde özellikle duruyor.
"Türkiye'nin yolu" meselesi önemli. Zira bu konuda, kitapta önemli bir aktarım var. Erdoğan'ın kız ve erkek öğrencilerin aynı evleri paylaşamayacağına yönelik iddiasının ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Başbakan'a TRT ekranlarından çektiği restle daha da önem kazanan bir aktarım.
Gezi Parkı direnişinin ilk döneminde Başbakan Erdoğan'ın Kuzey Afrika gezisine çıktığı sırada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yoğun bir çalışma programı içinde olduğunu hatırlatan Ulagay, sözü, yeni adı "Uluslararası Yatırımcılar Derneği" olan Yabancı Sermaye Derneği'nin (YASED) Köşk ziyaretine getiriyor. Okuyalım:
"Gül, Gezi eylemleriyle ilgili olarak yaptığı açıklamalarda, Başbakan'dan farklı olarak yatıştırıcı bir dil kullanıyor, olaylara serinkanlı yaklaşmak gerektiğini belirtiyordu.
Gül'ün o günlerde kabul ettiği ziyaretçiler arasında, bu göreve yeni seçilmiş olan YASED Yönetim Kurulu üyeleri de yer alıyordu. Bana anlatıldığına göre, bir nezaket ziyareti yapmak için Cumhurbaşkanı'ndan randevu istemiş olan yeni YASED yöneticileri, bu tür ziyaretlerde söylenmesi âdet haline gelen sözlerle lafa girince Cumhurbaşkanı Gül konuyu açmış ve güncel gelişmeler konusundaki görüşlerini anlatmaya başlamıştı. Gül, tanınmış yabancı şirketlerin yöneticilerinin yer aldığı heyete şu önemli mesajı vermişti:
'Türkiye son on yılda attığı adımlarla temel tercihini ortaya koymuş,, Türkiye'yi gitmek istediği yere götürecek olan raylar döşenmiştir. Türkiye'nin yolu bellidir. Eğer bir noktada lokomotifte sorun çıkarsa lokomotif değiştirilir ve Türkiye yoluna devam eder. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.'
Bu ilginç açıklama karşısında YASED heyetinden bir üye, 'Sayın Cumhurbaşkanım, bu mesajınızı genel merkezlerimize iletebilir miyiz?' diye sorunca Gül'den, 'Evet, aynen iletebilirsiniz' cevabını almıştı."
YASED'in internet sitesinden, söz konusu Köşk ziyaretinin 4 Haziran'da yapıldığı anlaşılıyor. Osman Ulagay, bu aktarımdan sonra şu yorumu yapıyor:
"Cumhurbaşkanı Gül'ün bu ilginç sözlerinin de ima ettiği gibi, AKP'nin iktidardaki 11 yılı dolarken, Türkiye bir 'Erdoğan sorunu' ile karşı karşıya. Erdoğan'dan sonrasını tartışmak giderek tabu olmaktan çıkıyor. Erdoğan'ın Gezi direnişine verdiği tepkinin bu süreci hızlandırdığı bir gerçek."
Ulagay, bir duyum olarak, İstanbul'un 2020 olimpiyatlarına ev sahipliği yapmasına ilişkin sunum için Gezi sürecinde dünyada tepki gören Erdoğan yerine Gül'ün Buenos Aires'e gitmesi ve Türk heyetine başkanlık etmesi formülünün gündeme geldiğini aktarıyor. Ulagay'a göre bu formül, "böyle bir dev projenin bayraktarlığını en yakınındakilere bile bırakmayacağı belli olan büyük proje meraklısı Erdoğan" nedeniyle gerçekleşmiyor.
AKP içinde farklı arayış ihtimali
Osman Ulagay, 152 sayfalık kitabının sonuna, bir "Gezi ruhu" eklemesi yapmış. Kitabı bir çırpıda anlatan 6 başlık, 75 Tweet başlıklı 4 sayfalık bu bölümde, 140 karakter tarzında 75 cümleyle kitap özetleniyor.
Evet, Ulagay geçen yıl Türkiye kime kalacak? kitabını yazdığında Gezi Parkı olayları henüz yaşanmamış, ancak o kitapta olası bir patlamaya işaret edilmişti. Gezi direnişinin yazdırdığıTürkiye Eskisi Gibi Olmayacak kitabı matbaaya verildiğinde de Başbakan'ın "kız-erkek evlerini denetleme" projesi ortaya çıkmamış ve Bülent Arınç da, 11 yıllık AKP iktidarında Erdoğan'a karşı bir "ilk" olan isyanı için henüz kamera karşısına geçmemişti.
Ne dersiniz; "kız-erkek öğrencilerin aynı evde kalamayacakları" iddiasında AKP'yi birlikte kurduğu Arınç'ı (ve ihtimal Gül'ü) bile yanında bulamayan, hatta sadece bu konuyla sınırlı olmak üzere Mehmet Barlas'ı da kaybeden Başbakan'ın son hamlesi Osman Ulagay'a yeni bir kitap yazdırır mı?
Kitabının son bölümünde "Erdoğan'ın bu çıkmaz yolda yürümeye devam etmesi halinde kendi partisi içinde ve AKP'ye destek vermiş olan kesimde farklı arayışların gündeme gelmesi büyük önem kazanacaktır" diyen Ulagay, kapıyı açık bırakıyor...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018